Siyaset

Erdoğan’ı hafife almanın maliyeti ağır olacak

“Muhalefete ve muhalefetten umudu olan halk kesimlerine maliyeti ağır olacak bir başka hatanın da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi yetenek, olanak ve kararlılığını hafife almak olduğu görülüyor.”

Önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Altılı Masa liderlerinin sık sık “aramızda sorun yok” diye iman tazelemelerine değinmek lazım. Özellikle de Kılıçdaroğlu’nun CHP içindeki sorunları dışarı vurup partisini ikinci defa uyardığı sırada. Unutmamak lazım ki siyaset yaşanan gerçeklerden çok algılanan gerçekler üzerine kuruluyor. Halkta -velev ki iktidarın propaganda aygıtlarının da katlısıyla- Altılı Masada sorun olduğu algısı varsa bu algı mezarlıkta ıslık çalarak giderilemez. Tam tersine gerçekten sorun olduğu algısına yol açar ve maliyeti ağır olur.

Muhalefete ve muhalefetten umudu olan halk kesimlerine maliyeti ağır olacak bir başka hatanın da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi yetenek, olanak ve kararlılığını hafife almak olduğu görülüyor.

Erdoğan’ı hafife almak

Sadece hangi bakanlığı kim alsın, HDP’ye de mi verilsin gibi havanda su dövme tartışmalarından söz etmiyorum. İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Erdoğan’ın “Alternatif yok, kazanacağız” sözü sorulduğunda sadece gülerek yanıt vermesi, DEVA lideri Ali Babacan’ın seçim yarışı kazanılmış gibi konuşması da bu çerçevede sayılabilir.

Sorunun varlığını yadsıyarak sorun algısını da sorunun kendisini de yok etmek mümkün değil.

Kılıçdaroğlu, iktidarın CHP üzerine Diyanet, İYİ Parti üzerine HDP ile gelerek tuzak kurduğu, gündem saptırdığı kanısında. Tuzağın farkında olan tuzağa düşmemeli. Kılıçdaroğlu’nun kendi partisine sert çıkışının amacı belki de bu. Akşener’in “Kürtlere laf söyleyen karşısında beni bulur” çıkışının arkasında da Kürt seçmeni kızdıracak söylemin maliyeti bulunuyor.

Muhalefet kendi içindeki sorunları görmezden gelip yerinde sayarken Erdoğan mesafe alıyor. Artık hayat pahalılığı ve enflasyon yoktur söylemini bıraktı; yoktur diyerek puan kaybettiğini görüyordu. Şimdi var ama önemsiz, yine biz düzeltiriz söylemine geçti ve TOKİ projesiyle adeta hayal ve umut satarak durumunu toparlıyor.

Macaristan örneği

Aslında Erdoğan’ın en güçlü mesajı “Biz gidersek ne olur biliyor musunuz?” mesajı ve muhalefetin patinajı bu algıyı güçlendiriyor.

Oysa muhalefetin aklında tutması gereken bir gerçek ve bir örnek bulunuyor. Gerçek, sadece ekonomik krizin seçim kazandırmayacağı ve seçmenin kötü gidişhatın yeni gelenle duracağına inandırılması gerektiğidir.

Örnek ise Macaristan’dır. Orada da altı partili güçlü bir koalisyon vardı ama, kendi içlerindeki sorunlar nedeniyle seçimi kazanan yine Viktor Orban oldu.

Rakibi küçümsemek maliyeti her durumda yükseltir.

Maliyeti ödeyen sadece muhalefet partileri olamayınca durum daha da ciddi demektir.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Komisyon’da Öcalan Oldubittisi: İstenen Mesajı Vermedi mi?

TBMM’deki Terörsüz Türkiye Komisyonu'nun çok şey beklenen 4 Aralık oturumu, sürece ne faydası olacağı kuşkulu,…

4 dakika ago

5 Aralık 1934: Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkı

Türkiye, 5 Aralık 1934’te kadınların verdiği mücadelenin sonucunda  kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıdı. Fransa’dan…

42 dakika ago

Yeni Anayasa’ya DEM Desteği İçin Üç Maddede Değişiklik Yeter mi?

TBMM Komisyonunun 4 Aralık toplantısı AK Parti-MHP ittifakının “Terörsüz Türkiye” sürecinin 2026 yılının ilk yarısındaki…

23 saat ago

Fidan: Savaş Yayılıyor, Bu Korkunç Bir Şey, Ama AB Güney Kıbrıs’a Rehin

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının giderek daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını, bunun “çok korkutucu…

1 gün ago

Erdoğan, Bahçeli’nin “Rezalet” Çıkışını Üstüne Almadı Barzani’yi Suçladı

İçişleri Bakanlığı 2 Aralık gecesi 22.15te Irak Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin 29…

2 gün ago

CHP Operasyonları, Terörsüz Türkiye Sürecini Enfekte Ediyor

Dün, 1 Aralık, Ankara’da “Ortak Geleceğe Birlikte Bakmak” başlıklı bir çalıştay vardı. Diyarbakır merkezli araştırma…

3 gün ago