Categories: Siyaset

Avukatlar Günü’nü kutlamıyorum çünkü…

Bugün 5 Nisan. Twitter, Facebook ve tüm sosyal medyada Avukatlar Günü kutlama mesajlarından geçilmiyor. Neredeyse ben hariç bütün avukatlar, bazı müvekkiller kutlama mesajları yayınlıyorlar.

Kutlamayı hak edenler

Mesleğe yeni adım atmış, atmaya hazırlanan ve henüz meslekte “Hanya’yı da Konya’yı da görmemiş” olan, önlerine çıkan her zorluğu yenmeye, bu yolda karşılarına çıkan dağları bile devirmeye kararlı olan genç avukatların kutlamalarına bir diyeceğim yok; önlerinde şapkamı çıkarır eğilirim. Çünkü sadece onlar vaat ettikleri gelecek için kutlamayı hak ediyorlar.

Hararlarını* dolduranlar

Bir de bu kutsal mesleğe heybelerini doldurmak için girmiş, daha da ileri giderek hararlarını doldurmuş olanlar, terazinin kefesini haklıya doğru değil kendilerine doğru bastırmış, haksızlığa uğramış vatandaşın sıkıntısını, toplumun belini büken uyuşmazlık ve anlaşmazlıkları kendilerine fırsat olarak görenler kutlasa yeridir. Çünkü memlekette hukuksuzluktan beslenen, ilkesiz, omurgasız fakat uyanık duruşlarıyla hukuksuzluğu en çok besleyen onlar; çünkü onlara göre bu meslek, kutsal değil, karanlık gecelerde sigara dumanına boğulmuş batakhanelerde kumar oynanan kahvehanelerdeki monacılar** gibi müvekkil, karşı taraf, mahkeme ve avukat dörtlüsünde en çok kazanması gerekenin avukatlar olduğunu düşünenler ve davrananlar. Siz onların avukatların cüppelerinin iliksiz ve cepsiz olmasıyla övündüklerine bakmayın, cüppeler dolu cepleri olan takım elbiselerin üstünü örtmektedir sadece.

Hicap duyanlar

Ama daha eskiler, meslekte nice tecrübeler yaşamış, burunları defalarca sürtülüp de ıslah olmamış, tekrar tekrar hukuk için başkaldırmış, her baş kaldırışlarında tekrar burunları tekrar sürtülmüş olmasına rağmen gençlik ideallerini asla bir kenara bırakmamış olanlar; onlar niye kutluyorlar anlamıyorum.

Kanun ile görevlendirildikleri, bununla da övündükleri hukukun üstünlüğü yerlerde sürünür, güzel ülkemiz hukukun üstünlüğü ile demokrasi endekslerinde dünyanın en geri sayılan ülkelerinden daha gerilerde, ülkede temel hak ve özgürlükler, özellikle fikir ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşleri envaî çeşit uygulama ve yöntemlerle baskılanır, ana akımda hür medyanın çoğunluğunu havuz medya, görsel basının kontrolünü iktidarın kontrolündeki düzenleyici kurum almış; devletin yargı gücünün verimsizliği, şeffaf ve hesapverir olmaması nedeniyle bağımsızlığını kaybetmiş ve siyasilere bağımlı hale gelmiş olduğu, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymanın bile tartışılır hale geldiği, en fazla 3 veya 4 ayda bitecek davaların en yetkin mahkemelerde 4 veya 5 seneden önce çözülemediği, yürütmenin bir uzvu olan Adalet Bakanlığının doğrudan kontrolündeki zorunlu arabuluculuk ve yozlaşmış bilirkişilik sisteminin devletin yargı gücünü neredeyse koltuğundan etmek üzere olduğu bu günlerde avukatlığın ve avukatların kutlanacak nesi ve neresi kaldı da bu günü kutluyorlar?

Ağzı laf yapan, eli iş yapmayanlar

Avukatlık sanki ağzı laf yapan ama eli iş yapmayan bir meslekmiş gibi TBMM’de onlarca avukat vekil bulunmasına rağmen avukatların delil toplamasını, tanık ve bilirkişileri doğrudan bulup sorgulamasını, böylece dosyalarını tam ve eksiksiz hazırlamalarını sağlayacak bir kanun çıkaramamış, yıllardan beri zaru zaru şikayet etmelerine rağmen savcıları hakim kürsüsünden kendi seviyelerine indirememiş, hukuka uyarlı davranmayan hakimleri mesleki ve sosyal yöntemlerle hizaya getirememiş, ancak yürütmenin emir kurulu Adalet Bakanı ve bürokratlarının huzurunda kendileri hizaya geçmiş, ülkenin yargı gücünü yürütme ve yasama güçlerinden ayrı ve bağımsız hale getirememiş, ülkeyi dünyanın en ileri hukuk düzeni haline getirme konusunda ele gelir tek bir tane öneri bile geliştirmemiş bütün bunlara karşın kendileri hakkında özeleştiri yapma büyüklüğünü gösterememiş olan, hasılı beylik sözlerle dolu böbürlenmelerden öteye geçememiş olan avukatlar ve barolar neyi başardılar ki bu günü kutlama hakkını kendilerinde görüyorlar?

Kendisi adil olmayan adaletçiler

Asgari ücret tarifesi çıkararak neredeyse selam veren vatandaşı kendilerine borçlu çıkaran, buna karşın asgari hizmet standartları belirlemeyerek vekaletlerinin başında neredeyse  dişe değer iş yapmadan kendilerini ibra eden, köle gibi çalıştırdıkları stajyerlere asgari ücretten maaş vermeyi, sigorta yaptırmayı çok gören, müvekkilinin doğruları tam ve eksiksiz söylediğinden emin olamayan, avukatlık mesleğini gerçeklerin gizlendiği eksik ve yanlış beyanlardan sözde hakimi ikna edecek mükemmellikte hikayeler uydurma sanatı haline getirmiş, adalet değil ne pahasına olursa olsun kazanma hırsı kalbinin derinliklerine hakim olmuş olanlar niye avukatlık gününü kutluyorlar?

Hukuktan, adaletten, demokrasiden, halkın kendisini yönetimde temsil ettirme hakkından dem vuran, ateşli söylemlerle meydanları coştururken kendi meslek kuruluşları baroların ve barolar birliğinin yönetimlerini sadece kendi yandaşlarının tekeline alarak demokrasiyi öldürenler mi avukatlık gününü kutlamalı?

Her sene mezun olan yaklaşık 20,000 hukuk mezunlarının tamamına staj yapma imkanı sunamayan, hukukun üstünlüğünü sağlamak için ülkenin iki üç katı hukukçuya ihtiyacı olmasına karşın hukuk meslek giriş sınavı, avukatlık sınavı ve benzeri yöntemlerle avukatlık mesleğini imtiyazlı bir lonca haline getirmeye çabalayanlar mı avukatlık gününü kutlamalı?

23 Nisan mı, 5 Nisan?

23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Gününü 7’dan 70’e çocuklar gibi kutluyoruz.

Çünkü 23 Nisan 1920’de kurulan TBMM ülkemizi kurtardı ve Cumhuriyet’i kurdu.

Bugün ise 5 Nisan.

Kutlayacak bir şey bulamıyor insan!

*Harar: İçine saman doldurulan, kıldan yapılma battal boy torba.

** Mona: zarların atıldığı çanağı ve paraları tutan, dağıtırken hep kendine pay alan.

Mehmet Gün

Avukat, İSTA, Daha İyi Yargı Dernekleri Başkanı, TÜRKONFED Başkan Yardımcısı

Recent Posts

1 Mayıs ve Erdoğan’ın Taksim öfkesi

1 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın izin verdiği yerler emekçilerin, emeklilerin, sesini duyurmak isteyenlerin Emek…

1 saat ago

AK Parti-CHP temsil asimetrisi ve Erdoğan-Özel görüşmesinde Anayasa

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel…

1 gün ago

Erdoğan, Özel’le buluşmadan Bahçeli’ye danıştı; perde arkası hareketli

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 29 Nisan’da MHP lideri Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret edeceği basına duyurulmamıştı ama…

1 gün ago

Ankara ambleminin değişmesi gündemde

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, resmi şehir ambleminin değiştirilmesi konusunda girişimde bulunacağını açıkladı. ABB’nin X hesabından…

2 gün ago

Anayasa tartışması sorunları perdelemek için sis bombası işlevinde

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Anayasa değişikliğini önündeki önemli sorunları perdeleyip dikkatleri dağıtmak için adeta bir sis…

2 gün ago

İYİ Parti’deki liderlik değişimi siyasi dengeleri etkileyecek

Meral Akşener biraz gecikmeyle de olsa Batı demokrasilerinde izlenen hatta benzer bir hat izledi. Önce…

3 gün ago