TRT izleyicileri yıllardan beri ilk defa muhalefetin dış politika görüşlerini 10 Mayıs akşamı CHP’nin yeni dış politika kozu Namık Tan’ın konuşmasıyla duydular. Aslında bu konuşma CHP’ye son zamlarda yöneltilen “Dış politikada ne yapacaksınız?” sorularına da yanıt oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim propaganda konuşmalarından bir bölümünü dış politikaya ayırması da CHP Genel merkezinde konuya verilen önemi gösteriyor.
Ülkelerin dış politikaları hiçbir zaman iç siyasetlerinden ayrı olmadı. Ulusal kimliğin tahayyülü hemen her daim ve hemen her yerde bir ülkenin çıkarlarını ve dış politika yapım ilkelerini şekillendirdi. Kimlik sadece çıkarlar ve ilkeler ile de ilişkili değildi. Her devlet varsaydığı kimliği üzerinden kendi “akrabalarının” sınırlarının ötesinde kim olduğunu tahayyül ediyor, o tahayyül coğrafi etki alanının
Seçimler yaklaştıkça Türkiye’ye dışarıdan bakanların sıklıkla sorduğu sorulardan biri “muhalefetin bir dış politika gündemi var mı?” Millet İttifakını oluşturan siyasal partiler ekonomi, kalkınma, temel hak ve özgürlükler, adalet gibi geçtiğimiz on yılda Türkiye’nin en önemli meseleleri haline gelmiş konularda daha fazla konuşuyor, daha çok şey öneriyorlar. Hatta bu konularda siyasi yelpazenin neredeyse bütün renklerini temsil
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 6 Nisan’da Ankara’ya geldi. Çankaya’daki Dışişleri Bakanlığı konutunda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından iftar yemeğinde ağırlandı. Bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in bir mesajını iletmesi de ekleniyor. Bir gün önce de Erdoğan’ın Sözcüsü İbrahim Kalın Moskova’da Putin’e Erdoğan’ın mesajını iletmişti. Sadece Ukrayna değil, başta Suriye olmak üzere Orta
Türkiye seçim ortamında deprem yaralarını sarmaya çalışırken yoğun bir dış politika gündemiyle de uğraşıyor. Bugünden başlayarak İsveç’ten ABD’ye Rusya’dan Suriye ve İran’a dek önemli temaslar var. 9 Mart’ta Brüksel’de Türkiye, İsveç, Finlandiya üst düzey heyetleri NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in gözetiminde iki ülkenin NATO üyeliği için Türkiye’nin onayını görüşmek üzere toplanacaklar. Bu aşırı sağcı bir
6 Şubat deprem felaketinden sonra ülkemize yüzden fazla ülkeden gelen yardım ve destek neticesinde dış politikamızda bunların bir etkisinin veya değişimin olup olmayacağı birçok uzmanımızca irdelendi. Ülkemiz yaralarını sararken yapılan bu yardımlarda insani unsurlar ön plana çıkıyor. Türkiye de benzer şekilde birçok ülkeye yardım yapmıştır. Böyle anlarda politika geri planda kalır. Yardımlar dünyanın her yerinden
Altı siyasi parti uzmanlarının neredeyse bir yıldır üzerinde çalışmakta olduğu, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”(OPMM) 30 Ocak’ta Ankara Ticaret Odası’nın Congresium salonunda gösterişli bir törenle açıklandı. Önümüzdeki günlerde gündemi meşgul edeceğinden kuşkum yok. Gerçekten de OPMM en az erken emeklilik kadar tartışılmayı hak ediyor. Bu yazıda metnin sadece dış politika bölümüne ilişkin ilk bakışta göze çarpan birkaç
“Dış politika manevraları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seçim kazandır mı?” sorusunun yanıtı ekonomide yatıyor. Çünkü aynı soruyu “Dış politika manevraları Erdoğan’a seçim ekonomisini üst sınırda uygulamasına yetecek miktarda dış kaynak sağlayacak mı?” diye sormak da mümkün. Bu soruyu Suudi Arabistan’ın Merkez Bankası’nda (TCMB) 5 milyar dolarlık hesap açtığı gün soruyoruz; 5 milyar daha geliyor. Suudi Arabistan’ın
John D. Rockefeller, tüm zamanların en zengin iş adamlarından biriydi. Neredeyse bir yüzyıl yaşadı. Vefat ettiğinde 98 yaşındaydı. Standard Oil petrol şirketini kurdu ve 29 yıl başkanlığını yaptı. John D. Rockefeller, The New York Times gazetesinin sadık okuyucularındandı. Ancak, gazetedeki kötü haberler moralini bozuyordu; bunlardan daima şikâyet ederdi. Dönem Birinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki zorlu
Son günlerde Türk-Yunan ilişkilerindeki gerginlik karşılıklı suçlamalarla söylem bazında tavan yaptı. Bu sefer Ege’de taciz olaylarından tutun, adaların silahlandırılmasına, Lavrion kampında terör örgütü mensuplarının eğitilmesinden, yasa dışı göçe kadar tüm Türk-Yunan sorunları 36 kısım tekmili birden sahnede. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, TEKNO FEST’in açılışında yaptığı konuşmadaki “Ey Yunan, tarihe bak, çok daha fazla ileri gidersen bunun bedeli