Gazeteci, televizyoncu
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaygınlaşan bir laf vardı: Geriye sadece İngiltere kralı ile iskambil destesinin kralı kalacak. (Bizim Papaz dediğimiz kâğıt Batı dillerinde King, Roi, König olarak adlandırılıyor) Bu lafın çıktığı yıllarda Avrupa’da imparatorluklar dağılıyor, krallıklar çöküyor, tahtlar devriliyor, taçlar yuvarlanıyordu. Bir haftadır yaşamakta olduğumuz olaylar bu öngörüyü doğruluyor gibi. Saksonlardan başlarsanız 1000 yılı aşkın,
Türkiye en değerli düşünce ve siyaset adamlarından birini kaybetti. Tarhan Erdem 89 yaşında kalp yetmezliğinden dün, 8 Haziran 2022’de hayata gözlerini yumdu. Kurucaşile 1933 doğumlu Erdem, Tarhan Bey İstanbul Teknik üniversitesini bitirdikten sonra çeşitli sanayi ve ticari kuruluşlarda önemli görevler üstlendi, Şişe Cam’da çok önemli işler yaptıktan sonra medyaya da girdi. Doğan grubunda Milliyet gazetesi
Türkiye’de siyasetle ilgilenen herkesin dikkati neredeyse bir yıl içinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine ve orada kimin aday olup, kimin kazanabileceğine yoğunlaşmış görünüyor. Tipik bize özgü bir davranış hayata kısa vadeli bakmak. Ve bu nedenle de aslında önümüzde bir değil iki seçim olduğunu gözden kaçırıyor, tabii birinci seçimi muhalefet kazanırsa. Birinci seçim bir tür referandum olacak. Tayyip
Türkiye’nin kuzeyinde kara bulutlar toplanıyor. Ama bizim İstanbul ve kuzey bölgelerde yaşadığımız kara kış gibi bir durumdan ötürü değil. Bundan çok daha öte tehlikeli bir durum yüzünden.İlk iki dünya savaşının başlama vuruşunun yapıldığı Baltık-Adriyatik hattı yeni bir boy ölçüşmenin odak noktası halinde. Rusya askerlerini Ukrayna sınırına yığıyor, ABD 1850 askerini acil müdahale için hazır ola
1950’lerde, onlu yaşlarımda George Orwell’in 1984’ünü o yıllarda Çağlayan Yayınevi’ni kuran Refik Erduran ve Ertem Eğilmez’in bastıkları kitaplar sayesinde Türkiye’de moda olan bilim kurgu romanlarının güzel bir örneği diye okumuştum. Ancak 7-8 sene sonra bunun İki Dünya Savaşı arasında Avrupa’da yaşanmakta olan baskıcı rejimlerin, özellikle de Stalin Rusya’sının eleştirisi olan bir distopya olduğu öğrenecektim. Kitapta
Dünya son birkaç aydır nefesini tutmuş 3 Kasım 2020 Salı günü Amerika’da yapılacak Başkanlık seçiminin sonucunu bekliyordu. Seçimlere birkaç gün kala Başkan Donald Trump amiyane tabirle çamura yatmaya başlamıştı. “Seçimlere büyük ölçüde hile karıştırıldığını” ileri sürüyordu. Üstelik bununla ilgili bir kanıt ortaya koyamıyor ama gözünü yumuyor ağzını açıyordu. 4 Kasım sabaha karşı eyaletlerin bir kısmı
Demokrasi çağdaş eşitlikçi bir topluma inanmış herkesin teorik olarak tartışmasız kabul ettiği bir yönetim biçimi. Son iki yüz küsur yıldır dünyanın her yerinde daha iyi bir toplum isteyenler, özleyenleri hareket geçiren bir ideal. Ama son zamanlarda demokraside ciddi sorunlar yaşanmaya başlandı Türkiye’de ve birçok ülkede.Meselenin ne olduğu anlamak ve kaynağına inmek için 2500 yıl kadar
Kendisi kabul etmemekte hâlâ dirense de Amerika’da Donald Trump döneminin sona erdiği artık kesinleşti. Geriye formalitelerin tamamlanması ve 20 Ocak’taki yemin törene kadar Trump’ın saçmalıklarına tanık olacağımız 8-9 haftalık bir süre kaldı. Ama ABD’deki bu seçim sonucu 20 yıldır dünyayı saran popülizm, yani halk dalkavukluğu akımının sonuna geldiğimizin güçlü bir işareti.1990’larda komünizmin CIA’in bile beklemediği
Nuri Çolakoğlu Günlerdir, haftalardır televizyonlardaki haberleri, tartışmaları izliyorum, gazeteleri, internetteki yorumları takip ediyorum. Tabii hep konumuz İdlib. Ama bu sorunu anlamaya, denklemi çözmeye çalışırken en önemli noktanın hep gözden kaçırıldığını görüyorum. Hem de bu 200 yıllık bir sevda. Biraz daha açık anlatayım. Doğu Avrupa steplerinde küçük bir beylikten, Moskova Knezliği’nden doğup büyüyen Rusya’nın 200 yıldır