Siyaset

Erdoğan Suriyeli sığınmacılar çizgisinden dönüş hazırlığında

Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye gelen sığınmacılar 3 milyon 800 bini buldu. Erdoğan ve Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun bir süredir savunduğu “güvenli dönüş” çizgisine geliyor. Fotoğrafta, tepkileri artıracak şekilde her bayram ülkelerine gidip geri dönen bir grup Suriyeli sığınmacı görülüyor. (Foto: Sözcü)

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 18 Nisan’da parti genel merkezine astırdığı dev pankart ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti hükümetine Suriyeli sığınmacılar konusunda dört soru sordu.
1- Sığınmacıların gerçek kimlik bilgilerini ispatlamalarını talep ettiniz mi?
2- Neden vatandaşlık dağıtıyorsunuz, neye hazırlanıyorsunuz?
3- Vatandaşlık verirken güvenlik soruşturması yapıyor musunuz?
4- Sınırımızdan kaçak geçişlere bilerek neden izin veriyorsunuz?
Sadece Kılıçdaroğlu değil, diğer muhalefet partileri de benzeri soruları bir süredir soruyordu. Bu soruların altında iki temel kaygı vardı. Birincisi, Suriyeli sığınmacılarla birlikte kimliklerini gizleyen teröristlerin de Türkiye’ye giriş yapıp burada yerleşik duruma geçmesi. İkincisi de AK Parti’nin göçmenleri seçmen yaparak 2023’te oy avantajı sağlayacağı iddiaları. Suriyeli nüfus özellikle güney illerinde nüfus yapısını değiştirecek çokluktaydı.
İktidara gelirlerse Suriyelilerin güvenli ve onurlu siyasi çözümle geri dönüşlerini sağlayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu’nun o pankartı astırdığı akşam Ankara’daki diplomatik temsilcilere verdiği iftar yemeğinde konuşan Cumhurbaşkanı şu cümleyi kurdu:
“Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.”

Bahçeli’den de sığınmacılar ayarı

Oysa Erdoğan, Suriyeli sığınmacılar konusunda daha bir ay kadar önce şunu demişti:
“Biz seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz’ diyor. Biz göndermeyeceğiz.”
Erdoğan böyle dedikten sonra Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Hemen gönderilsinler” kampanyası başlatmış, milliyetçi ve ülkücü kesimde de tepkinin yükselmesine neden olmuştu. Bu nedenle ZP’nin nefret söylemi gerekçesiyle kapatılmak isteniyor.
Ama bu tartışmalar üzerine MHP lideri Devlet Bahçeli da sığınmacılar konusunda siyaset ayarı geldi.
19 Nisan’da TBMM Grubuna hitabında “Düzensiz göç istilaya dönüşüyor” dedi:
• “Önümüzdeki bayram günlerinde ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların tekrar geri dönmesine gerek yoktur.”
Geçenlerde tarihçi İlber Ortaylı Almanya örneğini vermişti: “Sığınmacı dediğin piknik yapar gibi” bayramda gidip gelmezdi. Ülkelerine gidebilen sığınmacılar hemen sığınmacı hakkını kaybediyordu.
Erdoğan’ın da Bahçeli’nin de Kılıçdaroğlu’nun yıllardır söylediği noktaya doğru geldiği görülüyor.
Kılıçdaroğlu bunu kaçırır mı? 19 Nisan’da TBMM Grubuna “3 milyon 800 bin Suriyeliyi besliyoruz. Her halde anket yaptırdı ve halkın da bu siyasetine karşı olduğunu gördü” dedi:
• “Bu halkın nabzını tutan, ırkçılık yapmayan partinin de CHP olduğunu gösteriyor.”

İşin ekonomik ve uluslararası boyutu

Bir ayrıntı daha var. AK Parti’nin -önceki Kayseri Belediye Başkanı ve Şehircilik Bakanı- Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Sığınmacılar giderse çoğu şehrin ekonomisi çöker demişti”. Bunun anlamı Türk vatandaşına asgari ücret ödemekten, vergisini vermekten kaçınan kimi işverenlerin Suriyeli, Afgan ve Afrika ülkelerinden sığınmacıları adeta köle işçi gibi çalıştırmak istedikleri, AK Parti’nin de buna göz yumduğuydu. Geçim sıkıntısından şikâyet ettiği için disipline verildikten sonra MHP’den istifa eden Baki Ersoy’un da Kayseri milletvekili olması tesadüf müdür?
Tabandaki işsizlik ve geçim sıkıntısı zorlaması, iktidar cenahındaki hesapları bozmuş görünüyor.
Peki, AK Parti-MHP’nin bu dönüşünde sadece kendi tabanlarından sığınmacılar siyasetine gelen tepkiler midir?
Uluslararası gelişmelerin de bunda etkisi var.
Rusya’nın istila hareketiyle başlayan Ukrayna Krizi bütün uluslararası ilişkiler atmosferini değiştirdi.
ABD’nin stratejik çıkarları öylesini gerektirdiği için Türkiye’ye yakınlaşma işaretleri vermesine neden oldu; F-16’dan sonra F-35 konusunda da sopa politikasından havuç politikasına dönme işaretleri var. Rusya ise NATO içinde Türkiye gibi bir kanaldan vaz geçecek gibi görünmüyor.
Bu gelişmeler er ya da geç Suriye’de yansımasını bulacaktır. Türkiye’nin bu ortamda Irak’taki PKK kamplarına yönelik, “Pençe-Kilit” adı altında yeni bir harekât başlatması da öyle. Erdoğan’ın Suriyeli sığınmacılar siyasetinin kullanım ömrü de doluyor olabilir.
Yine de bu dönüşte başta Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalefet liderlerinin ısrarlarının payı yadsınamaz.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Erdoğan’dan beri 5’inci ABD Başkanı: Türkiye için ne fark edecek?

ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…

11 saat ago

Devlet aklı buraya kadar: Ahmet Türk’e de kayyum. Sırada İmamoğlu mu?

İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…

1 gün ago

CHP yürüyüş hızını keserse Adalet Yürüyüşünün tekrarı olur

Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…

2 gün ago

ABD İsrail savunması için İran’a karşı Orta Doğu’ya B-52’leri gönderdi

ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…

2 gün ago

Erdoğan’dan İmamoğlu ve Özel’e 1’er milyonluk tazminat davası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…

3 gün ago

Avrupa Komisyonu Türkiye raporu: “Toprağı bol olsun”

Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…

3 gün ago