Gazeteci-Yazar
Bugünlerde enflasyonun bir türlü düşmemesini ay sonunu getirmeye çalışan dar gelirli vatandaşın kredi kartına taksitle gıda alışverişi yapmasına bağlayanlar var. Hulûsi Turgut’un Cavit Çağlar’ın hayatını yazdığı “Cavit Çağlar-Fırtınalı Bir Yaşamöyküsü” kitabının 1990’larla ilgili bölümünde Tansu Çiller’le ilgili kısımlarını okurken onlar aklıma geldi. Çağlar’ın Turgut’a anlatımına göre, DYP lideri Süleyman Demirel’in Kasım 1991’de SHP lideri Erdal
Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevinden Diyarbakır’daki “Kürt Sorununda Çözüm ve Barış Konferansı’na” 16 Mart’ta gönderdiği mesajda Kürt sorununu çözümünde birinci muhatabın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve yasadışı PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan olduğunu öne sürdü. Demirtaş, Konferansa gönderdiği mesajda şunları söylemiş: “Kürt sorununun çözümü, resmi olarak bir masa etrafında konuşulacaksa -ki bizce gecikilmeden konuşulmalıdır- masada Türkiye
CHP 2023 başından bu yana sadece kendi seçmenine değil Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iktidarına artık yeter diyen seçmene yaşattığı hayal kırıklığının bedelini 31 Mart’ta ağır ödeyebilir. Bugün AK Parti adayı Murat Kurum’un siyaset deneyimsizliğinden kaynaklanan eksikliklerine ve gaflarına rağmen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kaybetme ihtimali konuşuluyorsa, bu sadece AK Parti ve MHP değil aynı zamanda hemen
Türk lirası ABD doları karşısında 11 Mart Pazartesi günü rekor seviyeye düştü; 1 dolar bir ara 32 lirayı geçti. Aynı şekilde İngiliz Sterlini 41, Avro ise 35 lirayı aştı ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in tepki vermesine yol açtı. Bunun görünür bir gerekçesi yoktu. Örneğin, Türkiye’nin dış ilişkilerinde, özellikle ABD ile bir çatışma ortamı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 8 Mart’ta Vaşington’da ABD’li karşıtı Antony Blinken ile görüşmesi ve diğer temaları ardından düzenlediği basın toplantısında “Pozitif bir gündemle yeni bir sayfa açarak yolumuza devam etme imkânı var” dedi. Türkiye-ABD ilişkileri “mazisi olan” bir ilişkiydi, “Geçmişte pek çok krizler” yaşamıştı ve o “krizleri yönetme” konusunda da iki ülke arasında bir “hafıza
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Ömür boyu sürecek” bir iktidarın peşinde olduğu sorusunu sormanın zamanı geldi. Hayır, sadece AK Parti seçim kampanyasının sıcak günlerinde “Bu benim son seçimim” demesi nedeniyle değil. Bu Erdoğan’ın seçmenlerinin vicdanına ilk “Bu seçim son seçimim” deyişi de değildi, böylelikle kendisinden sonra “acı günlerin yakında” olduğunu ima edişi de. Erdoğan’ın ömür boyu
İYİ Parti 31 Mart seçimlerinde Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir. Ayrıntısına birazdan gireceğim ama önce o konuyla da teğet bağlantılı olarak Kürt seçmen üzerinden oynanan “faullü siyaset” konusu üzerinde durmak istiyorum. Kürt seçmen üzerinden faullü siyasetin son örneğini CHP’nin Afyon Belediye Başkan adayı Burcu Köksal’ın, seçildiği takdirde belediye kapılarının DEM Parti dışında herkese açık
Son günlerde seçim öncesi havayı koklayıp seçim sonrasında yatırım ortamını kestirmek isteyen yabancı yatırımcılar Türkiye’ye gelip yetkililer ve ilgililerle görüşmeler yapıyor. Bunlardan bir kısmıyla görüşüp bilgi almak imkanım oldu. Aslında neleri merak ettiklerini öğrendim demek daha doğru olur. Çünkü oturmuş kanılarından çok soruları olduğunu gözlemledim. Bunları paylaşacağım ama neticede hepsinin dönüp dolaşıp bakacağı ölçünün aynı