Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan KKTC Meclisi’ne hitap ederek Lefkoşe’deki Metehan bölgesinde bir cumhurbaşkanlığı külliyesi yapılacağını söyledi.
Erdoğan’ın Kıbrıs seyahati öncesinde cumhurbaşkanın bir müjde vereceği duyurulmuş, bunun adada “iki devletli çözüme” yönelik bir açık bir siyasi hamleyi duyuracağı yorumları yapılmıştı.
KKTC’nin adının Kıbrıs Türk Devleti şeklinde değiştirileceği dahi iddia edilmişti.
Ancak, müjdenin inşaat olduğu ortaya çıktı.
Erdoğan, KKTC’li muhalefet partilerinin protesto ettiği oturumda “Bilindiği gibi KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın ne doğru dürüst bir Cumhurbaşkanlığı binası veya külliyesi var, ne doğru dürüst bir parlamento binası var. Biz bunu KKTC’ye yakıştırmıyoruz. Aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki bina malum İngilizlere ait bir gecekondu. Şimdi Cumhurbaşkanlığının inşallah bu külliyesiyle ilgili adımın proje çalışmaları bitti ve inşasına da inşallah yakında başlıyoruz. Metahan bölgesinde, silahlı kuvvetlerimizle de görüşerek orada bir 500 dönüm araziyi bu iş için tahsis ettik. Bu 500 dönüm arazi içerisinde hem bu külliyeleri yapacağız, bir de gerçekten muhteşem bir millet bahçesini de orada yapalım, gerçekleştirelim. Tabi bunu söylerken özellikle gönlümden, yüreğimden şu geçiyor. Devlet olmanın işte ifadesi budur. Bunu inşallah bu projeyi hayata geçirmek suretiyle nasıl bir Kuzey Kıbrıs, Kıbrıs Türk’lerine ait bir devlet varmış bunu birilerinin görmesi lazım” diye konuştu.
Azeri heyetin ziyareti
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaklaşık bir yıllık Covid-19 önlemleri kapsamında kapalı olan Metehan Sınır Kapısı’nın yeniden karşılıklı geçişlere açılması vesilesiyle 4 Haziran günü burayı ziyaret etmişti.
Bu arada, Azerbaycan Milli Meclisi Dışişleri ve Parlamentolar Arası İlişkiler Komitesi heyeti, Erdoğan’ın ziyaretinin iki gün öncesinde Ersin Tatar’ı ziyaret etmiş, KKTC’yi tanımayan Azerbaycanın bu siyasi hamlesi, Erdoğan’ın açıklayacağı müjde ile ilgili olarak beklentileri yükseltmişti.
Erdoğan Kıbrıs’ı Kıbrıs Barış Harekatı’nın 47’nci yıl dönümü vesilesiyle ziyaret etti. Konuşmasında bu konuya da değinen Erdoğan, “Kıbrıs davası büyük bir davadır. Bu dava, tarihiyle büyük, vicdanıyla büyük, mücadelesiyle büyük, 1974’te yazdığı kahramanlık destanıyla büyük bir milletin davasıdır. Kıbrıs davasının sahibi, yavru vatanıyla, anavatanıyla, büyük Türk milletinin tamamıdır. Bu davanın sahibi şehitlerimiz, gazilerimizdir. Bugün burada özgürce nefes alabiliyorsak bunda en büyük pay bu toprakları bir şehitler yurdu yapan kahramanların. Kıbrıslı kardeşlerimizi kolay lokma olarak görenler Mehmetçiğin destansı mücadelesiyle hezimete uğradı. Sırtlarını dayadıkları güçlere güvenerek Kıbrıs Türkü’nü yok edeceklerini sananlar, karşılarında Kıbrıs Türk halkının çelikten iradesini buldular Kıbrıs davasını içeriden çökertmen için yapılan hamleler Kıbrıs Türkü’nün ferasetiyle boşa çıkmıştır” dedi.
‘Türk sözünde durur ama Rum durmaz’
Cumhurbaşkanı, “KKTC’nin varlığı ve birliği her türlü siyasi mülahazanın üzerindedir. Kimi gafillerin zehirli ayrılık oklarını Kıbrıs Türk halkının kalbine saplamasına fırsat vermeyeceğiz. Her ne kadar bizlerin burada sergilediği birlik, beraberlik, kardeşlik iklimi Amerika’da birilerini rahatsız etmiş olsa da, biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz. Adada kimin işgalci kimin işgalci zihniyeti temsil ettiğini gayet iyi biliyoruz. Rumlar Kıbrıs Türkleri’ni hiçbir zaman eşit ortak olarak görmemiştir. EOKA terör örgütü eliyle, komşusu Türklerin ırzına, canına, malına kastetmekten çekinmeyen Rumlar, Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman eşit ortakları olarak görmemiştir. Birlik ve beraberliğimizi hedef alan belli çevrelerin, kardeşlik gölümüze fitne mayası çalmasına müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Kıbrıs’taki iki taraf arasındaki müzakerelerde konuşulmadık hiçbir konu kalmadığını, Rum tarafının çözümsüzlük getirdiğini söyleyen Erdoğan, “Türk sözünde durur ama Rum sözünde durmaz. Artık bizim bunlara inanmamız bir 50 yıl daha kaybetmemiz mümkün değildir. Adada iki ayrı devlet iki ayrı halk vardır. Öncelikle Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin tescil edilmesine ardından da adadaki iki devletin çözüm müzakerelerini yürütmesine yönelik KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Cenevre’de sunulan öneriye desteğimiz tamdır. Taviz vermeyiz, veremeyiz. Adil, kalıcı, sürdürülebilir çözüm, ancak ve ancak adanın gerçeklerini esas alan bir yaklaşım olabilir. Bizim kimsenin toprağın hakkında gözümüz yok niyetimiz gerginlik değil sorunları hakla hukukla hakkaniyetli paylaşımla çözüme kavuşturmaktır” diye konuştu.
Cumhuriyet Meclisi Özel Oturumu’na Erdoğan’ı boykot eden Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) milletvekilleri katılmadı.
KKTC’nin 50 üyeli meclisinde bu iki partinin toplam sandalye sayısı 15.
KKTC lideri Ersin Tatar boykot kararını “ihanet”, bu partileri de “işbirlikci” diye nitelemişti.
Türk hükümetinin açıkça desteklediği Tatar, 11 Ekim 2020’deki cumhurbaşkanlığı seçiminde çözüm için yürüttüğü çözüm süreci başarısızlıkla sonuçlanan ve Türkiye ile daha dengeli bir ilişki yürütmeye çalışan Mustafa Akıncı’nın yerine seçilmişti.