Londra Enerji Kulübü YK Başkanı
Artık şaşırmıyoruz. Jeopolitik dengeler rayından çıktı. İsrail, İran’a saldırdığında ya da Rusya Moldova’ya ait Trans-Dinyester’i de topraklarına ilhak etme yönünde çaba gösterdiğinde de şaşırmıyoruz. Tahran’ın Pakistan topraklarını füzeleriyle vurması da şaşırtmıyor, Libya’da uzun zamandır Türkiye’ye muhalefet eden Hafter kuvvetlerinin Ankara ile masaya oturması da. Hatta yarın bir gün Çin Halk Kurtuluş Ordusu kuvvetleri Tayvan’ın işgal
Bugün dünyada nüfusu yaklaşık 250 milyonu bulan Türk kökenli insanların çoğunluğunun dini İslam. Kimi Sünni, kimi Şii, kimi Alevi inancını taşıyor ama Türklerin tarihine baktığımızda İslam’dan önceki en eski dönemlerden günümüze kadar Tengricilik, Şamanizm, Budizm, Maniheizm, Anımizm, Totemizm, Hıristiyanlık ve Yahudilik de var benimsedikleri din ve inançlar arasında. Hatta son yıllarda özellikle gençler arasında farklı
İş dünyasında yönetim kurulu ya da yönetimde görev aldığımız zaman “çıkar çatışması” olabilecek başka görev ve sorumluluklarımızı bildiririz şirkete. O konulardaki hassas bilgilere erişmemize izin verilmez, karar oylamalarında oy kullanamayız. Kılı kırk yararız. Daha da ilerisi ve doğrusu, “çıkar çatışması” olan kişilerin görev almaması, hangi menfaate yakınsa o doğrultuda seçime yönlendirilmesidir. Aynı şekilde kamuda da
Hâlihazırda dünya nüfusunun yüzde 60’a yakını, yani 4.4 milyar insan, kentlerde yaşıyor. 2050’ye kadar bu nüfusa 2.5 milyar kişi daha katılacak. Bugün kimi kentlerin tanınırlılığı ait oldukları ülkelerin tanınırlılıkların bile önüne geçti. Tokyo, Londra, New York gibi kentlerin yıllık ekonomik büyüklükleri, birçok ülkenin GSMH’sını geride bırakıyor. Kentlerin sadece kendi sınırları dahilindeki altyapı, ulaşım, güvenlik, kültür
Bu sabah çok erken saatlerde Dubai’ye, merkezi orada olan dünyanın önde gelen enerji düşünce kuruluşlarından Gulf Intelligence’a, bağlandım. Dünya, bölgemiz ve Türkiye ile ilgili son gelişmeleri anlattım, sizlerle de kısa bir özetini paylaşmak istiyorum. Enerji geçiş sürecinin hızlandırılması bir “fantezi” Yeşil enerji dönüşümü elbette ki hepimizin istediği ve gerçekleştirmek için çaba harcadığımız bir süreç. Ama
Görevdeyken ABD Dışişlerinde üst kademelerde bulunmuş bir Amerikalı diplomat ile Marakeş’teki önemli bir toplantının kahve molasında sohbet ediyorduk. İçinde bulunduğumuz kritik dönemde ABD’nin sanki Türkiye’yi gözden çıkartmış gibi hareket ettiğini, oysa hesaba katılması gereken yeni dinamiklerin ortaya çıktığını belirterek Washington DC’de Türkiye politika (ya da politikasızlığını) kimin tasarlayıp icra ettiğini sordum. Elbette, bir ölçüde “checks-and-balances”
Hani derler ya “tarih tekerrürden ibarettir, ders almak lazım” diye, şimdi anlatacağım hikaye bu minvalde bizlere ışık tutacak, ilham verecek cinsten. Tarihçi Yusuf Halaçoğlu’na göre, Atatürk, 1922’de İzmir’e giderken üzerinde 20 yıldız olan Cumhurbaşkanlığı forsunu kullandı. 1959’dan sonra forstaki yıldız sayısı 16’ya düşürüldü. Şah İsmail’in başında olduğu Safevi, Memluk, Karakoyunlular ile Uzun Hasan’ın başında olduğu
Elbette bu soruya basitçe “onlar bizi sevmiyorsa biz de onları sevmeyiz” diyerek cevap verebiliriz, böylece sokakta milliyetçi duygular kabartılırken aynı zamanda Türkiye’nin medeni dünyadan daha da kopma riskini de üstlenmiş oluruz. Neden AB’ye giremiyoruz? Bir zamanlar Osmanlı yönetimi altında olan Balkanlar’da ve Ortadoğu’da neden Türk düşmanlığı var? Barış çubuğu zaman zaman içilse de eski yaralar
Gençlerle konuşmalarımda söz dönüyor dolaşıyor hepsinin kafasının gerisindeki “İnsanlar nasıl zenginleşiyor, biz nasıl zenginleşeceğiz?” sorusuna takılıyor. Daha orta yaş üzerindekiler ise ellerindeki küçük ya da büyük zenginliği değer kaybettirmeden nasıl koruyabileceği, hangi yatırım araçlarına yöneltebileceği üzerine yoğunlaşıyor. Kimileri çoğu zaman kaynağı meçhul, alın teri ile dürüstçe kazanılması zor milyon ya da milyarlarca dolar ile hoyratça
Mersin Akkuyu nükleer santralindeki 4GW’lık reaktörün kısmi inşaatının ardından Rus şirketi Rosatom’a, Türkiye’nin ikinci nükleer santralinin Sinop’ta inşası için de ihale verileceği yönünde haberler ortalıkta dolaşıyor. İlkini hayata geçirmeden, işletmede ne gibi sorunlar çıkabileceğini görmeden, finansman sorunları yaşanırken, şayet haberler doğruysa, yine 25 milyar dolara mal olacak yeni bir nükleer projeye yeşil ışık yakmak bu