“Eğer orada olmasaydık, örgütün sınırlarımıza yönelik saldırıları, daha önce olduğu gibi devam edecekti ve kendi şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik.” Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 12 Ocak’ta 9 askerin şehit olduğu PKK saldırısı üzerine 16 Ocak’ta TBMM Genel Kurulu’nu bilgilendirmeleri aslında Güler’in konuşmasındaki bu cümle ile özetlenebilir. Ama söyledikleri sadece
Osman Kavala ve Gezi Davası mahkûmlarını hapiste tutan asli etken hukuk değildir. Hatta Anayasa ve yasalar da değildir. Öyle olsaydı zamanında Anayasa Mahkemesi (AYM) kararları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları uygulanırdı, alt mahkemeler tarafından iktidarın siyasi tercihleri doğrultusunda bozulmazdı, hatta belki bu dava hiç açılmazdı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesinin 27 Eylül’de Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 26 Eylül’de Türkiye aleyhine diğerlerine emsal oluşturabilecek bir karar verdi. 21 Mart 2017 yılında FETÖ üyeliği suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapse mahkûm edilen -ve halen cezaevinde bulunan- Yüksel Yalçınkaya davasında hak ihlali gördü ve Türkiye’nin Yalçınkaya’ya 15 bin avro ödemesi kararına vardı. Geçtiğimiz hafta yayınlanan Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu,
Müritleri tarafından “Gavs-ı Sani Seyyid Abdülbaki El Hüseynî” olarak anılan Menzil Cemaati Şeyhi Abdülbaki Erol’un cenaze defin törenine katılmak için yaklaşık 250 bin kişinin Adıyaman’ın Kahta ilçesine bağlı Menzil köyüne akın etti. Aralarında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala ve BBP lideri Mustafa Destici de bulunuyordu; fotoğrafta önceki Sağlık Bakanı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın 9 Ocak’ta yeni Fırtına obüslerinin teslim töreninde yaptığı konuşmanın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldığı bölümünde generaller tarafından alkışlanmasına yeni bir tartışma başlattı. Erdoğan BMC ve Katar hisseleriyle gündeme gelen tank-palet fabrikasında Kılıçdaroğlu’nu “Sıradan işletme devir işlemini çarpıtarak sermaye düşmanlığı” yaparken “Amerika’dan İngiltere’ye, oradan Almanya’ya kapı kapı” dolaşıp
Dünyada örnekleri görülen yeni bir aşırı sağ taktiği, dikta heveslilerinin seçimi kaybedince orduyu darbeye çağırmak dahil iktidarı ellerinden bırakmamak için her kirli taktiğe başvurabileceklerini gösteriyor. Bundan tam iki sene önce, seçimi kaybeden ABD Başkanı Donald Trump’ın görevi Joe Biden’a devretmesine günler kala 6 Ocak 2021’da Kongre binası, Trump yanlısı aşırı sağcı milislerce basılmış, Trump’ın seçim
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı 21 Aralık’ta, aynı zamanda lideri olduğu AK Parti grubunda izliyorum bir yandan not alıyorum. Toplantı sonrası Erdoğan’ın önceki bakanlarından Çağatay Kılıç “Ne kadar sert not alıyordunuz?” diye takıldı kuliste; “Not almanın serti yumuşağı mı olur? Niyet okumayın” diye şakayla karşılık verdim. Ama bir yandan konuşmasından notlar alırken diğer yandan Erdoğan’ın birkaç yıl
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü; Türk Yahudi Toplumu Hasköy Mezarlığının tahrip edildiğini duyurdu; ABD Temsilciler Meclisi Türkiye’ye F-16 satışı ile ilgili kritik yasa değişikliğini onayladı; ABD’den Türkiye’nin olası Suriye operasyonuna karşı açıklamalar geldi; Kredi Risk Primi 900’ü aştı; Kömür madeni saha genişletme projesine karşı Milaslıların mücadelesi sürüyor; İzmir için yangın uyarısı… Türkiye’de Bugün: 1- 15
30 Haziran 2018 günü gazete, televizyon ve ajanslarda ilk bakışta sıradan görünen bir haber vardı. 83 yaşındaki Selahattin Angıner Manisa’daki evinin bir kısmını 20 bin kitap ve dergiden oluşan kütüphaneye çevirmişti. Angıner gençlerin okumamalarından şikâyet ederken elinde kitaplarla objektiflere tonton pozlar veriyordu. Haberde 15 Temmuz darbe girişimiyle bir ilgi yoktu gerçi ama Angıner’in 1960’larda Türkiye’de
Fethullah Gülen’in hastaneye kaldırıldığı haberi 11 Temmuz öğleden sonra örgütün kullandığı bir Twitter hesabından duyuruldu. Zamanlama önemli, çünkü o saatte ABD’de henüz sabah olmuştu. Gülen o sabah mı hastaneye kaldırılmıştı, yoksa örgüt o sabah mı bunu kamuoyuna duyurmaya karar vermişti? Orası belli değil. Gülen hakkında daha önce de defalarca öldüğü, zehirlendiği vb haberleri yayılmıştı. Ayrıca