Gazeteci - Yazar
Hasan Nasrullah’ın ve 17 diğer üst düzey Hizbullah yöneticisinin öldürülmesi ardından İsrail’in, Lübnan’daki örütün askeri altyapısını ve liderliğini hedef alan sınırlı bir kara operasyonuna girişmesi, Orta Doğu’daki jeopolitik ve güvenlik dengelerini önemli ölçüde değiştirebilir. İran’ın en güçlü vekili olarak Hizbullah, Tahran’ın Lübnan, Suriye ve İsrail’e karşı etkisini sürdürmede kritik bir rol oynamaktadır. Hizbullah liderliğini hedef
Yine bir kayıp kız çocuğu vakası… Bu sefer, sekiz yaşındaki Narin. Diyarbakır’ın küçük bir köyünde yaşıyordu. Bir sabah Kuran kursuna gitti, geri döndü, ama bir daha kimse onu göremedi. 8 Eylül’de cesedi bulunduğunda, köy bir sessizlik perdesi altında kaybolmuştu. Narin’in bedeni, battaniyeye sarılmış haldeki bu sessizliğin içine gömülmüştü. İlk itiraf geldiğinde, olayın bir aile trajedisinden
İnsanoğlu, tarih boyunca hayatta kalma içgüdüsüyle silahlar geliştirdi. İlk silahlar, avlanmak ve kendini savunmak için kullanılan basit araçlardı. Ancak bu araçlar zamanla savaşların ve toplu kıyımların sembolü haline geldi. Avlanma amacıyla icat edilen bir taş baltadan, milyonları yok edebilecek nükleer başlıklara kadar uzanan bu gelişim süreci, insanın teknolojiyle nasıl bir trajik ilişki kurduğunu gözler önüne
Türkiye’de hayatın acımasız gerçekleriyle yüzleşmeye hazır mısınız? İşte karşınızda absürt bir tablo: Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun araştırmasına göre, Temmuz ayında açlık sınırı bir önceki aya göre 202 lira daha artarak 20 bin 776 liraya, yoksulluk sınırı ise 62 bin 302 liraya yükseldi. Peki, buna nasıl ulaştık? Devletimizin başarılı ekonomik politikaları sayesinde tabii ki! Gelin, bu komik
Modern siyasi söylemde Adolf Hitler’in sıklıkla anılması, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, sıkça eleştirilere neden olmaktadır. Donald Trump gibi isimlerin Hitler ile eş tutulması, iki figürün tartışmalı doğası dışında pek bir ortak noktası olmayan, oldukça saçma ve indirgemeci bir yaklaşımdır. Ancak, bu pratik, çeşitli jeopolitik çıkarlar ve belirli güç dinamiklerini sürdürmek amacıyla Almanya ve küresel güçler
BM Kıbrıs Özel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar’ın açık mektubunu okurken, ironinin tadını çıkarmamak elde değil. Altı aylık bir çabanın ardından Holguín, Kıbrıs sorununun çözümü için “farklı düşünmemiz gerektiği” sonucuna varıyor. Gerçekten mi? Onlarca yıldır apaçık ortada olan bir gerçeği anlamak için altı ay mı gerekiyor? Holguín, 10 Temmuz’da BM Genel Sekreteri António Guterres’e raporunu
Türkiye, uzun yıllar genç nüfusuyla ve ucuz iş gücüyle yabancı doğrudan yatırımlar açısından avantajlı bir ülke olarak görülüyordu. Ancak son araştırmalar, bu durumun değiştiğini gösteriyor. İktidar mensuplarının sıklıkla dile getirdiği “Sanayicilerimiz Suriyelilerin geri gönderilmesini istemiyor, dönerlerse çarklar durur” ifadeleri ve Tarım Bakanı’nın “Afganlılar olmasa çoban bulamayız, hayvancılık sıkıntıya girer” demeci, bu değişimin göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Kıbrıs görüşmeleri, yıllardır çözüme ulaşamayan bir süreç olarak iki toplum arasında derin ayrılıkların ve siyasi çekişmelerin sahnesi olmaya devam ediyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’e ilettiği 3D (doğrudan uçuş, doğrudan ticaret, doğrudan temas) talebi, müzakerelerin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası
Enflasyonun yüksek olduğu, hatta Türkiye gibi tüm söylemlere rağmen bir türlü kontrol altına alınamayan ülkelerde, ücretli kesimin gelirlerinin yaşam standardını, temel insani ihtiyaçlarını koruyacak şekilde ayarlanması toplumsal barış için şarttır. Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel’in yakın dönemde emekli maaşlarının düzeltilmesiyle ilgili olarak söylediği gibi, ya halkın sesi duyulur gereken yapılır, ya ülke önce toplumsal
Türkiye ve Kıbrıs’taki son siyasi gelişmeler, uzun süredir devam eden kutuplaşmadan daha normalleşmiş bir siyasi ortama doğru kayma çabalarını ortaya koymakta. Türkiye’de yerel seçimlerin ardından iktidar partisi AKP ile ana muhalefet partisi CHP arasında bir süreç başlatıldı. Benzer bir süreç de Kıbrıs’ta yaşanmakta; AKP, beş yıl aradan sonra KKTC’nin ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi
- 1
- 2