Yeni Şafak gazetesi Can Atalay davasında tahliye yönünde oy kullanan Anayasa Mahkemesi Başkanı ve 8 üyenin fotoğraf ve isimlerini “FETÖ ve PKK’ya kapı açtılar” başlığıyla yayınladı. Gazetenin X hesabında da aynı görsel düzenlemeyle yayınlanan haberde AYM Başkanı Zühtü Arslan, başkanvekilleri Hasan Tahsin Gökcan ve Kadri Özkaya ile üyeler Engin Yıldırım, Mehmet Emin Kuz, Rıdvan Güleç,
Türk-Amerikan ilişkilerinde ABD Başkanı Joe Biden ile alttan alma dönemi kapanıyor gibi. Öyle de olmalı. 7,000 km öteden gelip yanı başımızda Suriye ve Irak’ta üsler kur, NATO tarihinde ilk defa bir NATO müttefikinin askeri uçağının vurulması emrini ver. Ve bilerek vurduğunu ilan et. O müttefikinin toprak bütünlüğüne ve güvenliğine saldıran teröristleri silahlandır, IŞİD ile mücadele
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 27 Eylül’de açıkladığı kararıyla Gezi Parkı davasında Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay’la Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’e verilen 18’er yıl hapis cezalarını onadı. Yargıtay, kararında Gezi Parkı protestolarının “hükümeti devirmek için planlanmış şiddet hareketi olduğuna hükmetti. Kararda yine
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 26 Eylül’de Türkiye aleyhine diğerlerine emsal oluşturabilecek bir karar verdi. 21 Mart 2017 yılında FETÖ üyeliği suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapse mahkûm edilen -ve halen cezaevinde bulunan- Yüksel Yalçınkaya davasında hak ihlali gördü ve Türkiye’nin Yalçınkaya’ya 15 bin avro ödemesi kararına vardı. Geçtiğimiz hafta yayınlanan Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seçimi kazandıktan sonra bir haller oldu. Önce “bu kardeşiniz başta oldukça” olmaz dediği faizler yükselmeye başladı. Sonra toz kondurmadığı KKM buluşundan döndü. Hindistan’daki, G20 Zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile görüşüp yurda -yine- F-16 çözüldü çözülecek müjdesiyle dönme ümidi, bir de baktık Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah Sisi ile ikili görüşme haberinin gölgesinde
Dışişleri Bakanlığı son zamanların en kapsamlı personel alım sınavlarından birini açıyor. Türkiye’yi dünyada temsil etmek üzere yeni diplomat ve diplomatik uzmanlar alınacak. Bu sınava Türkiye’nin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak aydınlık geleceğine inanan, ona katkıda bulunmak isteyen, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve insan hak ve özgürlüklerine saygılı aydın gençlerin katılmasını çok önemsiyorum. Diplomat
Hakan Fidan 5 Haziran’da Dışişleri Bakanlığını “Bilkent Üniversitesinden sıra arkadaşı” Mevlüt Çavuşoğlu’dan devraldı. Milli İstihbarat Teşkilatını (MİT) 13 yıl yönettikten sonra aslında son 20 yıldır bir şekilde içinde olduğu Türk dış politikasının başına geçti. İstihbarat ve diplomasi dünyası çoğu zaman iç içedir. Richard Moore’un İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği görevinden sonra -aslında gençlik yıllarından beri parçası olduğu-
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 3 Haziran akşamı ilan ettiği yeni kabine üyeleriyle ilk mesaisini 4 Haziran günü, bakanlıklarının devir teslim törenini beklemeden NATO Genel Sekreteriyle İsveç’in üyeliği konusunda yaptı. Erdoğan’ın İstanbul, Dolmabahçe’deki makamında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı görüşmeye Hakan Fidan ilk kez Dışişleri Bakanı sıfatıyla katıldı. Görüşmeye Yaşar Güler de ilk kez Milli
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yu ziyaretinden sonra dar bir grup gazeteciyle birlikte görüştüğümüz Portekiz Dışişleri Bakanı João Gomez Cravinho’ya şunu sordum: Türkiye, birlikte başvurdukları halde İsveç’i tutup sadece Finlandiya’nın NATO başvurusunu onaylarsa Portekiz bunu nasıl karşılar? Soru anlamlı, çünkü NATO’da kararlar oy birliğiyle alınıyor ve Portekiz NATO’nun Türkiye’den de eski üyesi. Diğer taraftan özellikle ABD ve