AK Parti Milletvekili Zafer Işık’ın, 6 Aralık’da Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yaşanan fiziksel münakaşa sonucunda İYİ Parti Milletvekili Hüseyin Örs’ü yaralamasının ardından, Işık hakkında yasama dokunulmazlığı kaldırılarak dava açılıp açılamayacağı sorusu gündeme geldi.
Kısa Dalga sitesi yazarı Ersan Atar’ın haberine göre, eğer savcılık, “Yaralama, Örs’ün yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden oldu” derse AK Parti milletvekili Işık hakkında yasama dokunulmazlığının kaldırılması beklenmeden doğrudan dava açılabilecek. Bu durumda Işık, 9 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
AK Partili Işık’ın saldırı sonrasında “pişman olmadığı” yönündeki açıklaması, Meclis oylamasında Işık’a cezası verilmesi ve İYİ Parti’nin suç duyurusunda bulunması, savcılık tarafından soruşturma açılma ihtimallerini yükseltiyor.
Hayati tehlike
TBMM’deki bütçe görüşmelerinin ikinci gününde İYİ Parti Milletvekili Ümit Yılmaz’ın konuşması sırasında başlayan sözlü münakaşa bir süre sonra fiziksel kavgaya dönüştü. İYİ Parti Milletvekili Hüseyin Örs, kalabalık münakaşa arasında iken AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık, Örs’e yumruk attı. İYİ Parti milletvekili başına aldığı darbe ile yaralandı ve kalp spazmı geçirdi.
Örs’e ilk müdahaleyi İYİ Parti Milletvekili Aylin Cesur yaptı. Önce revire götürülen Örs, ardından hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alındı. Hastaneden verilen bilgilere göre Örs elektroşok ile hayata döndürüldü.
Işık, saldırı sonrasında Diken’in sorularına verdiği yanıtta, “pişman olmadığını” meclis çatısı altında bu tür münakaşaların “normal olduğunu” belirten bir açıklama yaptı.
Ardından TBMM’de Zafer Işık’a da İçtüzüğün 163’üncü maddesi uyarınca Meclis’ten geçici olarak iki birleşim çıkarma cezası verildi.
İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz da, partinin Işık hakkında “öldürmeye teşebbüs” suçlaması ile suç duyurusunda bulunacağını duyurdu.
21 yıl önce Meclis’te ölüm
Meclis çatısı altında yaşanan tartışmaların fiziksel kavgaya dönüşmesi sık görülür bir durum olsa da, daha önce yalnızca bir kez böyle bir tartışma bir milletvekilinin hayatına mal olmuştu.
2001 yılında Doğru Yol Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi vekilleri arasında çıkan kavgadaki saldırı sonucunda DYP milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti.
Saldırıyı hatırlatan Ersan Atar, o dönemde saldırıyı gerçekleştiren MHP’li Cahit Tekelioğlu’na dokunulmazlığı kaldırılmadan dava açıldığını yazdı. O dönemde Tekelioğlu hakkındaki soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Bekir Selçuk olayda “suçüstü hükümlerinin” uygulanması gerektiğini değerlendirerek Tekelioğlu hakkında dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlamaksızın doğrudan dava açmıştı.
Işık dokunulmazlık kalkmadan yargılanabilir
Anayasaya göre “seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” Bu durum, yasama dokunulmazlığı olarak tanımlanır.
Yasama dokunulmazlığı “ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14. Maddesindesindeki durumlarda” kalkabiliyor. Yasama dokunulmazlığı Meclis tarafından kaldırılabiliyor. Hatta Anayasa’da belirtilen durumlarda Meclis’in bu yolda bir kararına gerek olmadan da, ilgili üye tutulabiliyor, sorguya çekilebiliyor, tutuklanabiliyor veya yargılanabiliyor.
Bu istisnanın geçerli olabilmesi için, suçüstü halinin varlığı ve isnat edilen suçun ağır cezayı gerektiren bir suç olması şartı var. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 421. maddesine göre, “ağır ceza işlerinden maksat, ölüm ve ağır hapis ve on seneden fazla hapis cezalarını gerektiren cürümlere ilişkin davalardır.”
İYİ Parti’den Işık hakkında suç duyurusu
Atar’ın yazısına göre, “Meclis’te şimdi yaşanan saldırı sonrasında da İYİ Partili Hüseyin Örs’ün kalbinin durma noktasına gelmesi ve yoğun bakıma alınarak kalp pilinin değiştirilmek zorunda kalınması Ankara Başsavcılığı’nın yürüteceği soruşturmada belirleyici olacak.”
Savcılık, Işık’ın saldırısında Türk Ceza Kanunu’nun “Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama” başlığını taşıyan 87. Maddesindeki “Kasten yaralama suçunun yaşamı tehlikeye sokan hali” bulunduğu yönünde bir değerlendirme yaparsa, fezleke hazırlayıp dokunulmazlığın kaldırılmasını beklemeden dava açabilecek.
Bu durumda Işık, “kasten yaralama suçunu kamu görevi yürüten kişiye karşı, yaşamı tehlikeye sokacak şekilde işlediği” iddiasıyla 9 yıla kadar hapis cezası ile doğrudan yargılanabilecek.