İsrail istihbaratı bağlantılı finansör Jeffrey Epstein’in, sevgilisi Ghislaine Maxwell ile kurup yönettiği, pedofili ve cinsel şiddet merkezli şantaj-casusluk şebekesinden ABD başkanlarına ait yeni belge ve görüntüler çıkıyor. Türkiye’nin Epsteinleri yok mudur? “Bal tuzağı” merkezli uyuşturucu operasyonları siyaset, bürokrasi, iş dünyasına uzanıyor mu? Öğrenebilecek miyiz? Soldan sağa, Trump, Epstein, Clinton.
CHP’li Ali Mahir Başarır, 21 Aralık akşamı, 2026 Bütçe görüşmelerinin son gününde TBMM Genel Kurulundaki büyük kavga çıkmadan önce yaptığı konuşmada “Mersin limanında 8,5 milyon uyuşturucu hap bulundu” dedi ve şöyle devam etti: “Gelen ülke Kolombiya, Venezuela; gelen liman belli, uyuşturucu orada, baron yok! Ama şimdi kiminle uğraşıyoruz? Sanatçılarla, kulüp başkanlarıyla. Bugün her sokakta, mahallede uyuşturucu satılıyor, çocuklarımız tehlikede. Bir şeyi konuşmuyoruz; baronları. Türkiye’nin Escobar’ı nerede?”
Bu soru, tam da ABD Adalet Bakalığı’nın, Başkan Donald Trump dahil siyaset, bürokrasi, iş ve sanat-kültür dünyasından kimlerin Jeffrey Epstein’in pedofili ve cinsel şiddet merkezli şantaj-casusluk şebekesiyle yolunun kesiştiğine dair belgeleri açıklama kararıyla ayrı bir anlam kazanıyor. Türkiye de bugünlerde medya merkezli ama bürokrasi, siyaset, iş ve sanat-kültür dünyasına uzanma sancıları çeken, cinsel ilişkiler ağı zemininde bir uyuşturucu operasyonuyla çalkalanıyor. En son Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran’ın sorguılandığına tanık olduk.
Düğüm noktalarında saptanan isimleri, istihbarat dünyasında “İngilizcesiyle honey trap-bal tuzağı” denilen, cinsellikle tuzağa çekip görüntüleriyle şantaj yaparak kullanma yöntemiyle kontrol altına alınan kişiler Türkiye’de de var mıdır?
Türkiye’nin Epstein dosyaları var mıdır, varsa kimlerin ismi koruma altındadır?
“Türkiye’nin Escobar’ı nerede?” haklı bir soru. İçişleri Bakanlığı doğrusu boş durmuyor. Resmi kayıtlara göre 2025’in ilk 11 ayında 47 ton uyuşturucu madde 130 milyon uyuşturucu hap yakalanmış. 150’ye yakın uyuşturucu çetesi dağıtılıp 40 binden fazla satıcı, imalatçı vb tutuklanmış, bunlardan 51 uluslararası düzeyde kırmızı bültenle aranan kişilermiş.
Başarır’ın sorusunu haklı kılan, bunların arasında uluslararası orkestra şefi düzeyinde kimsenin bulunmaması. Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığının 2025 Uyuşturucu Raporuna göre Türkiye hem Latin Amerika kaynaklı doğrudan veya Batı Afrika üzerinden Avrupa’ya “kokain kaçakçılığında giderek artan” geçiş koridoru olarak kullanılmakla birlikte özellikle hap ve sentetik maddelerde iç tüketim de artıyor.
Türkiye’ye Latin Amerika kökenli bu kadar uyuşturucu madde giriyorsa, bunları çocukları suça çeken çetelerin örgütlediğini düşünmek safdillik olur; birilerinin bu şebekeleri örgütleyip kullandığı açık.
Kim o birileri?
Belli sermaye gruplarıyla, bürokratlarla, siyasetçilerle “korunup kollanma” irtibatları var mı? Varsa kimdir bunlar?
Bu kişilerin MİT ve Emniyet tarafından bulup çıkarılması normal koşullarda mümkün olmalı.
Türkiye’nin Epsteinlerine gelmeden bir saptamada bulunalım: ABD’de Demokratlar herhalde çok pişmandırlar Trump’a vurmak için Epstein Dosyalarını kurcaladıklarına. Yeni çıkan belge ve görüntüler Trump’ı zorlayacak türden ama Demokrat Başkan Bill Clinton’u ve eşi, Dışişleri Bakanı ve Başkan Adayı Hillary Clinton’u çok daha zor duruma sokabilir.
İddiaları özetleyelim. İsrail gizli servisi MOSSAD’la irtibatı İsrail yetkililerince de kabul edilen Epstein’ın ABD’deki iş, siyaset, sanat-kültür, bürokrasi çevrelerinde, küçük yaşta kızları ağına düşürüp cinsel obje olarak pazarlayarak bir şantaj-casusluk ağı kurduğu anlaşılıyor. Bu yöntemle sadece bu kişileri manipüle etmekten, bu kişilerin bilgisayarlarına erişim yoluyla en gizli bilgilerle oynadığı da giderek daha iyi anlaşılıyor. (Örneğin yıllarca kendisi Yahudi değil, Metodist Hristiyan olan Hillary Clinton’un neden gelmiş geçmiş en İsrail yanlısı ABD Dışişleri Bakanı olarak bilinmesi, Epstein sonrası daha iyi anlaşılıyor.) Epstein 2019’da hapishanede öldü. Sevgilisi ve bu kirli işlerde ortağı, hatta asıl beyni olan (medya baronu ve MOSSAD’la da bağlantılı Robert Maxwell’in kızı) Ghislaine Maxwell ise yüksek güvenlikle hapishanede tutuluyor.
Belki açığa çıkmayan başka Epsitein şebekeleri de vardır. Ama bu şebekenin 1990’ların başından itibaren 20 küsur yıl ABD ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa’da fuhuş ve şantaj yoluyla nüfuz ajanlığı yaptığı anlaşılıyor.
Türkiye’nin, başka ülkelerde denenmiş bu yasa ve ahlak dışı yöntemlerin dışında kaldığını mı düşünüyor olamazsınız herhalde.
Aynı yıllarda Türkiye’de esen Adnan Oktar Hoca rüzgârı vardı. Hangi tanınan ailelerin oğulları ve kızlarını o rüzgâra kaptırdığı çok yazıldı, çizildi. Mehdilik iddiası dahil dinsel iddialarla, cinsellik temelinde kurduğu kapalı cemaat 2018-2019’da dağıtıldı. Oktar, aralında cinsel istismar, şantaj, siyasi ve askeri casusluk suçlamaları dahil gerekçelerle 8 bin 658 yıl hapse mahkûm edildi. Bazı davalar hala devam ediyor,
Savcı değilim, Oktar’ı da başkasını da doğrudan suçlayamam. Ancak buna benzer oluşumlar Türkiye’de de devredeyse, önemli noktalardaki kişilerden bu “bal tuzaklarına” düştükleri belgelenenler var mıdır? Varsa, onları ne zaman öğreneceğiz, öğrenebilecek miyiz?
Epstein güç oyununda bu kadar kolay harcandıktan sonra Mehmet Akif Ersoy, Ela Rümeysa Cebeci ve benzerlerinin, bildikleri her şeyi anlatmaları halinde başlarına bir şey gelmeyeceğinden emin olmaları gerekiyor ki bu da devletin görevidir.
Dışişleri Bakanlığının 2025 Büyükelçiler Konferansı 15-19 Aralık tarihlerinde Ankara’da yapıldı. “Barış, İstikrar ve Refah Üreten…
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin Haziran 2025’te İsrail-İran savaşı sırasında İran rejiminin değişeceği beklentisiyle…
Yeni bir yıla yaklaşırken tek tek yaşadığımız gelişmelerin ötesinde asıl rahatsızlık, ağaçların arasında yolumuzu bulmaya…
Mehmet Akif Ersoy, o dönem Ciner Medya Grubunu yöneten Kenan Tekdağ tarafından Ağustos 2024’te Habertürk…
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi ve kağıt üzerinde Ankara Büyükelçisi Tom Barrack 15…
Manisa, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın cenazesine katılan CHP milletvekillerinden Namık Tan 15 Aralık akşamı…