Siyaset

Altı lider “Aday kim?” sorusuna kızıyor ama vakit daralıyor

Altılı Masa liderlerinin 14 kasım toplantısından 28 Kasım tarihi çıktı. Altı liderler “Aday kim? sorusuna kızıyor ama muhalefet patinaj yapar görüntüdeyken iktidar toparlanmaya başladı. (Foto: CHP)

Altılı Masa’nın 14 Kasım toplantısında Cumhurbaşkanı adayı ilan edecekleri beklenmiyordu zaten. “Aday kim?” sorusu masadaki altı lideri rahatsız ediyor. O kadar ki, görüştüğüm yabancı diplomat ve yatırımcılar “Yoksa aday belli de taktik icabı mı söylemiyorlar?” diye soruyorlar. Hala bir isim konuşmadıkları yanıtına inanmak istemiyorlar.
Aday ismi olmasa da en azından bir önceki toplantıda oluşturulan 9 komitenin raporlarının tamamlanıp ilan edilmesi bekleniyordu 14 Kasım toplantısından. Bu toplantının ev sahipliğini yapan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, o komitelerin çalışmasıyla ortaya çıkacak metnin iktidarı alırlarsa bir nevi hükümet programı niteliğinde olacağını söylemişti. Şimdi bu metni 28 Kasım’da açıklayacaklarını  söylediler. Bir de ortak internet sitesi kurdular: www.altilimasa.biz Benim aklıma o tarihlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir hamleyle bu açıklamayı gölgede bırakıp bırakmayacağı geldi. Ama sonra “AK Parti hamlesine ne gerek var ki?” diye düşündüm; Altılı masa zaten kendi kendini yeterince gölgede bırakıyor.
Geç olsun da güç olmasın diyeceksiniz ama zaman geçiyor, vakit daralıyor.

Muhalefet patinajda, sadece Altılı değil

Tamam, aday sormayalım ama neden bu kadar yavaş ilerlediklerini de mi sormayalım? Altı liderin ilk buluşması üzerinden neredeyse bir yıl geçti ama aldıkları bir arpa boyu yol; en azından dışarıdan bakınca görünen manzara bu.
Dışarıdan bakınca görünen bir başka şeyler de var; yalnızca program çalışmasını bitirememeleri ya da aday çıkaramamaları değil. Örneğin Altılı Masa üyelerinin, özellikle de Masa’nın dinamosu konumundaki CHP ve İYİ Parti üyelerinin birbirlerine masa altından tekme atma alışkanlığı -evet azalsa da devam ediyor.
Masa güz aylarından beri patinaj yapıyor, kendi içindeki çelişkilerle uğraşıyor görüntüsü sergiliyor.
Üstelik bu durum muhalefetin tamamı için geçerli; yani HDP ve onun liderliğindeki Emek ve Özgürlük İttifakını da katıyorum. PKK’nın Mersin’deki terör eylemi ardından HDP ve onun hapiste tutulan önceki eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın yayınladıkları kınamanın Kandil’i kızdırdığı malum. HDP içinde meşru parlamenter siyasetten yana olanların bundan rahatsızlığı da öyle. Kanlı İstiklal Caddesi saldırısı sonrasında Kandil’den şehir eylemlerini sürdürecekleri tehdidi geldi.

İktidar toparlamaya başladı

Muhalefet patinajdayken MHP destekli AK Parti son bir yıldır -temel olarak ekonomik krize tepki olarak kendisinden uzaklaşan seçmenini geri kazanmaya başladı.
Muhalefetin yalnızca ekonomik kriz nedeniyle iktidardan seçim alamayacağını söyleyenleri haklı çıkaracak yönde gelişmeler. Siyaset bilimciler krizlerin yetmeyeceği, muhalefetin seçmene, kendisinin daha iyi yapacağı umudunu güçlü şekilde vermesinin gerekeceği görüşünde.
Erdoğan siyasetin umut verme işi olduğunu gayet iyi biliyor ve uyguluyor. Muhalefetin hafife aldığı toplu konut projelerine milyonlarca kişinin başvurması dahi bunu gösteriyor. TOGG’dan Karadeniz doğal gazına, yeni silah projelerine dek bütün cephaneyi Şubat-Nisan dönemine yığdığı görülebiliyor. Rusya-Ukrayna krizinde öne çıkan rolünü ekonomik krizi hafifletebilecek para akışına çevirebilirse uzaklaşan seçmenleri geri kazanma planını sürdürebilir.

Aday deyip de geçmemek lazım

Altılı Masanın aday ismi açıklamaması muhalefetin profilini düşürüyor ama iktidarın işini de kolaylaştırmıyor. Erdoğan’ın büyük projeler açıklanacağı söylemiyle düzenlediği Türkiye Yüzyılı” toplantısından çıka çıka 11 yıldır vaat edilen kanal İstanbul çıktı.
AK Parti, Erdoğan’ın rakibi belli olmadıkça adaya göre taktik belirleyemiyor; her bir aday adayına göre izlenecek taktik ayrı çünkü.
Altılı Masa’nın aday ölçütlerinde ilk sıraları seçimi kazanabilecek, güçlendirilmiş parlamenter sistem hedefine sadık, Masa tarafından belirlenecek sınırlar içinde hareket etmeyi kabul edip “İkinci Erdoğan” olmaya kalkmaması yer alıyor. Kazanabilecek kriterlerinde toplumun laik cumhuriyetçilerden Sünni dindarlara, Alevilerden Kürtlere toplumun her kesiminden oy alabilmesi gibi alt başlıklar var.
Belki de iktidarı alırlarsa geçiş döneminin sınır ve ilkelerini belirleme çalışmasındaki gecikmenin bir nedeni de budur.
Ama seçim tarihi belli, muhtemelen Mayıs’a çekilip bir ay öne de alınacak ve vakit daralıyor.

 

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Türkiye, İsrail’e karşı soykırım davasına müdahil oldu

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Güney Afrika Cumhuriyet, tarafından İsrail’in Gazze’de soykırım suçu işlediği iddiasıyla…

15 saat ago

Exxon ile LNG anlaşması: Beyaz Saray, Külliye ve Katar ilişkileri

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar 28 Nisan’da İngiliz Financial Times gazetesine ABD enerji devi Exxon Mobil…

24 saat ago

1 Mayıs ve Erdoğan’ın Taksim öfkesi

1 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın izin verdiği yerler emekçilerin, emeklilerin, sesini duyurmak isteyenlerin Emek…

1 gün ago

AK Parti-CHP temsil asimetrisi ve Erdoğan-Özel görüşmesinde Anayasa

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel…

2 gün ago

Erdoğan, Özel’le buluşmadan Bahçeli’ye danıştı; perde arkası hareketli

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 29 Nisan’da MHP lideri Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret edeceği basına duyurulmamıştı ama…

2 gün ago

Ankara ambleminin değişmesi gündemde

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, resmi şehir ambleminin değiştirilmesi konusunda girişimde bulunacağını açıkladı. ABB’nin X hesabından…

3 gün ago