Modern siyasi söylemde Adolf Hitler’in sıklıkla anılması, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, sıkça eleştirilere neden olmaktadır. Donald Trump gibi isimlerin Hitler ile eş tutulması, iki figürün tartışmalı doğası dışında pek bir ortak noktası olmayan, oldukça saçma ve indirgemeci bir yaklaşımdır. Ancak, bu pratik, çeşitli jeopolitik çıkarlar ve belirli güç dinamiklerini sürdürmek amacıyla Almanya ve küresel güçler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri Eski Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Donald Trump ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre Erdoğan görüşmede Cumartesi günü silahlı saldırıya uğrayarak yaralanan Trump’a geçmiş olsun dileklerini iletti. Erdoğan, görüşmede “Trump’a yönelik suikast girişimini bir kez daha kınarken saldırı nedeniyle duyduğu üzüntüyü ve geçmiş olsun dileklerini ifade
Amerika Birleşik Devletleri, Kasım ayında gerçekleştirilecek seçimlere aylar kala başkanlık koltuğuna yeniden oturmak için Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olan Donald Trump’a düzenlenen suikast girişimi ile sarsıldı. Pensilvanya’nın Butler kentinde 13 Temmuz’da yapılan mitingde silahlı saldırıya uğrayan Trump, sağ kulağından yaralandı. Başkan adayı silah seslerinin duyulmasının ardından sahneden indirilirken, saldırganın öldürüldüğü belirtildi. Trump’un sağlık durumunun iyi olduğu
Bu başlığa bir Erdoğan daha eklemek lazım ama o iç siyasetle ilgili: AK Parti MHP’den vaz geçebilir mi? Yine de verilecek yanıtlar çok farklı değil. Şu fani dünyada hiç kimse ve hiçbir güç vaz geçilmez değildir. ABD, PKK’dan; Putin, Esad’dan; Erdoğan, ÖSO’dan ve AK Parti MHP’den vaz geçebilir, ama günü gelip kullanım değerinin miadı dolduğunda.
ABD ve Çin temaslarının ardından Rusya’nın St. Petersburg kentinde Uluslararası Ekonomi Forumu’na (SPIEF) katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye Boru Hatları A.Ş. (BOTAŞ) ile Rus enerji şirketi Gazprom’un ortak şirket kuracağını açıkladı. 8 Haziran’da SPIEF kapsamında bulunduğu St. Petersburg’da Gazprom İcra Kurulu Başkanı Aleksey Miller ile de bir araya gelen Bayraktar, Anadolu
İklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız, daha vahimini de bu yaz yaşayacağımız söylenen hava sıcaklıklarından bahsetmiyorum sadece. Hem ülke içinde hem de küresel düzlemde oldukça sıcak bir yaz gündemi bekliyor bizi. Sıcak yaz, AYM kararı Anayasa mahkemesinin son gecikmiş kararları tesadüf olamaz. Malum, Anayasa’nın 153/2. maddesinde Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği açıkça düzenleniyor. İptal edilenlerin yerine
Bugün neresinden bakarsanız bakın Çin kaçınılmaz şekilde dünya ekonomisini, jeopolitiğini, teknoloji yarısını, uzay ve okyanus hakimiyetini derinden etkileyen bir süpergüç. Siyasi sistemi, kültürü, etnik mozaiği, küresel vizyoner girişimi “Kuşak ve Yol” ile her denklemde mutlaka hesaba katılması gerekiyor. Aklı başında tüm öngörüler, şayet doğal bir felaket, COVID’ten daha vahim bir salgın hastalık ya da kapsamlı
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Mayıs’ta Kobani Davasında ağır ceza yağdırdı. En çok öne çıkan, doğal olarak Selahattin Demirtaş’a 42 yıl ve onunla aynı dönemde HDP eş başkanı olan Figen Yüksekdağ’a 30 yıl ağır hapis cezası verilmesi oldu. Bu da tıpkı Gezi Davası gibi, tıpkı siyasi iklim değişince düşen Ergenekon serisi davalar gibi siyasi
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in 13 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuğu olarak Ankara’da ağırlanmasından beklenen en önemli sonuç bir tatsızlık çıkmaması olacak. Evet, 7 Aralık’ta iki liderin Atina’da imzaladığı “Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi”nin içini doldurmak için bir dizi protokol ve anlaşma masada. Yıllık ticaretin 6 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkarılmasından yasa
Üniversite fikrinin temelinde aramak, araştırmak yatar. Bunun yapılabilmesi için soru sormak gerekir, hoşa gitmeyen aykırı fikirleri tartışmanın serbest olması gerekir. Medyayı, karar organlarını ele geçirmiş, “hakikat” üzerinde tekel kurmuş bir iktidar olabilir. Eğer üniversite özerk ve özgürse, orada bu hegemonyaya meydan okuyacak, “hayır hakikat öyle değil” diyecek öğrenciler, akademisyenler çıkar. Seslerini duyuracak güçleri olmayabilir; sonuçta