29 Temmuz sabahına sosyal medya düzenlenmesinin yasalaştığı haberiyle uyandık. Sağ olsunlar, iktidar ve destekçisi partinin millet vekilleri bizi koruma ve kollama görevlerini çok ciddiye aldıkları için sabahlayıp güne yepyeni bir mutluluk ile başlamamızı sağladılar. Şöyle bağırmak istiyorum; Sansüre özgürlük! Yaşasın Yasaklar!
Elbette benim sade bir vatandaş olarak onlardan sabahlamalarını beklediğim tek konu zaten 400000 adet yasaklı alan adı ile sansür rekortmeni olan ülkemin bu alanda bir adım daha ileriye götürecek yasaklar yasasını acilen Meclisten geçirmeleri kalmıştı.
Türkiye’miz dünya üzerinde internetin en yavaş olduğu ülkelerden biri olduğu için aslında zaten örtülü bir sansür ile karşı karşıyayız. Speedtest verilerine göre ülkemizde mobil internet hızı dünyada 48’inci. Sabit internet hızı ise 101’inci.
AKP ve MHP milletvekillerinin bu başarısının yanında muhalefetteki milletvekillerinin de pasifliği ile bu yasal düzenlemeye gizli destek çıktıklarını da gördüm ve bir teşekkür de onlara ediyorum. Muhalefet nasıl yapılır tüm dünya görüyor, örnek alınası performansları için hepsinin alnından öperim. Yasa geçtikten sonra direneceğiz diye açıklama yapan Tuncay Özkan’ın 16 saat süren tartışmalara hiç dahil olmaması bu üstün performansın zirve noktasıydı.
Yeni yasa neler getiriyor?
Yeni yasamız 1 milyondan fazla üyeli sosyal medya platformlarını hedefliyor. Onları 30 gün içinde Türkiye’de temsilci atamaya mecbur bırakıyor ve içerik kaldırma operasyonlarının tamamını, raporlama hizmeti ile birlikte sosyal ağlara yıkıyor. Eğer bir temsilci atanmaz ise 10 milyon TL ceza yazılacak. Eğer bu ödenmez ise ceza ikinci kademede 30 milyon TL’ye yükseltilecek. Eğer bu da 30 gün içinde ödenmez ise önce platformda reklam yasağı uygulanacak sonra da bant genişliği kısıtlanacak.
Çeşitli sebeplerle bir içeriğin kaldırılmasına mahkemeler ya da yetkili 14 merci karar verdiğinde içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararının gereği en geç 4 saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilecek. Sosyal ağ sağlayıcı, ‘içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi’ ile ‘özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesini gerektirecek içeriklere yönelik kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap vermekle yükümlü olacak. Olumsuz cevaplar gerekçeli olarak verilecek.
Hedefte Twitter var
Bu yasanın doğrudan hedefinde Twitter var. Eğer esnek bir şekilde yorumlanırsa ve sosyal medya platformu altına bir şekilde sokulabilirse Netflix ve Tinder gibi platformlar da yasadan nasibini alabilir. Netflix için en azından bu aba altından sopa göstermektir. Devletimiz Twitter’ı ibretlik haline getirmeye karar vermiş gibi gözüküyor. Facebook ve TikTok gibi diğer sosyal ağlar hükümetin istediklerini yerine getirme konusunda daha esnekler. Fakat Twitter ABD hükümetine karşı gösterdiği duruşu Türkiye hükümetine de gösteriyor. Zaten yasanın geçmesinden saatler sonra AK Parti Grup Başkan Vekili Naci Bostancı, Türkiye’de bir temsilci bulundurma konusunda sadece Twitter’dan olumlu bir geri dönüş alamadıklarını belirtti.
Türkiye hali hazırda Twitter’dan resmi kanallar vasıtası ile içerik kaldırma istemi yapan ülkeler sıralamasında açık ara bir numara. Türkiye Twitter’den 2019’un ilk altı ayında 6073 defa içerik kaldırılmasını talep etmiş ve 8993 hesabı Twitter’a şikâyet etmiş. Twitter bu isteklerin yüzde 5’ine olumlu olarak geri dönmüş. Almanya hükümetinin sadece 44 talebi olmuş, Amerikan’nın 150, Rusya’nın ise 3810.
Neler olacağı şimdiden belli
Türkiye’nin Twitter’dan isteklerini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hakaret suçlamasıyla 100 bin kişiye soruşturma ve 30 bin kişiye de dava açtığı bilgisini yan yana getirdiğimizde olacakları öngörmek zor değil. Darbeci Kenan Evren kendisine hakaretten 350 kişiye dava açmıştı. Fikret Kızılok’a Süleyman Hep Başbakan diye şarkı söyletecek kadar uzun süre politikada kalan Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığı boyunca sadece 158 kişiye dava açmıştı.
Bundan sonraki dönemde eğer Twitter bu isteklere olumlu yanıtlar vermez ise yukarıda bahsi geçen 5 aşamalı yaptırım silsilesi onu bekliyor. Benim tahminim o ki Twitter herhangi bir yaptırıma karşılık vermeyecek. Devletimiz ise platforma ayrılan bant genişliğini düşürerek platforma ulaşılmasını ve içerik yüklenmesini çok zor bir hale getirecek. Yani efektif olarak Twitter kullanım dışı kalacak. Bu sayede biz Twitter’ı kapatmadık, çok net cezai müddeiyeler vardı, onları uyguladık denebilecek.
Bu stratejinin tek eksik noktası, Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 32’sinin yasaksız internete ulaşmak için kullandığı VPN yöntemiydi ki MHP bu yüzden en üst düzeyde VPN’lerin de kullanılmasının yasaklanması çağrıları yapıyor.
Kim cezalandırılmış oluyor?
Bu soruya cevap vermeden önce Twitter nedir diye düşünmek gerekiyor. Twitter’ı Türkiye’de bu denli etkili yapan kim? Amerika’daki yazılımcılar mı? Hayır, sen, ben, biz Twitter’ız. Ben o sosyal medyaya sizin yazdıklarınıza ulaşabilmek için giriyorum. Şimdi ise hükümet vatandaşımı koruyacağım diye aslen tüm bir platformu ve onu kullanan milyonlarca vatandaşını cezalandıracak. Özgür düşünceye, farklılıklara, tartışmaya, birbirini anlamaya bir yasaklar darbesi daha inecek. Bu yasa ile Twitter üzerinden sade vatandaşın özgür düşünceye ulaşma yollarından biri daha kesilmiş olacak. Bu insanların boğulma tehlikesi var diye tüm sahillerimize beton duvar örmeye benziyor.
Bu beni o kadar bahtiyar ediyor ki. Siz de hissetmişsinizdir, Türkiye web’inden 400.000 site sansürlendiği için ne kadar rahatladık ne kadar özgürleştik, her şey ne kadar iyi oldu, nasıl da çağ atladıysak, bu yasa ile Twitter ülkeden çıkmaya zorlandığında on misli güzel şeyler olacak.
Sonuçta Demirel’in de dediği gibi meseleleri mesele etmezseniz, mesele kalmaz.