Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) nin iki eski eş başkanı Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş altı yıla yakın bir süredir cezaevinde tutuluyor. Demirtaş, Edirne Cezaevinden yazdığı yazılarla Türkiye kamuoyuna sesini duyurmaya devam ederken Yüksekdağ ile ilgili Anayasa Mahkemesinin (HDP) verdiği karar, iki eş başkanın tutukluluklarını gündeme taşıdı. Anayasa Mahkemesi Yüksekdağ’ın milletvekili seçildikten sonra yargılanmasının devam etmesinin
Bu yazının yazılıp yazının yayınlanması ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cuma namazı çıkışında ABD liderlerinin hiç biriyle Joe Biden ile yaşadığı türden bir “konum” yaşamadığını itiraf ederek, “maalesef bu durumdayız” dedi. Bizler de daha önce hiç bir Türk Cumhurbaşkanının ya da Başbakanının ABD Başkanından istediği yakınlığı bulamadığı için halka böyle şikayetçi olduğunu yaşamamıştık. Üzücü bir durum.
HDP’nin önceki eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatları, 18 Nisan Pazar günü internet ortamında bir basın toplantısı düzenledi. Konu 26 Nisan’da Ankara’da görülmeye başlanacak “Kobani olayları davasıydı”. Ankara 22’inci Ağır ceza mahkemesinde görülecek davada Demirtaş ve önceki eş-başkanlardan Figen Yüksekdağ ile birlikte 108 sanık yargılanacak.Bu davaya konu olan 2014 Kobani olaylarının hem iç hem dış boyutu
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı HDP’yi kapatma davası Anayasa Mahkemesinden (AYM) döndü. Gerekçe, Partiye “atfedilen” eylemlerle bölücülük “odağı” olma iddiası arasında somut bağ kurulamamış olması. Yani AYM, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bir anlamda “Doğru dürüst dosya hazırlayın, öyle gelin, gelecekseniz” demiş. Bu belki de dosyanın aceleye gelmesinden olmuştur. Öyle ya… MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ısrarlı talebini karşılamak
İdam cezasının geri getirilmesi talebi gündem saptırma denilemeyecek kadar ciddi bir konu. Üstelik bu defa toplumu öylesine duyarlı bir yerinden vuruyor. Tam da tarikat şeyhinin bir müridinin kız çocuğuna cinsel tacizde bulunmak suçlamasıyla tutuklanıp haberinin yazılmasına, sırf tarikatların sözde ulviyetini koruma çabasıyla yasak getirildiği günlerde. Oyun da belli: idam cezasına karşı çıkanları “Tecavüzü mü savunuyorsunuz?”
Hayır, sadece Alaattin Çakıcı sonunda serbest bırakıldığı için söylemiyorum, ya da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifasının reddedilmesi sürecinde oynadığı rol nedeniyle; o konulara elbette değineceğim. Ama ülke yönetiminin tek yetkilisi ve tek sorumlusu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğu halde ve onun dahi her dediği olmadığı halde, MHP lideri Devlet Bahçeli her dediğini bir şekilde yaptırabiliyor; onu