Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 27 Ekim 2021 Çarşamba günü AKP grup toplantısında İklim Sözleşmesinin imzalanması ardından duyurduğu Yeşil Kalkınma Eylem Planına kaynak bulunduğunu müjdeledi. Buna göre, Yeşil Eylem Planına 3 milyar 157 milyon ABD doları tutarında kaynak Yeşil İklim Fonu’ndan sağlanacaktı. Erdoğan, mutabakat kapsamında sağlanan fonların kamu ve özel sektör iklim projelerini destekleyeceğini ve 66,5 milyon dolara kadar hibe sağlanacağını da ekledi.
Ancak aynı gün Türkiye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına “Çok Acil” işaretli bir nota gönderdi. Bu notada, Türkiye’nin 28 Nisan 2021 tarih ve 32702952 No’lu notasıyla İklim Sözleşmesinin EK-1’indeki listeden çıkma talebinin geri çekildiği bildiriliyordu. Ankara bu talebin 1-12 Kasım 2021’de Glasgow’da yapılacak İklim Konferansı gündeminden çıkarılmasını da istiyordu.
Yani Türkiye Ek-1 listesinde kalma kararı almıştı. Ek-1 listesindeki gelişmiş sayılan ülkeler ise gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler için kurulmuş Yeşil İklim Fonundan yararlanamıyordu.
Muhtemelen Cumhurbaşkanı yanlış bilgilendirilmişti. Öyleyse yaklaşık 3,2 milyar dolar nereden gelecekti?
Birbiriyle çelişen kararlar
Paranın Yeşil İklim Fonundan gelmeyecekse nereden geleceğine girmeden önce, hafızamızı biraz tazeleyelim.
Paris Sözleşmesinin onaylandığına dair kanun 6 Ekim 2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlandı. Kanun maddesinde “Beyan” ile birlikte onaylanması uygun bulunmuştur, deniliyordu. Ertesi gün, 7 Ekim’de bu beyan Cumhurbaşkanı imzası ile yayınlandı. Beyanda Paris Anlaşmasını “gelişmekte olan bir ülke olarak ve ulusal katkı beyanları çerçevesinde” uygulayacağımız yazıyordu.
Gelişmekte olan ülke olarak uygulama beyanı arkasında muhtemeldir ki Yeşil İklim Fonu’ndan yararlanabilme arzusu vardı ve 28 Nisan 2021 tarihli notanın Glascow’da gündeme alınacağı ve olumlu sonuçlanacağı düşünülüyordu.
Ancak şu da bir gerçekti ki: Bu fon En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC’ler), Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve Afrika Devletleri de dahil olmak üzere, kırılgan 154 ülkeyi hedeflemekteydi. Bu 154 ülke listesinde dünyanın en büyük 20 ekonomisi sayılan G20 üyesi Türkiye yoktu. Türkiye’nin Fondan yararlanmak için kırılgan Afrika ülkeleriyle aynı kategoride yer almak istemesi ciddi bir çelişki olarak görülüyordu.
Kaynak Dünya Bankası, Fransa ve Almanya’dan mı?
Cumhurbaşkanının Eylem Planı için Yeşil İklim Fonundan sağlanacağını açıkladığı kaynak, Dünya Bankası, Fransa ve Almanya tarafından oluşturulacak bir kredi fonundan sağlanacak. Reuters Haber Ajansı kendi kaynaklarına dayanarak bunun ayrıntılarını vermeye başladı bile.
Erdoğan, oradan Glasgow’a geçeceği G20 Zirvesi’nden hemen önce aldığı bu geri çekme kararı ile, son dakikada da olsa, Türkiye’yi, para için kendisini en fakir ülkeler arasında gösterecek pozisyondan kurtarmış oluyor. Bu hamleyle Türkiye, olması gerektiği gibi iyi durumdaki 43 ülke arasında yer almaya devam edecek. Bu gecikmiş olsa da doğru bir adım. Ancak bu durumda Yeşil İklim Fonundan yararlanması mümkün olmayacak. Cumhurbaşkanı -muhtemelen kendisine eksik, ya da eski bilgi verildiği için- hâlâ Paris Sözleşmesi ile Türkiye’nin üstlendiği yükümlülüklerin parasını Batılılara ödettiği imasını sürdürüyor.
Yeşil Eylem Planı için yaklaşık 3,2 milyar doların iddia edildiği gibi Dünya Bankası, Fransa, Almanya kredilerinden mi, yoksa başka kaynaklardan mı sağlanacağını öğrenmek için resmi açıklamayı beklememiz gerekecek.