Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve seçim ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli erken seçim olmayacağını, seçimlerin 2023 Haziran’ında yapılacağını tekrarlıyor. DEVA Partisi lideri Ali Babacan ise Erdoğan’ın erken seçime gideceği iddiasında ısrar ediyor. O kadar ki, şimdiye dek “2021 ya da 2022” olarak yaptığı tahmini “2021’in ikinci yarısı ila 2022’nin ilk yarısı” olarak daha da daralttı. Ama Babacan’ın asıl iddiası, Erdoğan’ın erken seçime ekonominin kötü gidişine ek olarak, Cumhurbaşkanlığındaki “toplam süresinin uzaması için” de “başvurabileceği.”
Babacan bu iddiasını 13 Ekim’de İngiltere merkezli “Democratic Progress Institute-Demokratik İlerleme Enstitüsü” tarafından düzenlenen internet toplantısında dile getirdi. Babacan’ın erken seçim tahminini dayanırdığı iki gerekçe var.
Yeniden aday olmak için erken seçime mi?
1- Ekonomik gerekçe: Babacan’a göre hükümetin “para ve maliye politikalarında sınıra gelindi” En büyük sorun büyüyen işsizlik ve hayat pahalılığı. “Vatandaş için hayat giderek zorlaşıyor”. İhracat azalıyor, ithalat artıyor ve döviz kurundaki artışa da bağlı olarak enerji ithalatına daha çok para harcanıyor. Merkez Bankası bağımsızlığının kalkması ve para politikasındaki tutarsızlıklar güven ortamını zedeliyor ve sermaye çıkışı hızlanıyor. Babacan ekonomide “sürdürülebilirlik sınırına” da “hızla” gelindiğini söylüyor.
2- Siyasi gerekçe: Babacan’a göre, temel olarak ekonomik nedenlerle Haziran 2018 seçimlerinden bu yana AK Parti’nin “siyasi sermayesi her geçen ay eriyor. Anca koalisyon ve ittifaklarla iktidarını sürdürebiliyor. Hukuki değil ama siyasi meşruiyeti zayıflıyor.” Bunu aşmak için de Erdoğan daha fazla yıpranmadan erken seçime gidebilir ve bu yolla, bir daha cumhurbaşkanı adayı olamayacağı tartışmalarını da aşmayı deneyebilir. “Anayasa’da bir madde var” dedi Babacan toplantıda; “Erken seçime gidildiğinde Cumhurbaşkanının görev süresi de tamamlanmamış sayılıyor. Toplam görev süresinin uzaması için bu yola başvurabilir.”
Anayasa’nın 116’ıncı maddesindeki mayın
Babacan toplantıda maddeyi söylemedi. Ancak daha sonra Babacan’ın kurmaylarından birine “116’dan mı söz etti?” diye sorduğumda “Evet” yanıtı aldım; “O madde”.
TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yenilenmesi başlıklı 116’ıncı maddesinin üçüncü cümlesinde şöyle deniyor:
“Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”
Yani, Haziran 2023’te yapılması beklenen seçimler yerine, diyelim bir yıl, ya da birkaç ay önce erken seçime gidilse, Anayasa’nın bu maddesine göre Erdoğan’ın 2018’den beri cumhurbaşkanlığı süresi sayılmadan yeniden aday olabilir.
Malum, AK Parti-MHP iktidar blokunun bir süredir Anayasa Mahkemesi üzerinde kurduğu baskının bir nedeni olarak da Cumhurbaşkanlığı seçimleri gösteriliyordu. Siyaset kulisindeki iddialara göre, iktidar bloku, 2014’ten sonra 2018’de de halk tarafından Cumhurbaşkanı seçilmiş olan Erdoğan’ın yeniden aday olmasını önlemek amacıyla muhalefetin Anayasa Mahkemesine gitmesinin önünü şimdiden almak istiyordu.
Babacan böylelikle Erdoğan’ın hiç bu tartışmaya girmeden 2021 sonu, 2022 başında erken seçime gitmek suretiyle yeniden aday olabileceğini öne sürüyor.
İttifaklar, Kürt meselesi, kadına şiddet
Babacan 13 Ekim’deki toplantıda üç konuda daha net mesajlar verdi. Sadece erken seçime gidilme ihtimali değil, bu konular da güncel siyaseti ilgilendiriyor. Özetleyelim:
1- “Daha yeni bir partiyiz, önce vatandaşa kendimizi anlatmamız lazım. Şu anda ittifak siyasetimiz yok. Seçim kararı alındığı gün duruma bakarız.”
2- “Kürt meselesini insan hakları, özgürlükler, demokrasi meselesi olarak görüyoruz. Anadilin korunması ve geliştirilmesi devlet ne gerekiyorsa yapmalı.”
3- “Kadına şiddetin önlenmesinin aması, fakatı olmaz. Kadına şiddet kesinlikle meşru gösterilemez. İstanbul Sözleşmesi aynen korunmalıdır.”
Bir de Suriye konusu gündeme geldi. 2007-2009 arasında, Suriye savaşı çıkmadan önce Dışişleri Bakanlığı 2015’e dek de ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcılığı yapmış olan Babacan şunları söyledi:
– “Nerede yanlış yapıldığı soruluyor ama nerede doğru yapıldı ki? Kontrolden çıkmış bir özgüven ve dar ideolojik bakış bu duruma getirdi.”
Kontrolden çıkmış özgüven ve dar ideolojik bakış… Bunlar da tartışılacak iddialar.
Ama sanırım en önemli kısmı, erken seçime gidilmesi ile Cumhurbaşkanlığı adaylığı arasında kurduğu bağlantıydı.