İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 23 Temmuz’da Vaşington’da ABD Kongresine dördüncü konuşmasını yapıyor. ABD Başkanı Joe Biden’ın seçim yarışından çekildikten sonra ilk yabancı liderle görüşmesinin 25 Temmuz’da Netanyahu’yla yapacağını özellikle belirtiyor ajanslar. Biden’ın yerine aday olarak önerdiği Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Netanyahu’nun Kongre sunumunu -maalesef seçim gezisi mazeretiyle kaçıracağı için onunla ayrıca buluşacak. Netanyahu ise bütün
Türkiye son birkaç gün içinde İsrail’in Gazze’de sayısı altı ayda 35 binden fazla Filistinlinin hayatını alan saldırılarına karşı iki önemli adım attı. Önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Uluslararası Adalet Divanında İsrail’e soykırım suçlamasıyla Güney Afrika cumhuriyetince açılan davaya müdahil olma kararını ilan etti. 2 Mayıs’ta da Ticaret Bakanlığı daha önce 54 maddede kısıtlama getirdiği İsraille
İran’ın İsrail’e düzenlediği hava saldırısı konusunda Türkiye’den resmî kanallardan yapılan ilk değerlendirme ne Cumhurbaşkanlığı ne Dışişleri ne de Millî Savunma Bakanlığından, ama Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Akademisinden geldi. MİT Akademisi Başkanı Talha Köse, “X” sosyal medya hesabı üzerinden 14 Nisan sabahı kapsamlı bir paylaşım yaptı. İsrail kendi çizgisine çekiyor İran’ın İsrail’e saldırısı ardından MİT Akademisi
İsrail ve Hamas arasında Gazze’de 4 gün sürecek bir ateşkes, rehine takası ve insani yardım ulaştırılması anlaşması 22 Kasım’ın ilk saatlerinde ilan edildi. Böylece 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırıp çoğu sivil 1200 kişiyi öldürmesiyle başlayan ve İsrail’in o tarihten bu yana Gazze’ye ateş yağdırıp çoğu sivil 13 bin kişiyi öldürmesiyle 45 gündür devam eden krize
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun gerçek yüzünü 2006’da yüz yüze gördüğüm tarih 12 Temmuz’du. O gün İsrail orduları Lübnan’a girmişti; Hizbullah’ın sınır bölgesinde 8 İsrail askerini öldürmesi, ikisini de rehin alması üzerine başlamıştı operasyon. Ben 10 Avrupa ülkesinden 10 gazeteciyi kapsayan bir basın turu için İsrail’deydim. O gün Likud lideri Netanyahu ile toplu söyleşimiz vardı. Likud
Hamas’ın 7 Ekim sabahı İsrail’e saldırısında öldürülenlerin sayısı 8 Ekim sabah saatlerinde 300 “kadar” İsrailli ve 300 “kadar” Filistinliye ulaşmıştı. İsrail’in bazı kasabalarında Gazze şeridinden sızan Hamas militanlarıyla İsrail asker ve polisi arasında çatışmalar devam ediyordu. ABD desteğiyle dünyanın en gelişmiş savaş teknolojisine ve Mossad ve Şin Bet gibi istihbarat ağlarının desteğindeki İsrail ordusu gafil
Nikol Paşinyan’ın siyasi acemiliği ve fırsatçılığı Ermenistan’a pahalıya mal olmaya, İlham Aliyev’in dinamik ittifaklar politikası ve deneyimiyse Azerbaycan’a kazandırmaya devam ediyor. Tabii Ermenistan yönetiminin başta ABD ve Fransa gibi destekçileri konum kaybederken İran kaybetmese de durduğu yerde patinaj yapıyor. Azerbaycan’la beraber Rusya, Türkiye ve İsrail de konum güçlendiriyor bu arada. Bu Aliyev-Paşinyan, ya da Bakü-Erivan
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için Nev York’a yola çıkarken Türkiye’nin Avrupa Birliğiyle yolları ayırma ihtimalinden söz etmesine AB saflarından “Gitme kal, istediğini verelim” diyen olmadı şimdiye kadar. BM çalışmaları sırasında yapılacak ikili görüşmelerde AB liderlerinin Erdoğan’a “Türkiye’siz olmaz” mesajı vereceği beklentisi var belki de Cumhurbaşkanımız ve yakın çevresinde. Erdoğan’ın ikili görüşme programında
İsrail, yargı reformu tartışmalarıyla başlayan derin bir siyasi krizin içinden geçiyor. Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümeti tartışmalı yargı reformu kapsamında Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlayan yasal düzenlemeyi -içeriden ve dışarıdan gelen tepkilere kulak tıkayarak- meclisten (Knesset) geçirince kritik bir eşik aşılmış oldu. Kararı protesto etmek amacıyla ülkenin dört bir yanında binlerce kişi sokağa döküldü. Yolları kesen
- 1
- 2