Categories: Hayat

Karadeniz’i yine sel vurdu: Tek sorumlu sağanak yağış mı?

Batı Karadeniz bir yılın ardından yine sel felaketiyle karşı karşıya. 27 Haziran’da başlayan yoğun sağanak yağış Kastamonu, Zonguldak, Sinop, Karabük, Bolu, Düzce ve Bartın’da su baskınlarına sebep oldu. Birçok ilçede dereler taştı, köprüler yıkıldı. İçişleri Bakanlığının aptığı son açıklamaya göre iki kişi kayıp. 

Karadeniz’de sel felaketi yeni değil. Son 21 yılda sadece Rize’deki sel felaketlerinde 82 kişi hayatını kaybetti. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Karadeniz’i vuran selde resmi kaynaklara göre 82 kişi hayatını kaybetti, 228 kişi yaralandı, aynı yıl Haziran ayında sel Rize’de 6 kişinin canına mal oldu. 

Bu yıl da Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Valilikler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Afet ve Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) üst üste açıklamalar yaptı, iş yerlerinin açılmaması, vatandaşların üst katlara çıkması, dere kenarlarından uzaklaşmaları uyarıları yapıldı. 

Tüm haberler ise aynı cümle ile başlıyor: Karadeniz’de etkili olan sağanak yağış sel felaketine yol açtı. Tek sorumlu sağanak mı?

İnşaat, inşaat, inşaat

Geçtiğimiz yıl sel felaketinden en çok etkilenen bölge yine Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi olmuştu. Küre Dağları’ndan akan yağmur suları ilçenin ortasından geçen Ezine Çayı’na karşışmış, ilçe su altında kalmıştı. Felaketin ardından tartışmalar tek bir şeye yoğunlaşmıştı: ilçe en başından yapılaşmaya açmamalıydı; zaten Bozkurt, dere yatağının kendisiydi.

Geçen yıl Murat Yetkin yazmıştı, 2019’da Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde hazırlanan bir raporda Bozkurt ve Abana ilçelerinin bir sel baskınında büyük oranda sular altında kalacağı tahmini devlet kayıtlarına geçirilmiş olmasına rağmen ilçede yapılaşmanın önü açılmıştı. Bu tartışmaların üzerine Meclis Başkanı Mustafa Şentop da bir açıklama yapmış “ilçede yapılaşmaya izin verilmemeliydi” demişti. Yine de izin verilmişti. Dere yatağına toplu konut yapılınca sel felaketi kaçınılmaz olmuştu. 

Sahil Yolu, Taş Ocakları, Maden Ocakları

Karadeniz’in doğasının içinden geçtiği sınav yalnızca yapılaşma ile sınırlı değil. 2007 yılında başlayan Karadeniz Sahil Yolu projesi ile neredeyse tüm kıyı yıllarca bir şantiyeye dönüştü, kıyı suni bir şekilde dolduruldu, derelerin denize çıkışları engellendi. Sahil Yolunun çevreye vereceği etkinin raporları değerlendirilmedi. Yollar çöker dendi, çöktü; toprak kayması dendi, yaşandı. 

Taş ocakları, maden ocakları bir bir açıldı. Artvin’de 2015’de açılacak maden ocağına karşı ayaklanan halk tek bir şeyden yakınıyordu, bunlar felaket getirecekti. Yollar yapılırken, taş ocakları yapılırken hafriyatlar dere yataklarına boşaltıldı, derelerin doğal yolları değiştirildi. Giresun’da bir köy, taş ocağının yarattığı toprak kayması sebebiyle boşaltılmak zorunda kaldı. Köy kayıyordu. 

HES üstüne HES

Bununla da kalmadı, 15 yıl içerisinde tüm Türkiye’de 685 Hidroelektrik Santrali kuruldu. Dereler HES’ler ile kurutuldu, yağışı toplayabilecek doğal ekosistem değişti. 

HES’lerin bir yönü daha var. HES’ler Paris Antlaşmasına göre temiz enerji santrali olarak geçiyor. Türkiye tüm bu HES’leri fosil yakıttan temiz enerjiye geçiş yatırımı olarak başlattı. Karbon ticaretinin önemli bir parçası haline geldi. Sıfır karbon emisyonu için bir politika üretemeyen Türkiye, HES’lerin sayısını arttırdı; bir derede üç tane HES kurulmasına sebep oldu.

Uzunca süredir haberlerde eylem görüntüleri izlediniz. Belki okudunuz. Karadeniz’de falanca ilçede taş ocağına karşı vatandaşlar nöbet tutuyor, falanca ilçede maden ocağına karşı çıkıyor, HES’lerin yapımını durdurmak istiyor. Tüm bunların bir sebebi var. 

Büyüme uğruna yok sayılan bir doğa katliamı ile karşı karşıya bırakıldık. Üstelik bir çok yapılan iş geri dönüşsüz tahribata sebep oldu. Şimdi her yıl yaz aylarında sel felaketleriyle boğuluyor, orman yangınlarıyla kavruluyoruz. Tek sorumlu yağışlar mı?

 

Nermin Pınar Erdoğan

Gazeteci

Recent Posts

Komisyon’da Öcalan Oldubittisi: İstenen Mesajı Vermedi mi?

TBMM’deki Terörsüz Türkiye Komisyonu'nun çok şey beklenen 4 Aralık oturumu, sürece ne faydası olacağı kuşkulu,…

6 dakika ago

5 Aralık 1934: Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkı

Türkiye, 5 Aralık 1934’te kadınların verdiği mücadelenin sonucunda  kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıdı. Fransa’dan…

45 dakika ago

Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?

TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…

23 saat ago

Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…

1 gün ago

Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı

İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…

2 gün ago

CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor

Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…

3 gün ago