Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bundan böyle Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini öngörmeyen hiçbir anlaşma için masaya oturmayacaklarını söyledi. İddia edildiği gibi bir “Kıbrıs krizinden” söz edilemeyeceğini ve bir daha 2004’teki gibi bir oyuna gelmek istemediklerini söyleyen Tatar, Adadaki Türk ve Rum halklarının yan yana iki devlet olarak yaşayabileceği bir anlaşmayı amaçladıklarını söyledi.
Kıbrıs, uluslararası camianın nezdinde bugün ciddi bir sorun değil, ama etrafındaki bölge yeniden ısınmaya başladığı için gündemden hiç düşmüyor. Önümüzdeki günlerde yine projektörler üzerinde olacak; KKTC de yine haberlere çıkacak. Birleşmiş Milletlerin donmuş müzakereleri buzdolabından çıkartma çabası, Gazze dramı, Kızıldeniz krizi, Suriye ve Lübnan’ın durumu, Rusya’nın bölgedeki artan mevcudiyeti, Çin’in Akdeniz’de kendisine COSCO üzerinden yeni
Her konuda aynı ifadeleri büyük bir başarıyla farklı anlamlarda kullanmayı başarmada ustalaşan Kıbrıs’taki taraflar, 1964’ten beri dura kalka devam eden Kıbrıs toplumlararası görüşmeler sürecinin Kıbrıs’ta çözümü neden bir türlü gerçekleştiremediğini de çok farklı şekillerde izah etseler de artık uluslararası gözlemciler bile çözümün önündeki en büyük engelin Birleşmiş Milletler’in parametreleri olduğu görüşünde birleşmeye başladılar. Adada görev
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 20 Ağustos’ta günübirlik Macaristan seyahatine çıkmadan önce Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), pazar günü olmasına rağmen Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının sonunun gelmekte olduğunu açıklamıştı. KKM’nin devlet kasasına ve bankada KKM’den yararlanacak kadar parası olmayan vatandaşın kesesine yükü taşınamaz boyutlara çıkıyordu. Aslında doğrudan politika faizini 2-3 puandan daha fazla arttırılması
Kıbrıs Rumlarını bir telaş sardı. Rusya’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarında konsolosluk hizmeti verecek bir ofis kuracağı haberlerinin Moskova tarafından da resmen değilse bile “güvenilir” kaynaklarca doğrulanması, KKTC Rusya tarafından tanınıyor mu paniğine yol açtı. Halen KKTC topraklarında yaşayan vatandaşlarına yönelik konsolosluk ve sair diplomatik talepleri karşılamak üzere başta İngiltere, Almanya olmak üzere birçok ülke
Kıbrıs’ta yeni bir çözüm süreci ihtimalini ortaya çıkaran gelişmeler sadece ABD Senatörünün geçen hafta -ilk defa- doğrudan KKTC’nin Ercan Havalimanına inmesi, daha doğrusu bunun kamuoyouna açık yapılması değil elbette. O konuya geleceğiz ama önce bir manzaraya bakalım. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin 55 bin can kaybı yanı sıra Türkiye’deki ekonomik krizi derinleştirici etkisi, buna rağmen
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 30 Ağustos’ta İspanya’nın Toledo şehrinde yapılacak Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Gayrıresmî toplantısına davet edilecek mi? Bugünlerde Dışişleri Bakanlığının hayli yoğun mesaisi içinde bu soru da yanıtını arıyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 11-12 Temmuz NATO Zirvesinde İsveç’in üyeliğine şartlı yeşil ışık yakarken dile getirdiği AB ile ilişkileri canlandırma niyeti için bu toplantı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs’ta yeniden cumhurbaşkanlığı makamına seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giderek mevkidaşı Ersin Tatar ile görüştü. İkili heyetlerin görüşmelerinin ardından düzenlenen basin toplantısında konuşan Erdoğan, Avrupa Birliği ile müzakere sürecine değinerek “Müzakere masasına geri dönülecekse bunun yolu KKTC’nin tanınmasından geçmektedir,” dedi. Erdoğan, görüşmelerinde Kuzey Kıbrıs’a elektirik
Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) dokuzuncu zirve toplantısı 11 Kasım 2022’de tarihi Semerkant şehrinde Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in ev sahipliğinde yapıldı. Zirveye Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Macaristan katıldı. Zirve sonuç bildirgesindeki önemli konular arasında terörizm, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı, insan kaçakçılığı ve düzensiz göçle ortak mücadele de bulunuyor. Bildirgede Türkiye’nin Asya’da