Meral Akşener “Cumhurbaşkanı tarafından tehdit edilmek feci bir şey” derken, tehditlerden korkmadığını ama Türkiye’nin yurtdışındaki imajı açısından endişeli olduğunu söyledi.
Kadın liderliğinin güçlendirilmesi ve karar alma sürecine anlamlı katılımı, cinsiyet eşitliği gündeminin merkezinde. Kadın liderlerin başarılarını kabul etmek, kadınların politik katılımına ilişkin yerleşik zihniyete meydan okuyabilir.
Bu açıdan baktığımızda şu an için ülkemizde iktidara ortak olabilecek tek bir kadın lider var, o da Meral Akşener.
27 yıldır siyaset yaptığını ve siyaseten sağ kalan tek kadın olduğunu söyleyen Meral Akşener bugün bulunduğu konuma nasıl geldi?
Meral Akşener’in siyasi kariyeri
Meral Akşener, Selanik’ten Kocaeli’ne göç eden Balkan Türkü bir ailenin kızı olarak Gündoğdu Köyü’nde dünyaya gözlerini açmış. Babası devlet memuru, annesi ev hanımıymış. Annesi toprakta çalıştığı için anneannesi tarafından büyütülmüş. Balkan toprağı Drama’da nice eziyetler yaşamış olan anneannesi gözlerini kaybetmiş. Anneannesinden en çok sabretmeyi öğrenmiş. Çocukluğunda çok yaramazmış ve erkek arkadaşlarıyla kavgalara karıştığı da olurmuş. Bezbebeği olmamış ama misketleri varmış. Bursa Yatılı Kız Öğretmen Okulu’nda geçirdiği 4 yılı anlatırken, devletin kendisini parasız olarak okutmasını ve farklı statülerden kızlarla bir arada okumuş olmasını kişiliğinin oluşumunda önemli bir yere koyduğunu görebiliyoruz. Lisedeki lakabı “ayaklı kütüphane” imiş. 1979-1982 yılları arasında öğretmenlik yapan Akşener, 1982 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Kocaeli Mühendislik Fakültesi’nde araştırma görevlisi olmuş. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde yüksek lisans ve doktorasını yapmış. Kocaeli Üniversitesi’nde İnkılap Tarihi bölüm başkanlığı görevinde bulunmuş. Doktora tezini yazarken Doğu ve Güneydoğu’da saha araştırmaları yaptığı ve siyaset dilinin bundan etkilendiği biliniyor.
Siyasete 1994 yerel seçimlerinde, Doğru Yol Partisi’nden Kocaeli Büyükşehir belediye başkan adayı olarak girmesi, seçilemese de bir hayalin gerçekleşmesi olarak kabul edilebilir. Çünkü asıl ideali Kocaeli belediye başkanlığıydı ve ilk rol modeli Kocaeli belediye başkanlığı yapan ve görevdeyken bir trafik kazası sonrası hayatını kaybeden Leyla Atakan’dı.
MHP İl başkanı olan ağabeyi, ülkücü olmasında etkili olmuş. Daha lise yıllarında klasikler ve anti komunist kitaplar okumuş. Alparslan Türkeş, Kocaeli’ne gittiğinde evlerinde kalır, Akşener de ona elleri ile kahve ikram edermiş. Dedesinin kardeşi Hasan Tahsin Argun, Batı Trakya’da kurulan Türk Cumhuriyeti’nin bakanıymış ve İsmet İnönü’ye yakınmış. Akşener’in babası dönemin tüm devlet memurları gibi CHP’liyken, anne tarafı Demokrat Parti’nin kurucularındanmış. Sadece Türkeş’e değil, anne evine gelen Süleyman Demirel’e de kahve ikram etmiş.
Türk milletvekilleri üzerinde yapılan araştırmalarda ortaya çıkan sonuçlardan biri şu: Babalar, kocalar, kardeşler gibi özellikle ailedeki erkekler, kadın politikacıların siyasete girmesinde kritik bir rol oynuyor, kadınların siyasete ilgilerini etkiliyor. Kadın politikacıları genellikle siyasete erkek politikacıların dahil ettiğine dair sonuçların Meral Akşener için de geçerli olduğunu görebiliyoruz. Kendisi de bir röportajında “Kadın olduğunuz zaman siyaseti ailenizdeki erkekler üzerinden tanımlıyorsunuz” diyerek bu görüşü destekliyor, bir yandan da eşinin siyasi görüşlerini değiştirmesini sağladığını ve ancak ondan sonra evlendiğinin altını çiziyordu.
AKP kuruluşunda Akşener
Mehmet Ağar’dan sonra getirildiği İçişleri Bakanlığı sürecinde o zamanın siyasi konjonktürünün de etkisiyle, oldukça çalkantılı bir süreç yaşadı. 28 Şubat süreci ile 54. Türkiye Hükûmeti’nin dağılmasının ardından görev süresi 30 Haziran 1997 tarihinde son buldu.
Akşener, 1999’un Kasım ayında yapılan DYP 6. Olağan Kongresi’nde parti içerisinde düştüğü muhalif pozisyon sonrası, 4 Temmuz 2001’de DYP’den istifa etti. Bu sırada Abdullah Gül, Fazilet Partisi’nden kopmuştu. Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte önderliklerini yaptıkları “yenilikçi kanat” olarak adlandırdıkları bir oluşum kurdular. Meral Akşener, Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının çalışma ofisi de olan “Politik Araştırmalar Merkezi”nde bir basın toplantısı düzenleyerek, bu oluşumun içinde bulunacağını duyurdu. Meral Akşener, AKP’nin kurucuları arasında yer alacaktı. Ancak bir süre sonra “Milli Görüş çizgisini sürdürüyorlar” diyerek hayal kırıklığı yaşadığını belirterek yenilikçi hareketten ayrılıp 3 Kasım 2001 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi‘ne katıldı.
2004 yerel seçimlerinde MHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu. 2007 Türkiye Genel Seçimlerinde de MHP İstanbul milletvekili olarak meclise girdi. Ayrıca MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de başdanışmanı idi.
Parti içinde hukuk mücadelesi
En son 1968 yılında CHP’den Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili seçilen Muş Milletvekili Hayriye Ayşe Nermin Neftçi’den sonra 10 Ağustos 2007 tarihinde Güldal Mumcu ile beraber TBMM Başkanvekilliği görevine seçilen kadınlar arasında yer aldı. 2011 ve Haziran 2015 genel seçimlerinde MHP İstanbul milletvekili olarak tekrar meclise girdi. Fakat Kasım 2015 Türkiye genel seçimlerinde partisinden milletvekili adayı gösterilmedi. Kasım 2015 genel seçimlerinde MHP’nin oy kaybederek Meclis’te temsil edilen dördüncü parti olması üzerine yaptığı basın toplantısında kurultay talebinde bulunmuş ve “Üzerime düşen her görevi yapmaya hazırım” demişti.
Mahkeme kararıyla yapılacak olan MHP Olağanüstü Kongresi için genel başkan adayı oldu. Olağanüstü Kongre tarihi olarak 15 Mayıs’ın belirlendiği açıklandı. MHP Genel Merkezi ise bu kararı tanımadığını bildirdi. Eylül 2016’da partiden ihraç edildi. 19 Haziran 2016 tarinde Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, partiden ihraç kararına ihtiyati tedbir konulmasını istedi. MHP’nin ihraç kararına açtığı iptal davası, 15 Aralık 2016 tarihinde Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedildi ve bu kararla partiden ihracı kesinleşti.
İhraç sonrası, Akşener “İYİ Parti”yi kurdu, İçişleri Bakanlığı’na dilekçesini verdikten sonra yeni partisini Ankara’da Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde “Türkiye İyi Olacak” sloganıyla 25 Ekim 2017 Tarihinde kamuoyuna açıkladı.
24 Haziran 2018 seçimleri süreci
24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi için İYİ Parti’nin seçime katılabileceği konusunda oluşan tartışmalar sonucunda CHP’den 15 milletvekilinin İYİ Parti’ye geçmesiyle oluşan meclis grubu sayesinde İYİ Parti seçime girmeye hak kazandı.
Akşener, 2018 Türkiye Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde cumhurbaşkanı adayı olmak için YSK’ya başvurdu ve seçmenlerin aday teklifinde bulunabildiği ilk gün olan 4 Mayıs 2018’de gerekli 100 bin imzaya ulaşarak aday olmaya hak kazandı. Böylece Türkiye’nin ilk kadın cumhurbaşkanı adayı olarak da tarihe geçmiş oldu ancak seçilemedi.
31 Mart 2019 seçimleri sürecinde Millet İttifakı içerisinde yer alarak, Ankara ve İstanbul Belediye başkanlıklarının yıllar sonra AKP’nin elinden alınması başarısında pay sahibi oldu.
Meral Akşener ve kadınlar
Siyasette rol modelleri çok önemlidir. Araştırmacılar, siyasette başarılı, görünür kadın adayların bulunduğu ülkelerde yaşayan kadınların siyasetle ilgilenme olasılıklarının daha yüksek olduğunu tespit ettiler. Bu da siyasette kadın sayısını artırmak için, siyasi görevdeki kadın sayısını artırmak gerektiğini gösteriyor. Bu açıdan Meral Akşener’in erkek egemen görüntüdeki bir partide genel başkan olması, Cumhurbaşkanlığı için aday olmuş olması çok önemli ve değerlidir. Daha çok kadını Meclis’e taşımak konusunda İYİ Parti Genel Başkanı olarak katıldığı ilk genel seçimlerde başarılı olamadığını kendisi de kabul ediyor. Bu noktada, Meral Akşener’in kadınların siyasete katılımı konusundaki desteği şu ana kadar kısıtlı kalmış gibi görünse de bugün Meral Akşener’i yalnız bırakmama zamanıdır.
Meral Akşener’e yönelik cinsiyetçi, doğrudan kadın oluşunu hedef alan ifadeler ve tehditler asla kabul edilemez. Bu ifadelerin zihinlerden kazınması ve tekrarlanmaması için kadınların vereceği ortak mücadele tam da bugün çok önemlidir ve geleceği şekillendirecektir. Meral Akşener’in Erdoğan karşısında izleyeceği politika, her alanda eşitlik mücadelesi vermek zorunda kalan kadınlar açısından da önemlidir ve dikkatle takip edilecektir.