Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 104’üncü yılını kutluyoruz. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Meclisin nice yılları, daha gelişkin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti düzeylerinde idrak etmesi dileğiyle kutlu olsun. İkili niteliği olan Kurtuluş Savaşını, oylarıyla kendi başa getirdiği Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanıp Cumhuriyeti kuran bu Meclistir. Savaşın ikili niteliğinden biri işgalci güçlere
Bayram tatilinin bitmesine birkaç gün kaldı. 15 Nisan Pazartesi’den itibaren 31 Mart seçimleriyle değişen siyasi iklimde fırtınalar bekleniyor. Fırtınalar elbette kazanan tarafı, CHP’yi de etkileyecek ama daha çok kaybeden tarafta, AK Parti ve genel olarak Cumhur İttifakı saflarında eseceğe benziyor. Bayram boyunca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin yerel seçimde hem büyükşehirler ve iller düzeyinde hem
Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevinden Diyarbakır’daki “Kürt Sorununda Çözüm ve Barış Konferansı’na” 16 Mart’ta gönderdiği mesajda Kürt sorununu çözümünde birinci muhatabın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve yasadışı PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan olduğunu öne sürdü. Demirtaş, Konferansa gönderdiği mesajda şunları söylemiş: “Kürt sorununun çözümü, resmi olarak bir masa etrafında konuşulacaksa -ki bizce gecikilmeden konuşulmalıdır- masada Türkiye
AK Parti Ankara’da havlu atmak üzere. Bu kanıya varmamın üç nedeni var. Mansur Yavaş etkisini biraz sonraya bırakarak önce daha güncel olan diğer ikisini söyleyeyim. Biri, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 5 Mart’ta Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve halen AK Partili Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’a destek için ilçeyi ziyareti. Haberi alınca aklıma ilk
CHP’nin önceki lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eski AK Parti milletvekili Şevki Yılmaz’ın Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmesine karşı tepki vermeyen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye “X” hesabı üzerinden ağır yüklendi. Kılıçdaroğlu, ismini anmadan “okul arkadaşım” diye hitap ettiği Bahçeli’ye “oysa bir zamanlar nasıl cesur konuşurdun” diyerek Erdoğan’a muhalefet ettiği günleri hatırlattı. Kılıçdaroğlu “X” hesabında şunları söyledi: “Ağzından
ABD Dışişleri bakanı Antony Blinken 17 Aralık Pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı telefonla arayarak Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması konusunda kararını beklediklerini söyledi. Diplomatik kaynaklara göre Fidan da Blinken’a ABD’nin İsrail üzerindeki nüfuzunu kullanarak Gazze’ye durdurup kalıcı ateşkese yanaşmasını sağlaması çağrısında bulundu. Aynı kaynaklar görüşmede Türkiye’nin ABD’den F-16 savaş uçağı alım talebinin de ele
Siyaset trafiği 15 Aralık öncesi fena karıştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 31 Mart yerel seçimleri yolunda bazı belediyelerin aday isimlerini açıklayacağını söylediği 15 Aralık öncesinde, 12 Aralık’ta Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan ve 13 Aralık’ta Hüda-Par lideri Zekeriya Yapıcıoğlu ile görüşmeleri önem taşıyor. Görüşmelerin hemen ardından siyaset kulisinde Erdoğan’ın iki siyasi İslamcı partiden de Ankara,
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özel Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’den gelen sert eleştiriye partisinin grup toplantısında yanıt verdi, kayyum uygulamalarını hatırlatarak, “sizin uygulamalarınız yüzünden Kürtler Türkiye’de daha az eşittir,” dedi. 28 Kasım’da CHP grup toplantısında konuşan Özel, “Devlet Bey sözlerimi eleştirmiş. Benim dediğim şu; Diyarbakır’da, Mardin’de, Batman’da, Van’da Kürtler belediye başkanı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kendi icraatlarından, kendi getirdiği kurallardan vazgeçme serisine devam ediyor. İlk akla gelenleri bir çırpıda sayalım. Son yargı kriziyle yeniden tartışmaya açılan Anayasa’nın 90’ıncı Maddesine göre AİHM kararlarının üstünlüğü. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çıkılması. Değiştirilmesi tartışmaya açılan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin taşıyıcı sütunlarından yüzde 50+1 eşiği.