CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin durumuna ilişkin rahatsız edici duyumlar ve ordudaki emir-komuta zincirini bozacak gelişmeler olduğunu öne sürdü. 15 Temmuz darbe girişimine yol açan FETÖ olayından ders alınmadığını, hataların “bilerek tekrarlandığını” öne süren Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti hükümetine orduyu günlük siyasetin dışında tutma çağrısı yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun YetkinReport’a yaptığı açıklamalar şöyle:
“Ordunun durumuna ilişkin rahatsız edici duyumlar var; hükümetin parti devleti kurma gayretinde sıranın ordunun partileştirilmesine mi geldiği endişesi var. Burada ordunun siyasi otoritenin emrinde olması gereğinden söz etmiyorum, demokrasilerde öyle olacak. Ben ordunun içine günlük sıcak siyasetin sokulmasından ve artık atama ve terfilerde de liyakat yerine parti tercihleri kullanılmasından söz ediyorum. Bu söylemlerden rahatsızlık duyuyorum”
Siyasi yargının örneği Selahattin Demirtaş
“Ben 15 Temmuz’dan sonra Yenikapı mitinginde şunu söylemiştim: “Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Camiye sokarsak toplumu böleriz. Adliyeye sokarsak adaleti bulamayız. Kışlaya sokarsak darbeyi önleyemeyiz.” Camiye siyaset soktular, seçim sürecinde yaşadık. Adliyeye siyaset soktular. Partili avukatları yargıç ya da savcı olarak atadılar. O kadar ki yargıya doğrudan talimat verilir noktaya gelindi. Bunun en tipik örneği Selahattin Demirtaş’tır. Son Yüksek Askeri Şura kararlarından, emeklilik, atama ve terfilerden ve istifalardan görüyoruz ki, şimdi orduya da siyaseti sokmaya başladılar.”
Komutan terfilerinde AK Partili akraba iddiası
“Komutan terfilerinde liyakatten çok siyasal sadakate yani AKP’den bulunan tanıdıklara, akrabalık bağlarına göre atamalar yapıldı. [“Örnek verebilir misiniz?” sorusu üzerine] Ordu daha fazla yıpranmasın diye isim vermiyorum ama maalesef durum iç açıcı değil; isteyen araştırıp kendisi de görebilir. Bir süre sonra orduda terfi etmek isteyen her askerin siyasetçi peşinde koşmasından endişe ediyorum. Bu durum ordudaki emir-komuta zincirini bozar. Terfisini falanca siyasinin etkisiyle alan bir subay, ya da astsubay artık komutanını dinlemez hale gelebilir. FETÖ olayında bunlar yaşandı… Yaşandı ama ders alınmıyor. Hatalar bilinerek tekrarlanıyor.”
15 Temmuz’a direnenler, Balyoz mağdurları…
“Dahası, 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cülerin tasfiye edildiği söylendi, ama şimdi 15 Temmuz’a direnen, Fethullahçıların Ergenekon, Balyoz ve benzeri kumpaslarla mağdur edilmiş subaylar çeşitli bahanelerle tasfiye ediliyor. Yerine parti referansı olanlar, tanıdığı, akrabası olanlar getiriliyor. Zamanında FETÖ’cü yapının yaptığını şimdi AKP yapıyor.”
“Bizim ordumuz Orta Doğunun, bölgesinin en güçlü ordusu. Ama maalesef orduya sıcak siyaset girerse düşmanlarımızın yapmadığını bizler yapacağız… İktidara şunu söylemek istiyorum: orduyu günlük siyasetten uzak tutun, günlük siyaseti ve parti etkisini ordudan uzak tutun. Ordumuz bölgenin en güçlü ordusu olarak partinin değil, Anayasal demokrasinin emrinde kalmaya devam etsin. Anayasal demokrasinin kalbi de şüphesiz Türkiye Büyük Millet Meclisidir.”
Kılıçdaroğlu’nun uyarısının anlamı
CHP liderinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti hükümetine “orduyu günlük siyasetten uzak tutma” çağrısı ilginç bir zamanda yapılıyor. Bir yandan Yüksek Askeri Şura’da kamuoyunda tartışılan atama ve terfilerin yapıldığı, bunu bazı istifaların izlediği, diğer yandan Türk Silahlı Kuvvetlerinin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar koordinasyonunda tarihinin önemli yapısal dönüşümlerinden birine hazırlandığı haberlerinin alındığı bir zaman. Kılıçdaroğlu’na sözlerinin ordu içindeki yeniden yapılanmayla da ilgili olup olmadığını sorduğumda “Hayır”, yanıtını aldım.
CHP lideri, her modern ordunun çağın gerekleri çerçevesinde yeniden yapılanabileceğini, bunun ordunun ihtiyaçları ve siyasi irade ile yapılabileceğini, söylediklerinin bunun dışında olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, hükümete çağrısının özel olarak orduyu “günlük siyasetin” ve “parti devleti özleminin” bir parçası haline getirme tehlikesine dikkat çekmek istediğini söyledi.
Meclis’in yeni yasama yılına başlamasına az süre kala CHP liderinin bu sözleri tartışılmaya aday.