Prof. Dr. Yelda Ongun, Doç. Dr. Sezgin Mercan
Kıta Avrupası’nda yabancılara yönelik hak ve özgürlüklerle ilgili gelişmelerin önemi aşırı sağ hareketlerin yükselişe geçmesi ve iktidara talip olmasıyla birlikte iyice artarken, hak ve özgürlükler konusunda tarihten gelen sembolik bir konuma sahip İngiltere’deki durum da ayrı bir önem kazandı.
Başkent Üniversitesi bünyesinde hazırlanan ve İngiltere’deki hak ve özgürlüklerin değerlendirildiği bir raporda*, İngiltere’de 2021 yılında Müslümanlara ve Türklere yönelik gerçekleştirilen hak ihlalleri ve saldırılar ile hak ve özgürlüklerin gelişimine yönelik tespitlere yer veriliyor.
2016’da yapılan ara sayımda İngiltere’deki Müslüman sayısının beş yılda yüzde 16’lık artışla 2,7 milyondan 3,1 milyona yükseldiği saptanmış. Bu (2016’da) 65 milyon 684 binlik nüfusun yüzde 5,6’sı demek oluyor. İngiltere’de Müslümanlık, Hristiyanlıktan sonra ikinci büyük inanç grubu. Müslümanların en yoğun yaşadığı şehir yüzde 12,4 ile Londra. Rapor, İngiltere’de yaşayan yaklaşık 500 bin Türk nüfusu da 3,1 milyon Müslüman nüfus içinde değerlendirmiş.
İngiltere’de sorunun profili
Avrupa’da İslam ve Müslümanlar tartışma konusu olduğunda, ayrımcılık gibi çokkültürlülüğün de öne çıktığı görülür. İngiltere, siyasi kültürün kapsayıcı ve koruyucu niteliğinden dolayı Müslümanlara karşı olumsuz tepkilerde önde gelen örnekler arasında yer almıyor ama İngiliz kamuoyunda olumsuz tutum ve kültürel tepkiler yer alabiliyor. Müslümanlara karşı tepkinin ilk geleceği kaynak hareket olan aşırı sağ ülke genelinde kapsamlı bir kabul görmüyor. Yine de küresel ve bölgesel güvenlik sorunları, Müslümanların ve Türklerin izole edilebileceği önlemleri tetikleme potansiyeline her zaman sahip.
Raporda haklarla ilgili 2021 yılında toplam 33 gelişme yaşandığı, bunlardan 17sinin olumlu, 16’sının olumsuz olduğu saptanmış. Bunların 8’i ırkçılık ve ayrımcılık yasağı, 7’si din ve vicdan özgürlüğü, 4’ü kanun önünde eşitlik, 4’ü adil yargılanma, 2’si sığınma hakkı, 2’si düşünce ve ifade özgürlüğü kategorilerinde gerçekleşmiş ve diğer konulara ilişkin.
Haklar ile ilgili toplam 33 gelişmenin 19’u Müslüman toplumunu, 8’i İngiltere’deki Türkleri, 4’ü göçmenleri ve 2’si genel olarak tüm azınlıkları etkilemiş.
Türklere ırkçı saldırı var mı?
Hak ihlalleri ve saldırılar bağlamında, toplam 52 nefret suçu ve ırkçı saldırı tespit edilmiştir. 52 saldırının 20’si dini, 32’si ise ırkçı motivasyonla gerçekleştirilmiştir. Bu durum, İngiltere’de ayrımcılığın spesifik bir Müslüman topluluktan ziyade, ülkedeki Müslüman topluluğun tamamını hedef gösterdiğine işaret etmiştir.
Saldırılardan hemen hiçbiri Türk kimliğine yönelik bir ırkçılık olarak ortaya çıkmamıştır.
Yine 52 saldırının 26’sı nefret söylemi/tehdit, 12’si şahsa saldırı, 8’i camiye saldırı, 2’si araca saldırı, 2’si derneğe saldırı, 1’i kundaklama ve 1’i işletmeye saldırı olarak gerçekleştirilmiştir. Nefret söylemi/tehdit ve şahsa saldırılarda mağdurların sözlü şiddetle birlikte fiziksel şiddete de dönüştüğü görülüyor. Bu durum İngiltere’deki Müslüman topluluğun can güvenliğinin de azaldığına, 8 camiye saldırı ise ülkede din ve vicdan özgürlüğünün de risk altında olduğuna işaret ediyor.
52 saldırının, 3’ü göçmen kökenlilere, 3’ü Türklere ve 46’sı Müslümanlara karşı gerçekleştirilmiştir. Saldırılardaki hedefin çoğunluğu Müslümanlar olsa da, Türklerin de hedef olduğu görülüyor.
Genel görünüm olumlu
Raporda İngiltere’deki Müslümanların önemli sorunlarından birinin İslamofobi olduğu, ancak İslamofobiye karşı etkin mücadelede Müslümanların yalnız kaldığı tespiti dikkati çekiyor. Rapora göre bunun en önemli nedeni, İslamofobiye ilişkin hukuki tanım eksikliğidir.
2021 yılında yürürlüğe giren Terörizmle Mücadele ve Cezalandırma Yasası, polis ve güvenlik güçlerinin kullandığı yöntemleri güçlendirirken, özellikle Müslüman azınlıklar üzerindeki yaratabileceği olumsuz etkiler nedeniyle tartışmaların odağı haline gelmiştir. İngiltere’de etnik kökene veya cinsiyete bağlı olarak ön yargı içerdiğine ve bu nedenle ayrımcılığa neden olabileceği, dahası insan haklarına aykırı olduğuna yönelik tartışmalar nedeniyle yüz tanıma ve önleyici polislik için yapay zekâ teknolojilerinin kullanılmasına yönelik tartışmalar da yine bu dönemde artmıştır.
İngiltere diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Müslümanlara ve Türklere yönelik saldırılar ve hak ihlalleri bağlamında az sayıda vakayla daha olumlu bir profil çiziyor. Önlem alma konusunda iş birliği ve koordinasyona daha açık. Rapora göre İngiltere’de, bu konularda ve İslamofobi ile mücadelede geleceğe dair bir vizyon yakalamak mümkün.
(*) Rapor, Stratejik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde Prof. Dr. Yelda Ongun, Doç. Dr. Sezgin Mercan ve Doç. Dr. Kıvılcım Romya Bilgin tarafından hazırlandı.