Gazeteci-Yazar
Arada kaynamasın, yazının devamında değineceğim iki konuyu şimdiden söyleyeyim. Birincisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanması halinde Hüda-Par’a bakanlık verip vermeyeceği. Diğeri de “Hizbullahız” dedikten sonra “Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’in kellesini keseriz” tahdidini savuran saldırgana dava açılıp açılmayacağı. Ama önce siyasetteki son gelişme: dün sürpriz bir şekilde 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le görüşen 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
Dün çoğu kişi Muharrem İnce’nin kendisiyle görüşmeye gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Hoş geldiniz, ayağınıza sağlık, güle güle” diye adeta bir an önce gidin de ben de TV canlı yayınına yetişeyim der gibi yolcu etmesine takıldı. Yapılan ilk yorumlara göre İnce adaylıktan çekilmediğine göre CHP de artık İnce defterini kapatabilirdi. Oysa görüşmeden bilgiler sızdıkça, İnce’nin üst perdeden
İskoçya Milli Partisinin genel başkanı Humza Yousaf’ın (kolayınıza gelirse Hamza Yusef diyebilirsiniz) Başbakanlık konutundaki ilk gününde, aile ve Müslüman ekip üyelerine, oruçlarını açtıktan sonra namaz kıldırırken fotoğrafını görünce ilk aklıma gelen bu oldu. Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin ilk Müslüman başbakanı bir İskoç olabilir miydi? Cevap: Evet, olabilir. Yusef’in başında bulunduğu İskoçya Milli Partisi (SNP),
Nurettin Canikli’ye üzülmüyorum örneğin. Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu bundan tam 160 yıl önce çiftçiyi desteklemek için kurulmuş, adı üstünde Ziraat Bankasını, “tarımla ve çiftçiyle sınırlandırmak” sözü vermekle suçlayan AK Partili Canikli’ye kızılır, eleştirilir örneğin. Hürriyet ve CNN Türk’ü Demirören Grubu eliyle hükümet borazanı haline getirmek için Ziraat Bankasını kullanmanın mı bankacılık ilkelerine daha uygun
Bu yazının başlığı “Kılıçdaroğlu daha ne yapsın?” da olabilirdi. Ama bu soruya verilecek ideolojik ve politik yanıtlarla yazı iki ayrı yöne doğru esneyebilir, bu da CHP lideri ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’la kıran kırana bir iktidar mücadelesine getiren cephe siyasetini açıklamakta yetersiz kalabilirdi. O nedenle yazının
Kemal Kılıçdaroğlu 23 Mart akşamı Halk TV’de “Vatandaş değişimden yana, seçim birinci turda biter” dedi; “Birinci turda bu işi alıp Türkiye’yi artık ikinci kez yormamak gerekiyor.” Kılıçdaroğlu başından itibaren kazanma azmine sahipti ama ilk kez bu kadar net konuştu; 14 Mayıs’ta milletvekili seçimiyle birlikte cumhurbaşkanlığı seçiminin de biteceğine ve 15 Mayıs sabahı cumhurbaşkanı olarak uyanacağından
Ankara’da cumhurbaşkanlığı aday telaşı HDP öncülüğündeki Emek ve Özgürlük İttifakının aday göstermeyeceğini ilan etmesiyle duruldu. Meclis grubu desteği olmadan asgari 100 bin imzayla cumhurbaşkanı adayı olabileceklerin YSK’da ilk gün aldıkları imza desteği beklediklerinin çok altında kaldı; yarış beklendiği üzere Cumhur İttifakı adayı Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek. Şimdi siyaset kulisinde
Muharrem İnce’nin 21 Mart akşamı Habertürk’te Fatih Altaylı’ya söyledikleri arasında dikkatimi en çok çeken şu iki cümle oldu: “İlla Muharrem İnce aday olsun derdinde değilim. Ben diyorum ki, bu 6’lı Masa seçim kazanamaz, kazansa da ömrü olmaz.” İnce’nin “İlla aday olma derdinde değilim” sözlerinin inandırıcılığı değil üzerinde durmak istediğim. Daha kısa bir süre önce Zafer
Daha birkaç saat önce Yeniden Refah Partisi, AK Parti’yle görüşmeleri sonucu seçimlerde Cumhur İttifakını desteklemeyi reddetmişti. Fatih Erbakan, sadece destek vermemekle kalmamış Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı cumhurbaşkanlığı adaylığını da ilan etmişti. AK Parti bir şeyler yapmalıydı. Daha önce Erdoğan’ın kabineye yeniden katılma teklifini reddetmiş olan önceki Hazine Bakanlarından Mehmet Şimşek’in böyle bir günde AK Parti’ye