Yeni Şafak gazetesi Can Atalay davasında tahliye yönünde oy kullanan Anayasa Mahkemesi Başkanı ve 8 üyenin fotoğraf ve isimlerini “FETÖ ve PKK’ya kapı açtılar” başlığıyla yayınladı. Gazetenin X hesabında da aynı görsel düzenlemeyle yayınlanan haberde AYM Başkanı Zühtü Arslan, başkanvekilleri Hasan Tahsin Gökcan ve Kadri Özkaya ile üyeler Engin Yıldırım, Mehmet Emin Kuz, Rıdvan Güleç, Kenan Yaşar, Selahaddin Menteş ve Yusuf Şevki Hakyemez’in fotoğraf ve isimleri sıralanarak şunlar yazıldı:
- “AYM’nin 9 üyesinin Can Atalay hakkında verdiği ‘ihlal’ kararı sonrası kamuoyunda çeşitli tartışmalar ortaya çıktı. Vatandaşlar ve siyasiler krize sebep olduğunu söyledikleri Anayasa Mahkemesi’ne tepkili.
- “Atalay hakkında verilen hak ihlali kararına göre; Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, Erzurum’dan milletvekili adayı olsa ve kazansa, Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz hain darbe girişimini görmezden gelip üstüne terörist başına dokunulmazlık verecek.
- “Ya da terör örgütü PKK’nın elebaşlarından Murat Karayılan, Şanlıurfa’dan milletvekili adayı olsa ve kazansa Anayasa Mahkemesi yine istediği takdirde teröristi Gazi Meclis’e sokup üstüne de dokunulmazlık verecek.”
Hedef gösterme ve Danıştay Saldırısı
Gazete AYM üyelerinin Atalay davasındaki kararlarından yola çıkarak Fethullah Gülen’den Murat Karayılan’a dek aranan isimlerin “milletvekili adayı olup kazanmaları” durumunda dokunulmazlık almaları yönünde oy vereceklerini öne sürüyor.
Bu arada yayında Yüksek Seçim Kurulu’nun, başvurmaları halinde Fethullah Güken ya da Murat Karayılan’a seçime girme izni verecekleri de kesin bir gerçeklik olarak iddia edilmiş.
Yayın, Danıştay Saldırısı ve sonrasında Türkiye’de yaşanan kaosun unutulduğunu akla getiriyor.
Danıştay Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin 17 Mayıs 2006 tarihinde avukat kimliğini kullanarak tabancasıyla içeri giren Alparslan Arslan tarafından öldürülmüştü. Arslan’ın aracında aralarında Özbilgin’in de bulunduğu Danıştay üyelerinin, bir öğretmenin başörtüsü taktığı için müdür yapılmamasından sorumlu tutularak fotoğraf ve isimlerinin yayınlandığı Vakit gazetesi bulunmuş, gazete sahip ve yöneticileri “terör örgütlerine hedef gösterdikleri” gerekçesiyle ceza almışlardı.
Saldırı sonrasında ucu Ergenekon davaları ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimine giden bir süreç başlamış, Arslan ise iki kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis sezasına çarptırılmıştı.