Türkiye en değerli düşünce ve siyaset adamlarından birini kaybetti. Tarhan Erdem 89 yaşında kalp yetmezliğinden dün, 8 Haziran 2022’de hayata gözlerini yumdu. Kurucaşile 1933 doğumlu Erdem, Tarhan Bey İstanbul Teknik üniversitesini bitirdikten sonra çeşitli sanayi ve ticari kuruluşlarda önemli görevler üstlendi, Şişe Cam’da çok önemli işler yaptıktan sonra medyaya da girdi. Doğan grubunda Milliyet gazetesi yöneticiliği yaptı. Daha sonra Milliyet ve Radikal’de köşe yazıları yazdı. 1987’de Türkiye’nin en itibarlı kamuoyu araştırma şirketlerinden biri olan KONDA’yı kurdu, uzun bir dönem Türkiye gibi belirsizlikler dolu, oynak bir zeminde oldukça başarılı seçim sonucu tahminleri yaptı.
Daha üniversite döneminde siyasetle ilgilenen, 1950’lerde CHP’ye kaydolan, partinin çok çeşitli örgütlerinde görev yapan Tarhan Erdem 1977’de milletvekili olarak meclise girdi ve güvenoyu alamayan Ecevit hükümetinde Sanayi, Teknoloji ve Bilim Bakanlığı yaptı. Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi ve kökleşmesi için çeşitli sivil toplum girişimlerinin içinde yer aldı. Özellikle demokrasinin vazgeçilmezi olarak gördüğü parti içi demokrasinin yaratılması ve yerleşmesi için çok çaba harcadı.
CHP’nin 1990’lardaki seçim yenilgisi sonrasında içine düştüğü bunalımdan çıkış için başlatılan atılımda 1999’da Altan Öymen’in genel başkan seçildiği kurultaydan sonra genel sekreterliği üstlenerek CHP tüzüğünü daha demokratik bir hale getirmek için çok uğraştı. Bu konuda yaptığı çalışmalar Öymen yönetiminin Deniz Baykal ekibince devrilmesi sonucunda tamamlanamadı. Gençlik yıllarından beri emek verdiği CHP’den istifa etti, siyaseti bıraktı. Biraz da bozulan sağlığı nedeniyle geri plana çekildi, KONDA’nın yönetimini yakın çalışma arkadaşı ve KONDA’nın genel müdürü Bekir Ağırdır ve oğlu Aydın Erdem’e bırakarak Bodrum’a çekildi. Orada geçirdiği bir kalp rahatsızlığı ardından vefat etti. Cumartesi günü Bebek Camiinde yapılacak tören ardından toprağa verilecek.
Tarhan Erdem’le son olarak vefatından üç gün önce konuşmuştuk. En büyük üzüntüsü tek adam yönetiminin Türkiye’yi içine sürüklediği ekonomik ve siyasi kargaşaydı. Sık sık sorduğu soruyu tekrarladı: “Ben Türkiye’nin bu badireden çıkışını görebilecek miyim?” Vefatı görmesine engel oldu.