Ekrem İmamoğlu’na yaylım ateşi asıl şimdi başlayacak gibi. Bunun nedeni 27 Ağustos’ta yaptığı bazı vakıf ve derneklere İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB), eski deyimle “bakması” protokollerini iptal etmesi, daha fazla para vermeyi reddetmesi.
Bir Avrupa ülkesi büyüklüğündeki İstanbul’un temel belediye hizmetlerine, toplu taşımaya, sel baskınlarına karşı alınacak önlemlere, itfaiye teşkilatına, yeşil alanlara, deprem önlemlerine filan gitmesi gereken bütçesinin bir bölümü bazı vakıfların amaçlarına rahatça ulaşması için tahsis edilmiş. Paranın miktarı da açıklandı: 357 milyon liraya yakın. Hani masraf yapacağımız zaman altı sıfır atılmış halde, yatırım yapacağımız zaman büyük görünsün diye eski hesapla yapıyoruz ya, o hesapla “tam 357 trilyon, 500 milyar”.
Peki, bu para hangi vakıfların emelleri için harcanmış? Kırk küsur yıldır düzenlediği İstanbul Festivali ile ülkeye itibar katan İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na (İKSV)? Ya da Türkiye’de çevre bilincini canlandıran, ormanlar kurulmasını sağlayan TEMA vakfına mı? Yeni nesillere matematik öğretmeye çalışan çabalayan Nesin Vakfına mı? Anne Çocuk Eğitim Vakfına (AÇEV) mı?
Hayır. İmamoğlu’nun ilan ettiğine göre bu paralar, bazısı AK Parti’ye, bazısı belli tarikat ve cemaatlere yakın şu vakıflara gidiyormuş: TÜRGEV, Ensar Vakfı, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, TÜGVA, Darü’l Fünun İlahiyat Vakfı ve Hoca Ahmet Yesevi Vakfı.
İmamoğlu sadece bir vakfa ulaştırma ve yeme-içme desteği olarak, önceki AK Partili –atanmış- İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın onayıyla 56,5 milyon lira vaat edildiğini, şimdi bunun iptal edildiğini söyledi. Bunun anlamı o vakfın açtığı “arka bahçe” niteliğindeki yurtlarda yetiştirilen, yönlendirilen gençlere belediyenin baktığı, beslediği, taşıdığı. İmamoğlu’nun basınla paylaştığı bilgilere göre o vakıf Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA). Başkanı Enes Eminoğlu. Vakfın Eminoğlu’nun seçildiği son genel kuruluna Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da katılmış, faaliyetine destek beyan etmişti.
Erdoğan’ın Genel Kurullarına katılmaya özen gösterdiği bir başka vakıf Türkiye Eğitim ve Gençlik Vakfı (TÜRGEV) de İmamoğlu’nun desteği kestiği kuruluşlar arasında.
İmamoğlu’nun basınla paylaştığı bilgilere göre, 357 milyon küsur liralık protokollerde aslan payını “yurt işlevi de içeren gençlik merkezi, spor tesisi ve otopark inşaatları”, toplam 5 inşaata verilen 165 milyon lira ile TÜRGEV almış. Vakfın yönetiminde Bilal Erdoğan ve Esra Albayrak’ın yanı sıra, onayı veren eski İBB Başkanı Mevlüt Uysal da var; başkanlığını da 2018 Şubat’ından bu yana Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi, aynı zamanda Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Üyesi Fatmanur Altun yürütüyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2015’te TÜRGEV’e öğrenci yurdu olarak işletmek üzere 6 bina bağışladığı haber olmuştu. O haberlerde İBB’nin 7 binayı da Ensar Vakfına bağışladığı bildirilmişti. 2016 yılında Manisa yurdunda 45 erkek çocuğa taciz iddiasıyla tartışmaya konu edilen Ensar Vakfının başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu da 2019 Haziran ayına dek THY’de “Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi” olarak görev yapmış, Bilal Erdoğan Ensar-TÜRGEV işbirliğini savunmak adına “Eşimden sonra en çok görüştüğüm kişi Ensar Vakfı Başkanı” demişti. O dönem çıkan haberlerde İBB’nin Aziz Mahmud Hüdayi Vakfına 4, Darü’l Fünun İlahiyat vakfına da yine dört bina bağışladığı bildirilmişti.
Hüdayi Vakfı yönetiminde Topbaş ailesi var. Ancak başkanlığı yürüten Ahmet Hamdi Topbaş, ancak önceki AK Partili İBB Başkanı Kadir Topbaş ile değil, Türkiye’nin en zengin işadamlarından sayılan ve Erenköy Cemaatine yakın olarak bilinen Latif Topbaş ailesinden.
Bakalım İmamoğlu ve ekibi arşive girdikçe geçmişte Fethullahçı vakıf ve derneklere İstanbul belediyesinden çıkılan destekler de açığa dökülecek mi? “O dosyalar kayyum döneminde temizlenmiştir” dediğinizi duyar gibiyim ama bürokraside hiçbir kayıt tamamen silinmez, arayan bulur, iki kişiden fazlasının bildiği hiçbir bilgi, sır kalmaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 24 Ağustos’ta Trabzon’da yaptığı konuşmada İstanbul belediye Başkanı İmamoğlu’nu adres göstererek, “Kimi belediyeyi terör örgütüne peşkeş çekti, kimi şimdiden teslim bayrağını çekerek hiçbir iş yapmayacağını ilan etti. Biz böyle bir siyaset anlayışını kabul etmiyoruz” demişti. Bu da akıllara HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasını getiriyordu.
Ancak İmamoğlu’nun bu protokolleri iptaliyle asıl şimdi arı kovanına çomak soktuğu söylenebilir. Seçim kampanyası sırasındaki vaatleri arasında israfa son verilmesi, İstanbulluların parasının belediye hizmetlerine harcanması sözünü veren İmamoğlu, bu hamlesiyle vaatten icraata geçmiş görünüyor. Ayrıca böylelikle AK Parti’nin yanı sıra, tarikat ve cemaatlere yakın vakıf ve derneklerin AK Partili belediyelerden beslendiği yolundaki iddialar da ete kemiğe bürünmüş, iddia olmaktan çıkıp somutlaşmış bulunuyor.
Bu konuları bilenlere göre, bu miktarlar buzdağının görünen kısmı. Sadece İstanbul için değil, bütün belediyeler için de.
Yine bu konuları bilenlere göre, belediye kaynakları kesilen bu vakıf ve dernekler, bir kısmı kapatılmış Fethullahçı vakıf ve derneklerin Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Hazine’ye devredilen varlıklarını, bu vakıf ve derneklere 49 yıllığına tahsis etme yoluna gidilebiliyor. Burada araç Vakıflar Meclisi ve çoğu zaman “yukarılardan gelen bir telefon” kararı belirliyor. Bir de bundan sonra bu vakıf ve dernek faaliyetinin “Cumhurbaşkanlığı himayesinde” yapıldığını, böyle olduğunda devlet bütçesinden ödeneceği işin masraflarının da azalacağını görürsek şaşırmamak gerekiyor.
Bu vakıf ve derneklerle destekçilerinin İmamoğlu ve CHP’yi hedefe koyması şaşırtıcı olmayacak.
Ben bir de belediye kaynaklarından belli medya gruplarına destek verilip verilmediği, verildiyse onların ne zaman açıklanacağını merak ediyorum. Bakalım oradan hangi isimler çıkacak?