Tek Çocuk politikası
1979 yılında Çin hükümeti, ekonomik sorun ve açlığına neden olduğu için nüfustaki artışa karşı savaş açmaya karar verir ve nüfus planlaması için Tek Çocuk Politikası başlatır. Bu politika 1982 yılında anayasaya girer ve ülke genelinde uygulamaya koyulur. Buna göre kentlerde yaşayanların iki ve daha çok çocuğa sahip olma şansları yoktur. Kırsalda yaşayanlar da ancak belirli şartları gerçekleştirirlerse ikinci bir çocuk sahibi olabilirler. Hükümet cezalar, ekonomik teşvikler ve yoğun propaganda ile kadınları kürtaj ve kısırlaştırmaya mecbur bırakır. Afişlerde, çocuk şarkılarında, kibrit kutularının üstlerindeki resimlerde, takvimlerde, mahallelerde sergilenen operalarda, televizyonlarda, çocuk kitaplarında hep “daha az çocuk, daha mutlu hayat!” vurgulanır.
İşte One Child Nation adlı belgesel filmin yönetmenlerinden Nanfu Wang’ın doğumu ve çocukluğu da bu politikanın uygulandığı döneme rastlar. Nanfu, Amerika’ya yerleştikten altı yıl sonra anne olur. Ve anneliğe adım attığında, oğlunu annesine göstermek için Çin’e, köyüne gider. Bu ziyaret boyunca da annesinin hamilelik döneminde yaşadığı sıkıntıları düşünür. Bu politikayı uygulamakla görevli memurlarla görüşür.
2015 yılında Çin Komünist Partisi bu politikayı sonlandırır ve yıllarca uygulanan bu politikayla ülkenin daha güçlü, insanların daha zengin, dünyanın daha huzurlu bir yer haline geldiği açıklanır.
“Toplumsal fayda, her şeyin üstündedir”
Aile Planlamasından sorumlu memurların sözlerinde belgesel boyunca tekrarlanan ortak bir cümle var: “Toplumsal fayda, her şeyin üstündedir. Bu bir devlet politikasıydı ve sorgulamaya hakkımız yoktu. Bugün olsa toplumsal fayda için aynı şeylere yapmaya hazırım.”
Belgesele göre Çin bu politikayla 338 milyon çocuğun doğumunu engellemiş ve yaklaşık 130 milyon dolarlık bir tasarruf sağlamış.
Nanfu’nun görüştüğü kişilerden biri de onu doğurtan ebesi Huaru Yuan. Bugün seksenlerinin üzerinde olan Huaru bu politika döneminde 50bin- 60bin kadını kısırlaştırdığını söylüyor. Ama derin bir vicdan azabı da peşini hiç bırakmamış. Bugün kendini tek bir şeye adamış. Yalnızca kısırlık tedavilerine yardımcı oluyor.
Popüler kültürde kardeş maceraları
1961 Walt Disney yapımı Parent Trap adlı filmden zihnimde sürekli tekrarlanan bir sahne var.
Susan ve Sharon adlı ikiz kardeşler –ikisini de Hayley Mills canlandırıyor– boşanmış anne babalarını bir araya getirmek için bir eğlence gecesi düzenler ve onların ilk çıktıkları günü -İtalyan restoranında bir akşam yemeğini- canlandırırlar. Kardeşler anne babaları yemek yerken müzikleriyle onlara eşlik ederler.
Ben çocukken, TRT’deki Pazar Sineması kuşağı vazgeçilmezimdi. Bu filmi de orada izlemiştim ve üzerinden onca yıl geçmiş olmasına rağmen hep aklımda. O zamanlar pek çok eve video cihazları yeni girmişti. Bir film kayıt edilir ve sonra da tekrar tekrar izlenirdi. İşte biz de Parent Trap‘i tam ortasından bir kasete çekmişiz. Defalarca izlemiştim. Ama sadece ikinci yarıyı biliyorum. Film bir daha da oynamadı. Ya da ben denk gelmedim.
Geçenlerde filmin 1998’de çekilmiş bir versiyonuna rastladım. Bu sefer ikiz kardeşler Hallie ve Annie’yi Lindsay Lohan canlandırıyor. Tabii ki aklımdaki filmle yakından uzaktan ilgisi yok. Yani elbette konusu aynı. Ama işte o bildiğim tadı vermedi bana.
Film biterken akan jenerikte bunca yıldır fark etmediğim bir detayı fark ettim. Meğer bu filmler ünlü Alman yazar Erich Kästner’in eserinden bir uyarlamaymış. (Meraklılar için bu kitap yani İkizler Neyin Peşinde Can Çocuk etiketiyle raflarda. Özgün adı: Das Doppelte Lottchen, çeviren: Süheyla Kaya.)
İkiz kardeşler Luise ve Lotte gittikleri bir yaz kampında tanışırlar. Birbirlerinden tamamen farklı karakterlere sahip bu iki kız birbirlerini görünce epeyce şaşırır, çünkü görünüşleri aynıdır. İkiz olduklarını keşfederler. Biri annesiyle yaşıyordur, öteki babasıyla ve o zamana kadar birbirlerinden haberleri olmamıştır. Bir oyun düşünürler. Kılık değiştirip birbirlerinin yerine geçerler. Amaçları anne ve babalarını görmek ve onları bir araya getirmektir. Tabii bir sürü komiklik ve macera üzerine macera.
Tek Çocuk Politikası’nın gerçek etkileri
Çin’deki tek çocuk politikası sırasında tek yapılan, henüz doğmamış çocukları ailelerinden almak ve kadınları kısırlaştırmak değildir. Hükümetten gizli dünyaya gelmiş çocuklar da aileleri tarafından sokağa bırakılmış veya ölüme terk edilmiştir. Tüm dünyaya, özellikle Amerika’ya evlatlık verilmiş Çinli çocukların olması da bu politikanın bir sonucu.
Düşünsenize şu anda biri evlatlık verildiği için dünyanın farklı kentlerinde, ülkelerinde yaşayan ve birbirlerinden haberleri olmayan kardeşler var. Hatta bu kardeşlerin bir kısmı da ikiz. Ve bu ikizlerin, tıpkı Kästner’in kitabındaki gibi öyle tesadüf eseri bir yerlerde karşılaşma şansları da yok. Bir çocuk kitabında ya da bir kutu oyununda…
Keşke her şey yıllar önce yurtdışında bir müzenin mağazasında gördüğüm şu hafıza oyunu gibi kolay olsaydı. Kartları aç ve eşleri topla.
Maaike Strengholt’ın yaptığı daha önce benzerini hiç görmediğim bir hafıza oyunu. Bu oyunda ikiz kardeşlerin fotoğraflarını birbirleriyle eşlemeniz gerekiyor.
Tek çocuk politikası sona erdi ama…
Haber kaynaklarına göre, Çin hükümeti bu politikayı sonlandırmış ama ekonomik yetersizlik nedeniyle kimse ikinci çocuk sahibi olmaya cesaret edemiyor.
Bu acı dolu yaşamları görmeye ve belgeseli izlemeye cesaret edemeyebilirsiniz. Ama mutlaka Nanfu’nun Tedtalks’taki konuşmasına bir bakın derim.