Gazeteci-Yazar
Artık biliyorsunuz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ara sıra “X” hesabını sadece İngilizce mesaj vermekte kullanıyor. Böylelikle Şimşek’in o mesajları Türk kamuoyundan, seçmeninden çok dışarıya, dış siyaset ve ekonomi çevrelerine vermeyi amaçladığını anlıyoruz. Şimşek’in 30 Kasım akşamüzeri, TRT Canlı yayınına katılmadan hemen önce X hesabından yaptığı yayını da böyle okumak gerekiyor. Doğrusu Şimşek yabancı
Soğuk Savaşının icrasında rol alan kişileri eleye eleye bire indirseniz karşınıza çıkacak isim Henry Kissinger olurdu. 29 Kasım’da Connecticut’taki evindeki ölümüyle İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan “yeni dünya” düzeninin sonunun da geldiğini var sayabiliriz. Covid-19, Rusya-Ukrayna ve İsrail-Hamas zincirlemesiyle çatırtıları duyuyoruz zaten. Geçen 20 Temmuz’da 100 yaşına rağmen Çin’e gitti. Hiçbir resmi sıfatı olmamasına rağmen
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan TBMM’ye 2024’ün de zor geçeceğini söylemişti. Türk dış politikasındaki mevcut sorunlara İran da eklenmiş olabilir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 11 Kasım’da Riyad’daki İslam ülkeleri ortak zirvesi dönüşünde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin 28 Kasım’da Türkiye’ye geleceğini, Gazze Krizi üzerine birlikte nelerin yapılabileceğini konuşacaklarını söylemişti. Ancak 28 Kasım’da Reisi gelmedi. Gelmeyişi üzerine ne Tahran
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın uyuşturucu çetelerinden yasadışı bahis, şike ve tefecilik örgütlerine oradan sosyal medya fenomenleri üzerinden kara para operasyonlarına dek mücadelesinin sadece asayiş boyutu değil ekonomik boyutu da bulunuyor. Bu operasyonların Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Türkiye’ye dış yatırım gelmesinin koşullarından biri olarak gördüğü, “kara para aklama ve terörizmin finansmanına” dair “Gri Listeden”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dış politikada zafer haberleri veremedikçe içeriyi sıkıştırıyor. Dikkatleri ekonomiden dağıtmak için attığı Anayasa değişikliği hamleleri nafile çıktıkça da girişilen bütün medya operasyonlarına rağmen, 2024’te IMF’yi filan mumla aratacak kemer sıkma politikaları saklanamaz hale geliyor. Oysa, özellikle de haberleri çoğunlukla TRT’den alan seçmen kitlesi için şu sıra, tam da Gazze Krizi devam ederken
“Yerel seçimlerde ittifak yapmayacağız. Çünkü ittifak kelimesi çok yoruldu. El birliği ile o kelimeyi bayağı yıprattık. İttifak kelimesi artık çok olumlu çağrışım yapmıyor seçmenin kulağında.” CHP’nin yeni lideri Özgür Özel 23 Kasım akşamı Sözcü TV’de Uğur Dündar’ın 31 Mart yerel seçimlerinde ittifak olup olmayacağı sorusunu böyle yanıtladı. Özel şöyle devam etti: Ben ‘iş birliği’ kelimesini
Hollanda’nın yeni başbakanı, 22 Kasım seçimlerinde kendisinin bile inanamayıp “kolumu çimdikledim” dediği bir zafer kazanan Geert Wilders oldu. Siyasi çizgisi “aşırı sağcı” diye yumuşatılan Wilders, ırkçı, yabancı düşmanı ve İslamofobik; Avrupa’de ve dünyada yükselen yeni faşizmin tipik bir temsilcisi. Dün bir ara 12 Eylül 1980 darbesi sonrası Hollanda’ya yerleşen bir Kürt solcu sendikacının kızı olan
İsrail ve Hamas arasında Gazze’de 4 gün sürecek bir ateşkes, rehine takası ve insani yardım ulaştırılması anlaşması 22 Kasım’ın ilk saatlerinde ilan edildi. Böylece 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırıp çoğu sivil 1200 kişiyi öldürmesiyle başlayan ve İsrail’in o tarihten bu yana Gazze’ye ateş yağdırıp çoğu sivil 13 bin kişiyi öldürmesiyle 45 gündür devam eden krize
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendi icraatlarından, kendi getirdiği kurallardan vazgeçme serisine devam ediyor. İlk akla gelenleri bir çırpıda sayalım. Son yargı kriziyle yeniden tartışmaya açılan Anayasa’nın 90’ıncı Maddesine göre AİHM kararlarının üstünlüğü. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çıkılması. Değiştirilmesi tartışmaya açılan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin taşıyıcı sütunlarından yüzde 50+1 eşiği.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz 29 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı yeniden seçilmesi nedeniyle açtığı tebrik telefonunda aynı zamanda davet de ederken aklında “zor ortak” olarak gördüğü Türkiye’yi beş yıl daha yönetecek liderle arayı daha da bozmamak, hatta belki geliştirmek vardı. Doğrusu Türkiye’deki hava da buydu. Almanya ve Avrupa Birliği ile ilişkileri geliştirmek için yeni bir can