Modern siyasi söylemde Adolf Hitler’in sıklıkla anılması, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, sıkça eleştirilere neden olmaktadır. Donald Trump gibi isimlerin Hitler ile eş tutulması, iki figürün tartışmalı doğası dışında pek bir ortak noktası olmayan, oldukça saçma ve indirgemeci bir yaklaşımdır. Ancak, bu pratik, çeşitli jeopolitik çıkarlar ve belirli güç dinamiklerini sürdürmek amacıyla Almanya ve küresel güçler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Amerika Birleşik Devletleri Eski Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Donald Trump ile telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre Erdoğan görüşmede Cumartesi günü silahlı saldırıya uğrayarak yaralanan Trump’a geçmiş olsun dileklerini iletti. Erdoğan, görüşmede “Trump’a yönelik suikast girişimini bir kez daha kınarken saldırı nedeniyle duyduğu üzüntüyü ve geçmiş olsun dileklerini ifade
Amerika Birleşik Devletleri, Kasım ayında gerçekleştirilecek seçimlere aylar kala başkanlık koltuğuna yeniden oturmak için Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olan Donald Trump’a düzenlenen suikast girişimi ile sarsıldı. Pensilvanya’nın Butler kentinde 13 Temmuz’da yapılan mitingde silahlı saldırıya uğrayan Trump, sağ kulağından yaralandı. Başkan adayı silah seslerinin duyulmasının ardından sahneden indirilirken, saldırganın öldürüldüğü belirtildi. Trump’un sağlık durumunun iyi olduğu
İklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız, daha vahimini de bu yaz yaşayacağımız söylenen hava sıcaklıklarından bahsetmiyorum sadece. Hem ülke içinde hem de küresel düzlemde oldukça sıcak bir yaz gündemi bekliyor bizi. Sıcak yaz, AYM kararı Anayasa mahkemesinin son gecikmiş kararları tesadüf olamaz. Malum, Anayasa’nın 153/2. maddesinde Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği açıkça düzenleniyor. İptal edilenlerin yerine
Washington DC havaalanında beni karşılayan şoför 4 yıl önce Türkiye’den ABD’ye göçmüştü. Ülkede yasal yollarla kalıyordu, ancak oturma ve çalışma izni yoktu. ABD’nin ekonomisini döndüren kayıtdışı göçmen işçilerden biriydi. Arabaya biner binmez Washington’ın ne kadar tehlikeli bir yer olduğundan söz etmeye başladı. “Black lives matter (siyah hayatları değerlidir)” eylemlerinden beri suçun kontrolden çıktığından, polisin eli
Hollanda’nın yeni başbakanı, 22 Kasım seçimlerinde kendisinin bile inanamayıp “kolumu çimdikledim” dediği bir zafer kazanan Geert Wilders oldu. Siyasi çizgisi “aşırı sağcı” diye yumuşatılan Wilders, ırkçı, yabancı düşmanı ve İslamofobik; Avrupa’de ve dünyada yükselen yeni faşizmin tipik bir temsilcisi. Dün bir ara 12 Eylül 1980 darbesi sonrası Hollanda’ya yerleşen bir Kürt solcu sendikacının kızı olan
AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan üçüncü defa cumhurbaşkanı seçildi. 28 Mayıs’ta seçimin ilk defa yapılan ikinci turunda Erdoğan oyların yüzde 52,14’ünü alırken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 47,84’te kaldı. Küsurat sonuçlar kesinleştikçe değişecektir ama Erdoğan kazandı. Erdoğan’ın üçüncü defa aday olmaması gerekiyordu; oldu. Devlet imkânlarını AK Parti seçim kampanyasında kullanmaması gerekiyordu; sonuna dek kullandı.
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye olası F-16 satışı ile ilgili kararını ABD Kongresi’ne gönderdi. Bakanlık satışa ilişkin resmi bildirimini önümüzdeki hafta açıklayacak, ardından 15 günlük bir kongre maratonu başlayacak. Yeni F-16 uçaklarının ve modernizasyon kitlerinin satışına ilişkin karar Senato’daki ilgili komitelerin başkan ve kıdemli üyelerine iletilirken Amerika siyasi gündemi, Temsilciler Meclisindeki gerginliklerle boğuşuyor. Geçen
ABD Kongre ara seçimlerinin ilk sonuçları Cumhuriyetçi Parti saflarında büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisinin 435 üyesinin tamamının, Senatonun toplam 100 üyesinden üçte birinin, ayrıca bazı Eyalet Valiliklerinin yenileneceği ara seçimlerde çarpıcı bir başarı elde edeceklerinden adeta emindiler. Senato’da çoğunluğu 3-4, Temsilciler Meclisinde de 25-30 sandalye farkıyla kazanma, ayrıca birçok eyalette yapılacak Valilik