ABD’de 5 Kasım’daki başkanlık seçimlerini Donald Trump ya da Kamala Harris kazansa Türkiye için neyin değişeceği sorusuna çoğunuzun “Hiçbir şey” dediğini duyar gibiyim. Pek öyle değil ama anlamak için Türkiye-ABD ilişkilerinde bugün yaşanan sorunların hangilerinin hangi başkanın yönetiminde -hadi çözüleceğine demeyelim- “normalleşeceğine” bakmamız gerekir. Sorunları sıralamadan önce Türkiye-ABD ikili ilişkilerinde değil ama akut, güncel siyasi-ideolojik
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 23 Temmuz’da Vaşington’da ABD Kongresine dördüncü konuşmasını yapıyor. ABD Başkanı Joe Biden’ın seçim yarışından çekildikten sonra ilk yabancı liderle görüşmesinin 25 Temmuz’da Netanyahu’yla yapacağını özellikle belirtiyor ajanslar. Biden’ın yerine aday olarak önerdiği Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Netanyahu’nun Kongre sunumunu -maalesef seçim gezisi mazeretiyle kaçıracağı için onunla ayrıca buluşacak. Netanyahu ise bütün
Bardağı taşıran damla ABD Başkanı Joe Biden’ın bir kadın davetliyi eşi zannedip yakınlaşması, eşi Jill’in de son anda gelip araya girmesi mi oldu? Kestirmek zor. Ancak 20 Temmuz akşamı Başkanlık yarışına havlu atmadan önce sosyal medyaya düşen son gafı o oldu. Olaya şimdiye dek “Çekilme” diyenlerin başında gelen eşi Jill açısından da bakmak lazım. Biden’ın
ABD Başkanı Joe Biden 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerinde aday olmayacağını duyurdu. Biden yazılı açıklamasında “Her ne kadar yeniden seçilme niyetim olsa da görevimden ayrılmamın ve görev süremin geri kalanında yalnızca Başkanlık görevimi yerine getirmeye odaklanmamın partimin ve ülkenin yararına olacağına inanıyorum” dedi. Biden daha sonra bir açıklama daha yaparak Demokrat Partinin başkan adaylığı içi
Donald Trump 14 Temmuz’da Pennsylvania’daki seçim kampanyası sırasında vuruldu. Kulağından hafif yaralandı ama milimetre farkıyla ölümden döndü. Önceki ABD Başkanı ve muhtemelen 5 Kasım’da yeniden başkan seçilecek olan Trump’ı vuran kişinin olay yerinde Gizli Servis tarafından öldürülen 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks olduğu açıklandı. FBI açıklama yapmış, olayın bir terör saldırısı olup olmadığını araştırıyorlarmış. Adam
ABD Başkanı Joe Biden ve 5 Kasım 2024 başkanlık seçimindeki rakibi önceki Başkan Donald Trump Türkiye saatiyle 28 Haziran sabaha karşı, ABD saatiyle 27 Haziran gecesi CNN stüdyosunda ilk canlı tartışmada karşı karşıya geldi. 1,5 saat konuştular. Tartışma ardından yapılan analizleri ve her iki liderin de söyledikleri yalan ve çarpıtmaların listesine bakınca insanın aklına Amerikan
Avrupa Parlamentosu (AP) koltukları için 6-9 Haziran’da yapılan seçimlerde “aşırı sağ” diye yanlış tanımlanan Avrupa ulusalcı sağının güç kazanacağı tahmin ediliyordu ama bu kadarı değil. Seçim sonuçlarının sarsıcı etkisi 9 Haziran gecesi ilk sonuçların alınmasıyla kendini gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Parlamentoyu feshederek ülkeyi acilen (30 Haziran’da) seçime götürme kararı aldı. Avrupa Birliğinin (AB)
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden’ın davetlisi olarak 8-9 Mayıs’ta Vaşington’a yapması beklenen seyahat öncesinde ABD Temsilciler Meclisi üyelerinden oluşan bir heyet iki 28-29 Mart tarihlerinde Ankara’da temaslarda bulunuyor. Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Mike Rogers başkanlığındaki heyet 28 Mart’ta Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 29 Mart’ta Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı
Washington DC havaalanında beni karşılayan şoför 4 yıl önce Türkiye’den ABD’ye göçmüştü. Ülkede yasal yollarla kalıyordu, ancak oturma ve çalışma izni yoktu. ABD’nin ekonomisini döndüren kayıtdışı göçmen işçilerden biriydi. Arabaya biner binmez Washington’ın ne kadar tehlikeli bir yer olduğundan söz etmeye başladı. “Black lives matter (siyah hayatları değerlidir)” eylemlerinden beri suçun kontrolden çıktığından, polisin eli