Batının (özellikle ABD’nin) Rusya-Ukrayna sorunu ile ilgilenip, Çin’in teknolojik ilerlemesini engellemeyi unuttuğunu sanıyorsanız, pek öyle değil. Reuters’ın 8 Nisan’da yayınladığı habere göre Tayvan (Çin Cumhuriyeti), ülkedeki 100 kadar Çinli (Çin Halk Cumhuriyeti) firmaya soruşturma açtı. Bu firmaların Tayvanlı yarı iletken mühendislerini ve diğer teknoloji yeteneklerini yasadışı yollarla avladıkları iddiası var.
Dünya üretiminin yüzde 40’ını yapan Taiwan Semiconductor Manufacturing Co (TSMC) dahil, dünyanın en gelişmiş çip üretim kapasitesinin yüzde 92’sini oluşturan Tayvan, Çin’in ihtiyaç duyduğu uzmanlığa sahip.
Otomobilden, buzdolabına, çamaşır makinasına kadar ama en başta bilgisayar, akıllı telefonlar, savunma sanayi, uzay sektörü gibi yüksek teknolojilere hayat veren çipler konusunda zaten Covid-19 salgını ile başlayan ve hala sürmekte olan büyük bir kriz var.
Ama Çin’in çip sıkıntısı birkaç sene eskiye yani eski ABD başkanı Donald Trump’a kadar uzanıyor. Trump 2018’in aralık başında Huawei’in CFO’sunun (ve kurucunun kızı) Kanada’da gözaltına alınması ile başlattığı Çin’i sıkıştırma harekatını, mayıs 2019’da yayınladığı başkanlık direktifi ile sürdürmüştü. Bu direktif, Çin’in ABD’den mal almasını ya da satmasını engelliyordu. Özellikle de 5G üreticilerinin (Huawei-ZTE) ekipman satması yasaklandı. Hatta Avrupalı servis sağlayıcılara da Çinlilerden alım yapmaması için baskı yapıldı.
1 sene sonra Trump bu sefer işi daha ileriye götürdü ve Amerikan teknolojisini kullanarak mal üreten firmaların satışına da yasak getirdi (Türkiye’nin Pakistan’a motoru Amerikan olan Atak helikopterlerini satamaması gibi). Bunlar özellikle “çip üreticisi” olan firmalardı. Önceleri fason için üretilen Huawei’in cep telefonları artık Apple’ı geçip ikinciliğe ve daha sonra Samsung’u geçip birinciliğe yükselmişti ki, dünyanın en iyi firmalarından çip alımı yapamaz hale geldi.
Ama endüstriler içiçe girmiş durumda ve ABD’li şirketler bir takım muafiyetler aldılar ve alışveriş kısıtlı bir şekilde de olsa sürüyor. Sadece çip gibi en temel parçalarda büyük bir gözaltı var.
Çin’in çip sıkıntısı sürerken 2020 yılında üzerine Covid-19 geldi. Salgınla birlikte hayatımıza giren en önemli sorunlardan birisi “Çip Kıtlığı” oldu. Önce çip üreten Uzakdoğu’daki karantina dolayısıyla düşen üretim, sonra tedarik zincirinin hem ulaşım, hem de üretim tarafından kaynaklanan sorunlar, en sonra ise stoğa çalışma eğilimi nedeniyle taleplerdeki artışlar 2020’nin kışından itibaren “Çip kıtlığı”nın öncelikli gündem olmasını sağladı.
Talep artışı için örnek vermek gerekirse, araba satışlarının arttığı görülüyor. Zaten elektrikli ve akıllı olmaya başlayan arabalarda kullanılan çip sayısı artarken, salgın nedeniyle toplu taşıma yerine kendi arabasını kullanmak isteyen sayısı da artınca çip ihtiyacı katlandı. Karşılanamayınca da, araba endüstrisi çok milyar dolarlık zararlar yaptı. Üreticilerin üretim hattı kapattıklarını gördük.
Salgın öncesi “ölçek ekonomisi” stratejisi geçerliydi. Yani çip tasarımları batıda (Apple’ın M1 çipleri, Qualcomm çipleri vs gibi) gerçekleştirilirken, bunların üretimi doğuda gerçekleştiriliyordu. Ama salgın bu iş modelinin pek de güvenilir olmadığını gösterdi. Şimdi çok çeşitli ülkeler kendi ülkesinde çip üretimi yapmak ya da kapasiteyi arttırmak konusuna eğildi. Güney Kore’nin 450 milyar dolara varan planları gibi çok milyar dolarlı ve bir vadeye yayılan yatırım projeleri gündeme geldi. Hollanda ve Almanya’daki (Dresden) mevcut tesislerin büyütülmesi planları yanında mesela İspanya gibi aslında bu alana çok yakın olmayan ülkeler bile 11 milyar dolarlık yatırımlardan bahsetmeye başladılar. ABD zaten yarı iletken üretim tesislerini kendi topraklarında istiyor ve teşvik ediyor.
Çin ise, son 10 yılda batıdan robot, yapay zeka gibi teknoloji şirketlerine yönelik rekor satın alımlar yaparken, çip şirketlerine de özellikle eğilmişti. Ama Trump’ın kolu oraya da uzandı, 2017’de ABD’de Lattice Semiconductor ve 2016’da Alman Aixtron firmalarının Çin tarafından satın alınması engellendi. Karşılığında Çin boş duruyor sanmayın. Kendi şirketlerinin yabancılara satışı konusunda 38 sektör için yasak koymuş durumda.
İşte böyle bir ortamda Çin’in en büyük hedefi, Tayvan adasındaki muazzam çip üretiminden yararlanmak. Komünist olmayan Çin (Tayvan) ile Komunist Çin arasında tarihi olarak gergin olan ilişkiler son zamanlarda –herkes Rusya-Ukrayna ile ilgilenirken– daha da hassas durumda. Çin’in artan askeri baskısının, Tayvan’ın yarı iletken endüstrisini koruma içgüdüsünü güçlendirdiği kaydediliyor. Kullandığı çiplerinin büyük kısmının adada üretilmesi nedeniyle ABD’nin de adaya stratejik ilgisi ve desteği var.
Cumartesi günü Reuters’da yayınlanan haber ise bunun bir başka boyutunu ortaya koydu. Tayvan’ın casus avcıları, yarı iletken mühendislerini ve diğer teknoloji yeteneklerini, “yasa dışı olarak avladıklarından şüphelenilen” yaklaşık 100 Çinli şirkete soruşturma başlattı.
Tayvan Adalet Bakanlığı 2020 yılında, Trump’ın baskısı ve salgın nedenli çip krizi sonrasında Çin’in bu konuda artan çabaları paralelinde, tek görevi “çip casusu yakalamak” olan bir görev gücü oluşturdu. Çip casus avcılarının ilk olarak geçen yıl 7 şirkete dava açtığı, 27’sine baskın yaptığı ya da sahiplerini sorgulanmak üzere davet ettiği ve bu baskın ve sorgulamaların, “buzdağının görünen kısmı” olduğu kaydı var.
Geçen ay ise “Çin Komünist Partisinin yasadışı yetenek avlama ve gizli çalma faaliyetleri” olarak tanımlanan suçlama ile 8 firmaya yapılan baskının bugüne kadarki en büyük operasyon olduğu bildiriliyor.
Çinli çip firmalarının Tayvanlı yarı iletken sektöründeki mühendisleri iki ila üç katı maaş teklifleriyle cezbettiklerini kaydediliyor. En çok arananlar arasında uzaktan çalışabilen entegre devre tasarımcıları var.
Ancak Çinli firmalar için çalışmayı kabul edenler, daha sonra Tayvan’da bir daha iş bulamama riskinin yanı sıra kamuoyunda aşağılanma riskiyle karşı karşıya. Çin’in Semiconductor Manufacturing International Co. için çalışmaya giden birkaç üst düzey TSMC yöneticisinin, Tayvan medyasında hain olarak damgalandığı görüldü.
Çinli firmaların Tayvanlı mühendisleri işe alması yasa dışı değil. Ama Tayvan yasaları, çip tasarımı da dahil olmak üzere yarı iletken tedarik zincirinin bazı bölümlerine Çin yatırımı yapılmasını yasaklamış durumda. Yine de Çinli firmaların bazı hilelere başvurduğu kaydediliyor. Örneğin Cayman Adaları gibi vergi cennetleri kullanılarak Çin’den gelen para girişlerinin tespit edilmesini zorlaştırdıkları iddia ediliyor.
Anlayacağınız, salgın ile birlikte herkesin gündemine giren “çip”ler daha konuşulmaya devam edecek. Umarız ülkemiz de bu konuda bir planlama yapmayı düşünür.
Kaynak: https://turk-internet.com/tayvan-100-cinli-sirkete-cip-casuslugu-sorusturmasi-acti/
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…
Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…
Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides’in Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme,…
TBMM'de 2025 yılı bütçe kanun teklifi görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve…
CHP’nin kitlelere sert muhalefet sözü vermesi için başına saksı düşmesi gerekiyormuş demek ki; o saksı…
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına…