Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan’ın Türkiye’ye düşmanca davrandığını ve NATO’nun “Bu şımarıklığa dur deme zamanının geldiğini” söyledi. Akar bu uyarısını 24 Aralık’ta Ankara’daki Bakanlık Karargâhında 2022 yılını değerlendirdiği basın toplantısında yaptı.
Akar, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini desteklediğini ancak iki ülkenin önce terörle mücadele konusunda verdikleri sözleri yerine getirmesinin gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta PKK ve bağlantılı örgütlerle mücadelesine de değinen Akar,
“Kimse bizden sınırlarımız dibinde yuvalanan terör unsurlarına müsamaha göstermemizi beklemesin” dedi.
Akar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çalışmalarına da hız verildiğini söyledi.
Yunanistan’ın planlı NATO tatbikatında görev yapan Türk uçaklarını, önceden tüm müttefiklere bildirilmesine rağmen, son bir hafta içinde iki kez taciz ettiğini söyleyen Akar şöyle devam etti:
“Bu düşmanca tavır, Yunanistan’ın NATO’nun temel ilkelerini ve değerlerini hiçe sayacak boyutta küstahlaştığını göstermektedir. NATO’nun da bu şımarıklığa artık dur demesinin zamanı gelmiştir.”
Yunanistan’ın “silahlanma sevdasına” olarak nitelediği silah alımlarına da değinen Akar şunları söyledi:
• “Ekonomik ömrü tükenmiş silah, araç, gereç alarak bunlarla Türkiye’ye karşı galebe çalmayı düşünüyorlar. Yanlış. Bunlar Türkiye’ye karşı az, savunma[ları] için çok hareketler.
• “Beklentimiz, Yunan siyasilerin ve askeri şahısların iç politik amaçlarla uzlaşmaz ve kışkırtıcı tavırlarından derhal vazgeçmeleri, problemlerin diyalog yoluyla çözümüne odaklanmaları ve tarihten, özellikle de 9 Eylül 1922’de yaşananlardan ders almalarıdır.
• “Yarınlarının iyi olmasını isteyenler, dünün ve bugünün yanlışlarından dönmelidirler. Samimi temennimiz; Ege ve Akdeniz’in dostluk denizi olması, tüm zenginliklerin adil bir şekilde paylaşılmasıdır.”
9 Eylül 1922 İzmir’in Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Türk ordusunca Yunanistan işgalinden kurtarılış tarihi.
Akar’ın Yunanistan konusundaki ayrıntılı mesajlarına rağmen, 2022 değerlendirmesinde ağırlıklı konu terörle mücadele, özellikle de PKK ile mücadele oldu.
Akar’ın PKK ile mücadele konusunda dönüm noktası olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın (başbakan olduğu dönemdeki) girişimiyle Abdullah Öcalan ile MİT ve HDP üzerinden 2012’den itibaren yürütülen diyalogun 2015 Temmuz ayında sona erişini alması dikkat çekiciydi.
“Çözüm sürecinin bittiği tarihten bugüne kadar yurt içinde, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 37 bin 285, bu yılın başından itibaren ise 3 bin 982 terörist etkisiz hale getirilmiştir” diye konuşan Akar, operasyonları “Türkler Kürtlere saldırıyor” iddiasıyla duyuranların “alçaklık” içinde olduğunu söyledi.
Akar, operasyonların “komşularımızın toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına saygılı” olarak ve “sadece terör unsurları hedef alınarak” yürütüldüğünü söyledi. Savunma Bakanı, Türkiye’nin PKK operasyonlarında kimyasal silah kullanıldığı iddialarını da yalanlayarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinde kimyasal ya da uluslararası anlaşmalarla yasaklanmış silah bulunmadığını söyledi.
Gerek Yunanistan ve (Suriye bağlantısıyla) PKK gerekse İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda Akar’ın öne çıkardığı konularda aslında ABD’ye hitap ettiği anlaşılabiliyor.
Gerçi Savunma Bakanı ABD’ye eleştirilerini saklamıyor da. Türkiye’nin ABD’den 40 F-16 Viper ve 79 F-16 güncelleme takımı alınması konusunda “olumlu sonuç” beklediğine değinirken şunları söyledi:
• “Son dönemde Suriye’de PKK/YPG’ye verilen destek, DEAŞ’la mücadeleye zarar verme iddiaları, Türkiye ile Yunanistan arasındaki dengeli yaklaşımdan uzaklaşılması, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne silah ambargosunun kaldırılması ve bazı siyasi figürlerin düşmanca tavırlarla iki ülke arasındaki ilişkileri baltalama girişimleri kamuoyunda olumsuz algı oluşturuyor. Bu konularda müttefikimiz, stratejik ortağımız ABD’den gerekli tedbirleri ve düzeltmeleri bekliyoruz.”
Akar, “Diyorsunuz ki ‘Ukrayna-Rusya savaşı oldu NATO’nun güçlü olmasını bekliyoruz” diye başlıyor cümleye; “NATO’nun en önemli üyelerinden biri Türkiye. Türkiye’nin güçlü olması demek bu aslında, mantık olarak. Birtakım sudan bahanelerle olaylar hep geçiştiriliyor. Onun için unutmayın güçlü Türkiye, güçlü NATO, güçlü İttifak”. Bu mesaj da ABD’ye…
Savunma Bakanı Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşının geleceği konusundaki tahmininin sorulması üzerine yanıtı da Ukrayna topraklarına giren Rusya’nın yanı sıra ABD ve Avrupa’yı da sorumlu tutan türden:
• “Görünen o dur ki bu savaş kolay kolay bitmeyecek. ABD’nin, Avrupa’nın, batının desteği devam ediyor. Buna göre hazırlıklar, planlar, bütçelere konulan paralar var. Diğer taraftan Rusya’nın açıklamaları var. Bunların hepsini birleştirdiğimizde tüm iyi niyetlerimize, ateşkes, barış temennilerimize rağmen bu savaşın 2023’te de devam etme ihtimalinin yüksek olduğunu söylemek yanlış olmayacak.”
NATO toplantılarında, müttefiklere, 2008-2009’da Gürcistan topraklarının ilhakına karşı durulsaydı 2014’te Kırım’ın ilhak edilemeyebileceğini hatırlattıklarını söyleyen Akar, 2014’te Kırım’ın ilhakına karşı durulmuş olsaydı 2022’de Ukrayna savaşının da yaşanmayabileceğini söyledi.
Akar, Rusya’nın Ukrayna topraklarına girdiği gün Ukrayna’ya insani yardım malzemesi götüren ancak hava sahasının kapanmasıyla mahsur kalmış olan iki A400 ağır nakliye uçağının 20 Aralık’ta Türkiye’ye dönmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ille yürüttüğü diplomasi sayesinde mümkün olduğunu izah etti.
Türkiye’nin 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden bu yana izlediği yeni güvenlik stratejisi, tehdidi sınır ötesinde saptayıp karşılık vermeye dayanıyor. Ulusal silah teknoloji ve sanayisindeki gelişmeler ve emir-komuta mimarisindeki değişikliklerle “Etkin caydırıcılık” kavramı geliştiriliyor.
Akar, 2022 değerlendirmesinin başlarında pek sık rastlanmayan bir ifade kullandı: “taarruzi ruh”. Cümle tam olarak şöyleydi: “Terörle mücadele artan bir şiddet ve tempoda ve taarruzi bir ruhla, azim ve kararlılıkla, başarılı bir şekilde devam ediyor.”
Türkiye’nin hayli akışkan coğrafyasındaki güvenlik ihtiyaçlarının dayattığı anlaşılan bu kavram üyesi olduğu NATO stratejisinden belli bir özerklik anlamına mı geliyor? Savaş kuramındaki “aktif savuma” kategorisine mi giriyor? Anlamak için biraz daha bilgiye ihtiyaç var.
2023 yılı Türkiye için birkaç bakımdan önemli. Öncelikle Cumhuriyetin 100’üncü yılı. Sonra dönüm noktası sayılabilecek bir seçimin yılı. Ama dünyadaki siyasi ve ekonomik belirsizliklerin de devam edeceği görülüyor. Bu ortamda Türkiye’nin yeni güvenlik stratejisinin de başlangıç aşamalarında olduğu söylenebilir.
“Taaruzi ruhla” önümüzdeki süreçte daha sık karşılaşabiliriz.
Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…
Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…
ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…
Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…