Biriniz lütfen bana İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’a şiir okuduğu için verilen siyasetten yasaklama cezasıyla CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na sosyal medya yayınları nedeniyle verilen siyasetten yasaklama cezası arasındaki farkı anlatsın. Evet, arada 25 yıl var, o 1997’de idi, bu 2022’de. Evet, orada dava hemen açılmıştı, burada dava yayından beş yıl sonra kimliğini saklayan bir muhbirin şikâyetiyle. Ama o zamanda birileri yükselen muhalefetin önünü kesmek için yargı yoluyla siyaset mühendisliğine kalkışmıştı, şimdi de yargı yoluyla siyaset mühendisliği yapılıyor.
Ama bir önemli fark daha var. O zamanlar yargı yoluyla siyasetin hedefi olan, hakkında “Muhtar bile olamaz” diye fetva verilen, mağdur olan Erdoğan bugün tek başına iktidarda. Yargı yoluyla siyaset bu defa Cumhurbaşkanının yüksek yargı üzerindeki etkisi Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş düzeyde. Dün yargı üzerinde askerin “vesayetini” şikâyet konusu edenler, bugün yargının Cumhurbaşkanı vesayeti altında bulunmasını alkışlıyor.
Siyasi gidişe yargı yoluyla set çekme, ket vurma alışkanlığı bu defa CHP örneğinde de ters teper mi? Onu seçimde göreceğiz ama bu defa “mağdur” CHP. Kaftancıoğlu dün de #inadınaumut diye bir Tweet mesajı yayınladı.
Sadece Kaftancıoğlu değil. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu aleyhine açılmış bir davanın da Haziran başında sonuçlanma ihtimali var. 2023 seçimlerinde Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkma ihtimali bulunan İmamoğlu da siyasetten yasaklanacak mı? Dün Erdoğan’ın önünü kesmek için kullanılan yargı yoluyla siyaset yöntemi bugün Erdoğan’ın önünü temizlemek amacına hizmet eder görünümde.
Yargıtay’ın 12 Mayıs’ta Kaftancıoğlu’nu 4 yıl 11 ay hapse mahkûm etmesi, siyasetten yasaklamış olması üzerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu parti yönetimini İstanbul’a taşıdı. İstanbul İl Başkanlığı önünde kısa sürede toplanan binlerce kişiye üç-beş dakika hitap edip dağıtma yerine bir yürüyüş de başlatabilir, gelişmeler başka türlü seyredebilirdi.
Kaftancıoğlu’nun ceza almasına CHP’liler dışında ilk tepki İYİ Parti lideri Meral Akşener’den geldi. “Dünün mağdurları bugün mağrur oldu. O sandık gelecek, bu vesayet bitecek” diye Twitter yayını yapan Akşener, Kılıçdaroğlu ile ikinci mitingini -Mersin’den sonra- Bursa’da yapacaktı. Kılıçdaroğlu, Bursa mitinginin İstanbul’a alındığını ilan etti.
Seçimlere İstanbul damga vuracak. Türkiye nüfusunun da seçmeninin de yaklaşık beşte biri İstanbul’da yaşıyor. En çok muhafazakâr seçmen de ilerici seçmen de Kürt, Karadenizli, Balkanlı, Çerkez seçmen de sayı olarak İstanbul’da.
“İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” kuralı Erdoğan’ın aklından çıkmıyor; 2019 yerel seçimlerinde aldığı yenilgiyi unutamıyor. Öyle anlaşılıyor ki, iktidardan sonra muhalefet de İstanbul’u seçim kavgasının muharebe meydanı olarak seçmiş durumda.
Kaftancıoğlu’nun hapis ve yasaklama cezası alması, İmamoğlu’nun sırada olması bu süreci ivmelendirmiş görünüyor.
Sırada başka gelişmeler de var. Örneğin Anayasa Mahkemesinde süren HDP kapatma davası. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu davayı açmasında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ısrarları ve bu amaçla -bir komisyon kurmasının payı olmuştu.
Düne kadar parti kapatma davalarıyla boğuşan, hatta 2008’de, iktidarda olduğu halde kapatılmanın kıyısından dönen, parti kapatma davası açmayı 2010 Anayasa değişikliği ile zorlaştıran AK Parti bugün HDP’nin kapatılması yoluyla önünün kesilmesine umut bağlamış görünüyor. Belki de bu durumun AK Parti’ye oy getireceğini hesaplıyorlar. Belki HDP’nin kapatılması ve özellikle doğu ve güneydoğuda vali ve kaymakamlar yoluyla da sandığa müdahale hesabı yapanlar var hükümet bünyesinde. Yargı yoluyla siyaset mühendisliğinin (Osman Kavala gibi) bir başka mağduru olan Selahattin Demirtaş’ın bütün muhalefetin en azından sandık güvenliği konusunda birlikte çalışmasını önermesi boşuna değil.
Bu ortamda Kılıçdaroğlu, Akşener ve diğer muhalefet liderlerinin de hapsedilmeye, yasaklanmaya çalışmaları sürpriz olmayacak artık. Dünya Rusya-Ukrayna savaşıyla meşgulken ve Türkiye Ukrayna Krizinde önemli rol oynuyorken içeride mıntıka temizliği peşinde iktidar.
Kendimden korkuyorum artık. Bıkkınlık gelip Stockholm Sendromuna yenik düşmekten, sahte mutluluk yaşayıp adalet mücadelesini bırakmaktan…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında…
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım'da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki…
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…