Ekonomi

Enflasyonun Artması Şaşırtıcı mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan fiyartların o kadar da yüksek olmadığını göstermek için kameralar eşliğinde market alışverişine çıkmıştı.

TÜİK’e göre Ocak 2022 sonu itibarıyla tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 49’a, üretici fiyat endeksi (ÜFE) de yaklaşık yüzde 100’e dayandı. Ekonomi uzmanları, hükümetin söylemlerinin tersine enflasyonun Mayıs sonuna kadar artmaya devam edeceğini öngörüyorlar.
Daha 3–4 ay önce enflasyonun yüzde 20’ler seviyesine tırmanmasını endişeyle karşılıyorduk. O tarihlerde katıldığım, iş dünyası temsilcileri ile ekonomistlerin bir araya geldiği kapalı toplantılarda doğru adımlar atılırsa enflasyonun kontrol altına alınabileceği, alınmazsa kontrolden çıkacağı ve hiperenflasyona kapılacağımız tartışılıyordu.
“Tecahülüarif” (edebiyatta bilmezden gelme) yaparak cevabını peşin bildiğim “Doğru adım nedir?” sorumu ekonomistler şöyle yanıtladı: Merkez Bankasının (TCMB) politika faizini yükseltmesi, başta hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konusunda yapısal reformların yapılarak ülke risk puanının aşağı çekilmesi.
Merkez Bankasının paramızın değerinin düşmesine neden olacak kararları aldıkça, piyasada öngörülebilirlik kayboluyor, fiyat oluşumu zorlaşıp enflasyon azıyor. “Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine” sözünü doğrularcasına göz göre göre yanlışa gittiğimizi iş dünyası da görüyor.

İş dünyası konuşmaktan çekiniyor

İş dünyası açıkça “Merkez Bankası faizleri artırmalıdır” demeye çekindiği gibi sorunun kök sebeplerini dillendirmekten de çekiniyor; bu durumun temel sebebini de analiz edip ortaya koyamıyor. Hukuk ve yargının Cumhurbaşkanını sınırlandıramamasının sorunların kök sebebi olduğunu iş dünyası açıkça ortaya koyamıyor.
Cumhurbaşkanının TCMB başkanlarını görevden alma yetkisi olmadığını, kararlarının hukuka uyarsızlığını, eylem ve söylemleri ile bu kurum üzerinde kurduğu baskının hukuka aykırılığını ileri süren bir dava açılmadı. Bu kararlar iş dünyasını doğrudan ve ilk derecede etkilemesine karşın iş dünyası Cumhurbaşkanının yetkilerini ve sınırını hukuk zemininde tartışmaya açmaya cesaret bile edemiyor.
Oysa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma ve TCMB başkanlarını görevden alma kararlarına karşı iptal davaları açılmış olsaydı tamamı değilse bile süregelen bazı hatalar önlenebilirdi. Kesin kaybedilecek olsalar bile bu davaların açılması, Cumhurbaşkanının yetkisini ve bu yetkinin sınırlarını net olarak ortaya çıkarırdı.

Neden hesap sorulamıyor?

Oysa iş dünyası bu tartışmalı kararlar hakkında mevcut yargı ve hukuk yollarını kullanmayarak hem o kararları doğru imiş gibi benimsemiş hem de benzerleri için cesaretlendirmiş oldu.
Son 3-4 aylık dönemde de tecrübe ile görüldüğü gibi enflasyon aslında paramızın değerini koruma konusunda doğru, sağlıklı ve isabetli kararlar alınmamasının sonucudur. Fakat isabetsiz ve aklın gereğinin tersi yönde kararlar alınmasına imkân veren ortam bu durumun kök sebebidir. Doğru soruları sormak ve bilimsel cevaplar aramak bu kök sebebi ortaya koymak gerekir.
Gerçekten de TCMB nasıl oluyor da ekonomi bilimine aykırı kararlar alabiliyor? Paranın değerini düşürerek ülkede para ile değişim yapılan her bir işlemi bozuyor? Nasıl oluyor da şirketlerin bütçelerini, bilançolarını, mallarımızın değerini, gelecek planlarımızı bir kalem darbesi ile bozabiliyorlar? Buna karşın TCMB yöneticilerine tanınan maaş, ödenek ve sair ayrıcalıklardan yararlanıyorlar. Bu görevlilere yargı ve sıradan vatandaş neden hesap soramıyor?

Enflasyonun durdurulamaması nedenleri

Enflasyonu azdıran kök sebepler bu soruların cevaplarındadır. En başta hukuki ortamın yanlış kararlar alınmasını önleyecek güçte olmaması, hukuk yoluna başvurmanın sonuca etkisiz olması, başvuranın hukuk dışı yaptırımlara uğrama korkusu yatmaktadır.
Hukuka aykırı davranan kamu görevlilerinin yargı önüne çıkarılmaması, suç işleseler bile soruşturulmalarının amirleri olan siyasilerin iznine bağlıdır. İş dünyasının doğrudan etkilendiği kararların hukuka uyarlığını hukuk zemininde yetkili yargı kurumları önünde bile tartışmaktan kaçınması en önemli görüntülerinden birisidir.
İktidar yanlısı ve muhalif fark etmez, meseleyi inançlar bazında değil de bilimsel bazda tartışması gereken entelektüel kesimlere yöneltilebilecek en önemli eleştiri ise meseleleri kök sebepleri, ilkeler ve hukuk bazında değil de kişisel davranışlar bazında tartışıyor olmalarıdır.

Hukuk işlemiyorken enflasyonun artışı şaşırtmamalı

Oysa enflasyon; yöneticilerin ve diğer kamu görevlilerinin temel hukuk ve bilim kurallarına uyarsız davranışlarının ve yanlış ve isabetsiz kararlarının hukuk yoluyla önlenmiyor ve önlenemiyor olmasının bir sonucudur.
Hukukun üstünlüğü endeksinde çok gerilerde olduğumuz, görevini ihlal ve ihmal edenleri yargı önünde üstlerinden izin almadan takip edemediğimiz, hesap soramadığımız, sormadığımız yani hukuk ve yargı yokmuş gibi davrandığımız bir ortamda enflasyonun artmasına şaşırmalı mıyız?

Mehmet Gün

Avukat, İSTA, Daha İyi Yargı Dernekleri Başkanı, TÜRKONFED Başkan Yardımcısı

Recent Posts

78 canın ardından: Kartalkaya yangınında mühendislik, ihmal ve adalet

21 Ocak 2025 sabahının ilk saatlerinde, Bolu'nun beyaz sessizliği Kartalkaya'da bir kabusa dönüştü. Grand Kartal…

9 saat ago

Milliyetçilik mi dediniz? ODTÜ Devrim Stadı pankartlarında arayın

13 Temmuz Pazar akşamı, ODTÜ Devrim Stadyumu’nda 2024-2025 eğitim yılı mezuniyet törenine katıldım. Bir ODTÜ…

10 saat ago

Azerbaycan-Suriye enerji anlaşması, Türkiye’nin rolü ve yeni jeopolitik

Enerji artık yalnızca bir kaynak değil—bölgesel sınırları yeniden çizen jeopolitik bir kaldıraç. Bunun en güncel…

1 gün ago

Eşzamanlı operasyonlar: Türkiye-PKK, Suriye-İsrail, Azerbaycan ve ABD

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack…

1 gün ago

Müthiş bir dezenformasyon operasyonundan CHP’ye dersler

Cumhurbaşkanlığına bağlı bir Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin (DMM) kuruluşunu 5 Ağustos 2022’de ilan eden dönemin İletişim…

2 gün ago

DEM uyardı, AK Parti “Üçlü ittifakı” düzeltti, CHP topa sert girdi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın PKK’nın 11 Temmuz’da ilk silah bırakışını takiben 12 Temmuz’da yaptığı konuşmada AK…

3 gün ago