Geçtiğimiz haftanın önemli tartışma konularından biri de MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a tehdit niteliğinde sözleri oldu. Sözler daha sonra “şiddet” kelimesini de içeren bir şekilde MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın tarafından tekrarlandı.
MHP belli ki 25 yıl sonra Ankara Belediyesini yeniden CHP’ye getiren Mansur Yavaş’ın ülkücü tabanı etkileme potansiyelinden rahatsız.
Ama bu gelişme sadece kamuoyunun dikkatini alt üst olmuş ekonomiden saptırma çabası olarak görülemez.
Sadece Bahçeli’nin TBMM grup konuşmasında hafta sonu Alparslan Türkeş’i anma toplantısında çıkan olaylar nedeniyle Yavaş’ı suçlaması nedeniyle değil. “Nefesimiz ensesinde” sözünü 2009 yılında da Erdoğan’a karşı söylemişti Bahçeli. Şimdi Erdoğan’ın iktidar müttefiki. Yavaş’ın bu konuda YetkinReport’a söylediklerini birazdan aktaracağım. Ama hem Yavaş hem de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erdoğan ve Bahçeli tarafından ekonomik bakımdan da iş yaptırılmayarak köşeye sıkıştırılma çabası var.
Üstelik bu sıkıştırma çabası “şiddet” tehdidiyle aba altından sopa gösterilerek yürütülüyor. Tam da muhalefetin artık meydanlara inmeye hazırlandığı, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Denizli mitingi ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 4 Aralık’ta Mersin Mitingini ilan ettiği bir dönemde.
Mersin MHP ve HDP dahil siyasi görüşlerin rekabet ve kutuplaşma içinde olduğu bir şehir.
Bahçeli ile Erdoğan arasındaki ilişkiler dikensiz gül bahçesi sayılmaz. Ama iş gündemi ekonomik sıkıntılardan ideolojik kutuplaşmaya çekmeye gelince tam bir işbölümü içinde çalışıyorlar.
Erdoğan ekonomide dikkat dağıtmaya çalışır ve halkın sıkıntısını müjde gibi göstermeye çalışırken Bahçeli de adeta muhalefeti sindirme görevini üstlenmiş durumda. HDP kapatılsın, onu kapatmazsa Anayasa Mahkemesi de kapatılsın, CHP’de kapatılsın, miting yapması engellensin. İYİ Parti ya MHP’ye katılsın veya o da kapatılsın. Halkın oylarıyla seçilmiş ve MHP tabanında da takdir topladığı böylece anlaşılan Yavaş’ın da gözü korkutulsun…
Mansur Yavaş, eski ocağı MHP’den gelen bu tehdidi siyasi polemiğe girmek istemediği beyanıyla savuşturdu. Ama tartışma durmuyor.
Yavaş’ın geçmişte MHP’li olduğu Beypazarı Belediye Başkanlığı yaptığı malum, Daha sonra MHP’den ayrıldığı ve CHP’den ABB Başkanı seçildiği de. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener başta olmak üzere muhalefet ve sivil toplum Yavaş’a destek verdi.
Bahçeli, Yavaş’ı elini MHP tabanına atmakla suçluyor. Acaba seçim yasasında yüzde 10 barajının düşürülmesini isteyen Bahçeli’nin Yavaş’a dair bir tehdit algısı mı var? Bunu Yavaş’a sordum:
– Niye tehdit algısı olsun? Zamanında Melih Gökçek’i başka partilerin işlerine karışmakla içini karıştırmaya çalışmakla suçlayan benim. Böyle bir şeye kalkışmam.
– Türkeş’i anma toplantısı gerekçe gösterildi.
-O toplantıyla benim hiçbir ilgim yok. Olsa söylerim, saklamam. Belediyede her görüşten insan çalışıyor, çoğunluğu da hâlâ AK Parti döneminden. Kaldı ki o toplantıya katılanlara baktığımızda önemli kısmının artık 70-80 yaşına gelmiş, siyasetten elini çekmiş kişiler olduğunu görüyoruz.
– Neye bağlıyorsunuz o zaman?
– Bizi vatandaşın gözünde itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar, mesele bu. Bakın şunu açık söyleyeyim. Benim ne MHP ne de bir başka partiyle bir ilgim var. Ben yerimden memnunum. Ankara’ya hizmet etmeye çalışıyorum. Göreve geldiğimden bu yana, 2,5 yıldır siyasi tartışmalardan, siyasi demeçlerden uzak duruyorum. Halkın desteğini engellemek istiyorlar. Gündem saptırma çabası olarak görüyorum.
Yavaş’ın “Yerimden memnunum” demesi sadece Bahçeli’ye “MHP artık beni ilgilendirmiyor, benim üstümden puan almaya çalışma” demek anlamına gelmiyor.
Aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı adayı olmak yerine bir dönem daha yerlerinde kalması isteğiyle de paralellik taşıyor. Ancak “Yarışte ben yokum” anlamına da gelmiyor, sadece Kılıçdaroğlu ve Akşener başta olmak üzere muhalefet cephesi liderlerinin kararına uyacağını söylemiş oluyor.
Siyaset ısınıyor. Bakalım Mersin’de ve Mersin’den sonra neler olacak?
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…