Şubat ayından bu yana dört kez bir araya gelmesine rağmen henüz bir program çıkarmadığı için eleştirilen 6’lı muhalefet ittifakı, “Kurumsal Reformlar Komisyonu Raporu” ile iktidara gelmesi halinde uygulamayı vaad ettiği ilk programını duyurdu.
6 muhalefet partisinin kurduğu ittifak çerçevesinde, CHP’den Faik Öztrak, DEVA Partisi’nden İbrahim Çanakçı, Demokrat Parti’den Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi’nden Feridun Bilgin, İYİ Parti’den Durmuş Yılmaz ve Saadet Partisi’nden Sabri Tekir’in oluşturduğu Kurumsal Reformlar Komisyonu ilk raporunu 13 Haziran’da Ankara’da gerçekleştirilen bir basın toplantısıyla duyurdu.
Ekonomik programa öncelik verilen rapora göre 6’lı masanın seçimi kazanması halinde ilk olarak Durum ve Hasar Tespit Komitesi kurulacak, Ekonomik ve Sosyal Konsey’e işlerlik kazandırılacak, Strateji ve Planlama Teşkilatı kurulacak ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığı güvence altına alınacak.
Durum ve Hasar Tespit Komitesi
Rapora göre seçimin kazanılması durumunda 6 partiden oluşan “Türkiye Masası” öncelikle “Durum ve Hasar Tespit Komitesi” kuracak. Komite, kurumlardan veri ve bilgi talep etmek konusunda tam yetkiye sahip olacak. Bu bilgileri, sorunları, kamudaki zararları Cumhurbaşkanı’na rapor edecek.
Buna göre, “Strateji ve Planlama Teşkilatı başta olmak üzere ilgili kurumlar bu doğru ve sağlıklı veriler ve tespitler çerçevesinde gerekli adımları atacak. Komitenin araştırmaları sırasında belirlenen usulsüzlükler ve mevzuata aykırı durumlar yolsuzlukları araştırmak ve soruşturmakla görevlendirilecek Devlet Denetleme Kurulu’nun, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun ve Sayıştay’ın çalışmalarına önemli girdi sağlayacak.”
Ekonomik ve Sosyal Konsey yeniden işlev kazanacak
6’lı masa ayrıca raporunda, 2009 yılından bu yana toplanmadığını ve Başkanlık seçimi ile birlikte “işlevsiz” kaldığını vurguladığı Ekonomik ve Sosyal Konsey ile ilgili de değişikliğe gitmeyi vaad ediyor.
Rapora göre konsey, istikrar, kaynak tahsislerinden etkinlik, rekabet gücünün artırılması, tarımsal üretimin artırılması, gıda güvenliği ve yeterlilik, yeşil ve dijital dönüşümün sağlanması, çevre, istihdam, toplumsal yaşam gibi konularda önerilerde bulunacak.
İktidara gelinmesi halinde konseyin hemen toplanacağını belirten raporda yapılacak yasal değişiklikle konseyin işlevsel hale getirileceği ve işçi, işveren, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin konseyde temsil edileceği vurgulanıyor.
Rapora göre “Konsey bünyesinde çalışma hayatı, sanayi ve teknoloji, tarım, çevre, toplumsal yaşam, dezavantajlı gruplar, kadın ve gençlik gibi çeşitli konularda çalışma grupları oluşturularak, konuyla ilgili tüm kamu ve sivil tarafların katılımı temin edilecek, Konseye görüş ve önerilerini sunmaları sağlanacaktır. Ayrıca bu çalışmalardan bütçe, yıllık program ve planlara girdi sağlayacak şekilde yararlanılacak.”
6’lı masa Strateji ve Planlama Teşkilatı kuracak
Raporda, Cumhurbaşkanlığı sisteminin ardından Türkiye’de “günübirlik, hesapsız, veri ve analize dayanmayan, kurumlar arası işbirliğinden uzak,” bir ekonomi yönetimi olduğu belirtilirken, “kısa orta ve uzun vadeli plan ve programlara dayalı kurumlar arası koordinasyonu esas alan bir yönetim anlayışına geçilmesi gerektiği” vurgulandı.
Bu sebeple altılı masa “Strateji ve Planlama Teşkilatı” kuracak. Bu teşkilat önce Cumhurbaşkanına “parlamenter sisteme geçişin ardından” ise Başbakana bağlı olarak çalışacak.
Rapora göre “bu teşkilat, küresel gelişmelerle bütünleşik olarak, tüm kesimleri kapsayacak bütüncül bir yaklaşımla, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ekseninde; ulusal, bölgesel ve sektörel bazda strateji, reform, plan ve programları hazırlayacak.”
Merkez Bankası’nın yapısı güçlendirilecek
Rapordaki bir diğer başlık ise “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kurumsal yapısının güçlendirilmesi ve bağımsızlığının teminat altına alınması” oldu.
Bu hedef dahilinde 6’lı masa, enflasyonun kalıcı olarak tek haneye indirilmesi için Merkez Bankası’nın hükümet ile birlikte belirlediği enflasyon hedefi ve kur rejimi çerçevesinde “bağımsız bir kurum” olarak çalışmalarını sürdürmesi gerektiğini vurguluyor.
Bunun sağlanması için de Merkez Bankası’nın temel görevi fiyat istikrarı sağlamak olacak, bankaya “fiyat ve finansal istikrar dışında başka sorumluluklar yüklenmeyecek.”
Merkez Bankası ile ilgili yasal değişiklikler TBMM’de yapılacak, üst düzey yönetim 5 yıllık süre ile atanacak. Başkan ve PPK üyeleri en fazla iki defa atanabilecek, görevden alınma ile ilgili haller açıkça belirtilerek TCMB kanunu dışındaki bir düzenlemeyle görevden almak mümkün olmayacak.
Ayrıca, “TCMB’nin araç bağımsızlığının beraberinde getirdiği hesap verme yükümlülüğü toplumun tüm katmanlarını kapsayacak şekilde uygulanacak, karar alma süreçlerinin şeffaflığı artırılacaktır.”
Cari Açık artıyor, risk primi yükseliyor
Türkiye hükümetinin önümüzdeki beş yıl içinde temerrüde düşmesine karşı sigorta maliyeti, neredeyse yirmi yılın en yüksek kapanış seviyesine doğru yükselerek arttı. Türkiye’nin 5 yıllık Credit Default Swap (CDS) veya Kredi Risk Primi/ Kredi Temerrüt Takası puanları pazartesi günü 870 baz puana kadar yükseldi. Bu artış ile Türkiye’nin riski 2008 krizi ve Erdoğan’ın başbakan olduğu 2003 yılında ulaşılan seviyenin üzerine çıktı.
Merkez Bankası’nın ödemeler dengesi açıklamasına göre Nisan’da cari açık ise aylık olarak 1,22 milyar dolar artarak 2,74 milyar dolar oldu. 12 aylık cari işlemler açığı ise 25,7 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı ise 2,69 milyar dolar arttı ve 4,43 milyar dolara yükseldi.