Dışişleri Bakanlığımız, ABD’de ve Avrupa ülkelerinde son günlerde meydana gelen şiddet olayları sebebiyle vatandaşlarımıza bir seyahat uyarısı yayınlamış. Bu ülkelere seyahat etmeyi düşünüyorsanız, risk altında olacağınızı bilin, şayet orada iseniz de, herhangi bir sorunla karşılaştığınızda temsilciliklerimize müracaat edin diyerek, vatandaşlarımızı uyarıyor. Ne kadar düşünceli bir davranış, değil mi? Diğer taraftan, örneğin mevcut çağdışı yönetime canı
Avrupa Birliği ile vize sorunu son iki yıldır adım adım can yakıcı düzeylere ulaştı. Artık beş başvurudan biri ret yanıtı alıyor, ancak eldeki istatistikler vize başvurularının ne kadar arttığı konusunda bilgi vermediği için, bu gelişmelerin arasındaki ilişkiyi görmek zor. Ne var ki, AB ülkelerinin büyük bir kısmını kapsayan Schengen anlaşmasının çerçevesindeki ülkelere artık yolculuk yapmak
Dünya ekonomisi hızına yetişmekte zorlandığımız bir yapısal değişimden geçiyor. Kovid-19 öncesinde global ekonomide sinyallerini almaya başladığımız değişim süreci daha da hızlanmış durumda. 20 yıl evvel Çin ekonomisi ABD ekonomisinin yalnızca yüzde 10’u kadar iken günümüzde yüzde 75’ine denk geliyor. Keza dünya büyümesinin neredeyse üçte birini bugün Çin sağlıyor. Geride bıraktığımız son 30 – 40 yılda,
Avrupa’da enerji krizi derinleşiyor. Kıta aynı zamanda bir taraftan aşırı sıcak hava dalgasıyla kavrulurken, orman yangınları İspanya, Fransa ve İtalya’yı sarmışken, aşırı sıcaklardan can kaybı yaşanıyor. Enerji krizi, iklim krizi ve gıda kriziyle aynı zamanda mücadele etmek durumunda kalan Avrupalı yöneticiler için ciddi bir sınama söz konusu. Rus enerji devi Gazprom’un son hamlesi bu sınavı
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik gündemi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile 14 Haziran’daki NATO zirvesi çerçevesinde yapacağı görüşmeye kilitlenmiş durumda. Bu görüşme sadece son yıllarda ciddi krizlerle sınanan Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği açısından önemli olmakla kalmıyor. Nitekim, Erdoğan’ın 13-14 Haziran Brüksel seferinde NATO zirvesi ve Biden görüşmesi dışında önemli ikili temasları da var. Almanya
Avrupa Birliğinin en yetkili iki ismi 6 Nisan’da Brüksel’den Ankara’ya geldi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüştü. Biri AB Konseyi Başkanı Charles Michel, diğeri AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen. Nicedir devletler ve kurumlar arası ilişkileri rafa kaldırmış ve diplomasiyi liderler arasındaki kankalık ilişkilerine bağlamış olan Ankara’da protokol konusunda bir karışıklık yaşanmış belli ki. Konsey başkanı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan emekli amiraller bildirisi üzerine asıl söyleyeceklerini, asıl hesaplaşmayı gerçekten önemli açıklamalar yapacağını söylediği 7 Nisan Çarşamba gününe mi bıraktı? Yoksa bu defa emekli subaylarla didişme görüntüsünün toplumu daha da gereceğini, kendisine daha çok zarar vereceğini görerek zamana mı bıraktı. Çarşamba günü AK Parti TBMM Grup toplantısı var ama onun öncesinde, bugün, yani
Avrupa Birliği liderleri adına Konsey Başkanı Charles Michel’in 25 Mart’taki beyanından yaptırım çıkmaması, nedense Ankara’yı pek memnun etti. Dışişleri Bakanlığı AB açıklamasını olumlu buldu. Ardından ABD Başkanı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a iklim zirvesi daveti geldi. Gerçi özellikle Biden, Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis’i Yunanların Türklerden bağımsızlıklarını almasının 200’üncü yılını kutlama telefonundan sonra Erdoğan’ı da arayabilirdi.
24 Mart Kongresi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2001’de AK Parti’nin kuruluşundan bu yana katıldığı en zor kongresi. Sadece Kongreye birkaç gün kala -çok şey beklenen Merkez Bankası Başkanını görevden alarak mali yapının bir darbe daha almasına neden olduğu için değil. İstanbul Sözleşmesini iptal ederek AK Partili kadınların bir kısmını dahi kendisinden soğuttuğu için de değil. Sadece
- 1
- 2