Türkiye’nin 1996’dan bu yana Avrupa Birliği (AB) ile yürüttüğü Gümrük Birliği, zamanında devrim niteliğinde bir adım olarak görülmüştü. Çok katkısı oldu sanayi dönüşümüne ve AB ile bütünleşmeye. Ancak aradan geçen 29 yıl, bu anlaşmanın Türkiye için artık bir kaldıraçtan çok bir kelepçe haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Bugün Türkiye, AB tam üyesi olmadan Gümrük Birliği’nin
2024 yılının Aralık ayında Suriye’deki rejim değişikliği, dünya kamuoyunu şaşırtacak kadar hızlı, on üç yıllık kanlı iç savaşa bakıldığında nispeten kansız ve dışarıdan bakıldığında oldukça düşük profilli bir biçimde gerçekleşti. Ahmed el Şara yönetimindeki Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) güçlerinin Beşar Esad’ın 8 Aralık’ta Rusya’ya kaçarak terk ettiği Baas rejiminin yerine geçmesi yalnızca Suriye merkezli
PKK’nın fesih anlaşmasından Suriye’de değişen dengelere, Rusya-Ukrayna görüşmelerine dek Türkiye yoğun bir siyasi ve diplomatik süreçten geçiyor. Temmuz ayında başlayacak başka bir süreç daha var. Türkiye-İngiltere serbest ticaret anlaşması görüşmeleri, eğer doğru yönetilirse sadece ekonomik değil, diplomatik ve siyasi alanlarda da Türkiye’ye yeni ve olumlu imkânlar sunabilir. Brexit sonrası Türkiye-İngiltere Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki
Başlıktaki tanım bana ait değil. Dünyanın en zengin adamlarından, ABD’nin 20 Ocak’ta görevi devralacak seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın da gözdesi olan Elon Musk kendisini böyle tarif ediyor. 2022 yılında 44 milyar dolara Twitter platformunu satın almasıyla birlikte, milyarder iş adamı kendisine yeni bir oyuncak, yeni bir meşgale bulmuş oldu adeta. O günden bu yana, adını
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD’nin Türkiye’nin elindeki Rus yapımı S-400 füzelerine rağmen F-35 satış programına yeniden dahil edebileceğini, F-35’ler için yeni başvuru yapıldığını açıkladı. Güler bu açıklamayı 26 Kasım’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesini savunurken yaptı. Sadece F-35’ler de değil, ABD ve NATO ile savunma dengelerinin değiştiğine işaret eden, örneğin
İngiltere, son yılların en şiddetli göçmen karşıtı ve aşırı sağcı gösterilerine sahne oluyor. 31 Temmuz’da İngiltere’nin kuzeyinde bulunan Southport şehrinde başlayan göçmen karşıtı ve ırkçı gösteriler, hızla ülke genelinde 10’dan fazla şehir ve kasabaya, hatta Kuzey İrlanda’nın bazı bölgelerine yayıldı. Polis, çatışmaların 6. gününde 400’ü aşkın kişinin tutuklandığını duyurdu. Nijerya, Malezya, Endonezya, Kenya ve Suudi
Seçim anketleri bu kez yanıltmadı. İşçi Partisi, Tony Blair’i başbakanlığa taşıyan 1997 seçimlerinden bu yana en büyük galibiyetini kazanarak iktidara geldi. İşçi Partisi lideri Keir Starmer, seçim sonuçlarının açıklanması ardından yaptığı zafer konuşmasında gayet kapsayıcı bir dil kullandı, halka hizmet hedefinin altını çizdi. Yeniden yapılanma mesajı verdi. Ülkenin çıkarlarını parti çıkarlarının önünde tutacaklarını vurguladı. Şimdi
Mayıs’taki yerel seçim sonuçları yaklaşan siyasi hezimetin habercisiydi. Muhafazakâr Parti korumaya çalıştığı her iki meclis üyeliğinden birini, partinin kalesi sayılan bölgeler dahil kaybetmişti. Başbakan Rishi Sunak’ın bu sene sona ermeden seçim ilan etmesi gerekiyordu. Zamanlama önemliydi. Sunak’ın enflasyon verilerindeki nispi düşüşten faydalanma umuduyla, Mayıs ortası erken seçim kararı alması ardından İngiltere seçim sathına girdi. Anketler,
Telegraph gazetesinden Charles Hymas’ın haberine göre Manş Denizi’ni küçük teknelerle geçerek İngiltere’ye ulaşan göçmenler içinde Türkiye’den gelenlerin sayısı bir yılda üç katına çıktı. Habere göre, 2022 yılında 1,127 Türk Manş Denizini geçerek İngiltere’ye ulaşırken, 2023 yılında bu sayı 3,060’a yükseldi ve Türkiye Afganistan ve İran’dan sonra İngilere’ye küçük teknelerle gelen göçmenler sıralamasında üçüncü büyük ülke