TEMA bağışlarının hükümete gidip gitmediği en çok sorulan sorulardan. Bekletmeden söyleyelim, Tarım ve Orman Bakanlığına gidiyor ama TEMA’ya haksızlık etmeden ayrıntılarıyla anlatacağım birazdan. Ama önce şu “diğer sorulardan” başlayalım.
Örneğin bütün yürütme konularını elinde tutan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, sanki Türk Hava Kurumuna gücü yetmiyormuş gibi itfaiye uçağı filosu olmamasının suçunu nasıl onlara atmasından. Sanki Cumhurbaşkanının gücü, istese Orman Genel Müdürlüğüne (ya da sürekli bakım masrafını paylaşmak üzere Cumhurbaşkanlığına makam uçakları yanı sıra bir de itfaiye uçağı filosu kurdurtmaya yetmeyecekmiş gibi.
Sonra, Erdoğan’ın imzasıyla 28 Temmuz’da yürürlüğe giren kıyılar, göller, yaylalar dahil orman arazilerindeki yapılaşma yetkisini tamamen Turizm Bakanlığına devreden yasa konusu var. Dün YetkinReport’ta okuduğunuz haber konusunda akşam saatlerinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “hadsizler” diyerek sert bir çıkış yaptı. Bu çıkışa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un yanıtını okudunuz mu? Bakan diyor ki, zaten var olan yetki sadece “bakanlığımızla sınırlandırılmasından ibarettir”; kullanma yetkisinin artık sadece Turizm’de olduğunu söylemenin elma şekerine bulanmış hali. Sonra da Kılıçdaroğlu’nu “Milli birlik ve beraberlik gerektiren günlerde” bu konuyu “çarpıtmakla” suçlamış.
Belki hükümet hangi soruların hangi günlerde sorulması gerektiğini de belirlemeli artık?
Bu sorular sorulmasın mı yoksa? Örneğin alevlerin mahallelere yaklaştığı Marmaris’e seçim konvoyu gibi girip vatandaşlara çay paketi atmasının artık neye işaret ettiğini sormayalım mı?
Gelelim TEMA konusuna
Vatandaşlar yangın çıkar çıkmaz açılan kampanya ile Türkiye Erozyonla Mücadele Vakfı’na (TEMA) bağış yağdırmaya başladı.
Neden TEMA? Çünkü güveniyor. Buna benzer bir örneği 1999 büyük depreminde vatandaş devlet kurumlarından çok gönüllü sivil kurtarma ekibi AKUT’a güvendiğinde görmüştük. Ak sakallı merhum Hayrettin Karaca, namı diğer “Toprak Dede” ile özdeşleşen TEMA halkın güvendiği bir kurum olduğu için sadece vatandaşlar değil, büyük şirketler de bağış yağdırmaya başladı. Hatta şöyle söyleyelim, bakanların banka hesap numaraları vererek valiliklere yardım yapılmasını istemesine karşın TEMA’ya, ya da örneğin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın açtığı türden belediye kampanyalarına da. Hem de kovit salgınının başında hükümetin Ankara ve İstanbul belediyelerinin açtığı yardım kampanyası paralarına el koyduğunu bile bile.
Bir yerde hükümet kurumlarına kaybolan güvenin işaretidir bu. “İtibardan tasarruf olmaz” iddiasıyla şatafatlı binaları ve (uçak dahil) makam araçlarını artıran iktidarın fidan bağışlarını da kendi uygun gördüğü başka alanlarda kullanacağına duyulan kuşkunun eseridir.
İşte o nedenle TEMA’ya yapılan bağışlar da Tarım ve Orman Bakanlığına gidecek lafı çıkar çıkmaz dört yandan “Doğru mu?” mesajı yağmaya başladı. Sadece eşten dosttan değil, iş dünyasından da. Bağışçıların etkili bir kısmı, bağışlar hükümete geçecekse TEMA’ya da destek olmama eğilimindeydi. Bu da herkesi ilgilendiren bu konuda hem TEMA hem de devlet kurumlarına haksızlık etmemek adına konunun nesnel olarak ele alınması gerekiyordu.
TEMA: “Aktarıyor ama denetliyoruz”
TEMA Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’a telefonla ulaştığımda Marmaris’teydi. Şunları söyledi:
• “Ülkemizdeki ormanlık alanların %99’u devlet ormanı statüsündedir. Dolayısıyla bu alanlarda yetki ve sorumluluk sadece Orman Genel Müdürlüğü’ne aittir. İzinsiz olarak herhangi bir faaliyet yürütülemez.
• “Mevcut fidan bağışı bedelleri ile bu işin mali olarak yapılabilmesi mümkün değildir. Bu rakamlarla ancak sivil toplum kuruluşlarının aracı olarak, Orman Genel Müdürlüğüne fidan bağışlarını aktarmak yoluyla ek kaynak yaratması mümkündür.
• “TEMA Vakfı olarak ağaçlandırma çalışmalarının takibini ve denetimini hassas bir şekilde yapıyoruz. Yanan alanlar da dahil olmak üzere tüm ağaçlandırma çalışmalarımızı Orman Genel Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde yürütüyoruz.
• “Bize yapılan her bir bağışın takipçisi olarak, bağışlar sayesinde oluşturduğumuz ağaçlandırma sahalarımızı 3 yıl boyunca sonbahar ve bahar dönemlerinde olmak üzere yılda İki kez kontrol ediyor ve aksaklıklar olması halde düzeltilmesini sağlıyoruz.”
Yani TEMA bugün değil öteden beri bağışların ağaca dönüşmesini Orman Genel Müdürlüğü ile yapıyor. Evet, bu defa da TEMA’ya bağışlar (Vakfın işlemesi için gerekli zorunlu giderler dışında) Tarım ve Orman Bakanlığına aktarılıyor. TEMA yönetici ATAÇ her yıl yürüttükleri kontrollerde bağışçılarının sahalarında en az yüzde 80 başarı hedeflediklerini, sonuçları da kamuoyu ve bağışçılara raporladıklarını söylüyor.
Ataç, Anayasa’nın 169’uncu Maddesine göre orman arazilerinde yapılaşmaya izin verilemeyeceğini söylüyor ama, son yasa değişikliğiyle bunun yapılabilmesine kapı açılıyor. Konu Anayasa Mahkemesi önüne gidebilir.
İtfaiye uçağı işletemezler mi?
Bir açıdan baktığınızda ormancılık gibi emek-yoğun bir alanda sivil toplumun devlet kurumlarıyla iş birliği yapmadan iş görebilmesi imkânsız gibi. Örneğin az önce örneğini verdiğimiz AKUT gibi kuruluşların yeri geldiğinde AFAD ile iş birliği yapması zorunlu. Keza sığınmacılara yardım kuruluşlarının İçişleri Bakanlığıyla iş birliği zorunluluğu gibi.
O nedenle TEMA ya da başka sivil örgütlenmelerin ağaçlandırma konusunda devletin ormancılık yetkilileriyle iş birliği yapması gerekli; şimdi yadırganması o nedenle hükümete güven kaybı diyebiliyoruz.
Bir de itfaiye uçağı konusu var. Gazeteci arkadaşımız Cüneyt Özdemir ortaya attı bu soruyu, THK işletemiyorsa “TEMA işletemez mi?” diye. Vakfın daha önceki yıllarda böyle bir girişimi olduğuna dair kayır mevcut. Kolları sıvasa, vatandaşlar itfaiye uçağı almak için TEMA’ya bağış da yapabilir. Ancak uçak (ve helikopter) alımından çok bakım-onarım maliyeti önem taşıyor. O uçakları 24 saat üzerinden harekete geçebilir halde tutmak bir sivil toplum örgütünün sınırlarını aşıyor. Bu nedenle bu görevi devletin üstlenmesi gerekli.
Yangın çıktığında uçak kiralama politikası hem müdahaleyi geciktiriyor hem de müthiş bir israf. Tabii aradan birileri müthiş kazanıyor, o başka. İnsanın aklına acaba birilerinin 2019’da İsrail, Yunanistan gibi bölge ülkelerindeki müdahaleye hazır olmasıdiye övündüğümüz itfaiye uçağı filosunu ıskartaya çıkararak oradan da rant sağlamayı mı düşündüğü dahi geliyor.
Güven kaybı böyle bir şey. Devam edeceğiz.