Muhalefet partilerinin, özellikle de CHP ve İYİ Parti’nin yanıt vermemek için bin bir dereden su getirdiği, bir milyon değerindeki, soru bu: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeniden aday olabilir mi?
Neden mi cevap vermekten kaçıyorlar? Çünkü “hayır” yanıtı verdiklerinde Erdoğan’ın yirmi yıllık iktidarı ardından yine “İşte bu kardeşinizin önüne çıkarılan engeller” söylemiyle “mağdura yatmasından” endişe ediyorlar. Hem CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem İYİ Parti lideri Meral Akşener bunu defalarca dolaylı yoldan ifade ettiler, “Sandıkla göndereceğiz” diyerek.
Altılı Masa içinde buna açıktan karşı çıkan bir tek DEVA lideri Ali Babacan oldu şimdiye dek. Babacan Tele-1’de Gökmen Karadağ’ın sorularını yanıtlarken “Seçimler zamanında 18 Haziran’da yapılırsa ve Sayın Erdoğan tekrar aday olursa” dedi, “Bu anayasaya aykırı olacak. YSK dönüp dolaşıp Erdoğan için ‘Aday olabilir’ derse, hodri meydan.”
Dün DEVA Partisinin Altılı Masa’daki hukukçusu olan Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu’na sordum, “YSK nasıl olsa reddeder diye Anayasa’ya aykırı bir şeyi kabul etmek istemiyoruz” dedi; “Erdoğan’ın aday olması halinde YSK’ya başvuracağız, hazırlıklarımız tamam.”
Gelecek Parti’nin Masa’daki hukukçusu Serap Yazıcı ise “Erdoğan’ın üçüncü bir kez daha bu makama aday olması, anayasal bakımdan mümkün değildir” diyor. “Çünkü Sayın Erdoğan, bu makama ilk kez 10 Ağustos 2014’te yapılan halkoylamasıyla; ikinci kez ise 24 Haziran 2018’de yapılan halkoylamasıyla seçilmiştir. Böylece Anayasanın öngördüğü en fazla iki defa seçilme kuralı gerçekleşmiştir.”
Altılı Masada CHP’nin hukukçusu Muharrem Erkek de İYİ Parti’nin hukukçusu Bahadır Erdem de bu konudaki sorularıma açık yanıt vermek istemedi. Nedeni hukuki değil, siyasi: Erdoğan yirmi yıldan sonra hala mağdur edildiği iddiasıyla bunu oya tahvil etmeye çalışmasın. CHP ve İYİ Parti, YSK’nın nasıl olsa Erdoğan yanlısı karar vereceğini, Anayasa’ya rağmen bununla uğraşmanın zaman ve enerji kaybı olacağı görüşünde. HDP de bu konuda öne çıkmıyor.
YSK Başkanı Muharrem Akkaya şanslı, çünkü 24 Ocak’ta görev süresi doluyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın hışmını çekecek bir kararın da Erdoğan’ın arzusu doğrultusunda alınabilecek bir kararın da imzasını o atmayacak. Ancak Deutsche Welle Türkçe Servisi muhabiri Alican Uludağ’a yaptığı açıklamadan bu konuda “kendince” bir çalışma yaptırdığını anlıyoruz, ama sonucunu açıklamıyor.
Anayasa’nın 101’inci maddesine göre, “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir”.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise Erdoğan’ın 2014’te ilk kez Cumhurbaşkanı seçilmesi ardından Anayasanın değiştiği o nedenle ilk Cumhurbaşkanlığının sayılmaması gerektiği görüşünde. A-Haber’de Murat Akgün’ün sorusuna şu yanıtı verdi Meclis Başkanı:
• “Aday olması konusunda herhangi bir engel yok. Adaylıkla ilgili anayasa maddesi 101’inci madde bütünüyle değişmiş. Bu madde 2017 referandumuyla kabul edilen anaysa değişikliği içerisinde var. Nisan 2018’de yeni 101. Madde yürürlüğe girmiş eskisi yürürlükten kalkmış.”
MHP lideri Devlet Bahçeli de bu görüşte ki, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını Erdoğan’dan önce ilan etti.
Dikkatinizi çekmiştir, açıklamalarda “seçim zamanında yapılırsa” ifadesi bulunuyor.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik son olarak 2 Ocak’ta seçimin zamanında, 18 Haziran’da yapılacağını söylemesine rağmen başka önemli AK Parti isimlerinden seçimlerin erkene alınabileceği açıklamaları birbirini izliyor. Örneğin Şentop Hac mevsimi dolayısıyla (çoğunlukla AK Parti seçmeni olduğu varsayımıyla) insanların kafilelerle Türkiye’den ayrılmasının “düşünülebileceği” görüşünde. Şentop, asgari ücret, memur ve emekli maaşlarındaki artış gibi etkenlerin hayat pahalılığı karşısında Haziran’a kadar kalmayacağı yolunda AK Parti bünyesindeki endişelere girmemiş. AK Parti Meclis Grup Başkan Vekili Özlem Zengin, ortada seçimi erkene alma kararı bulunmasa da 14 Mayıs tarihinin konuşulduğunu ifade ediyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ eğer erkene alınma durumu olursa bunun iki yoldan yapılabileceğine dikkat çekiyor: ya Meclis kararı ya da Cumhurbaşkanının Meclis’i feshetmesi yoluyla.
Muhalefet partilerinden destek gelmedikçe, ki CHP ve İYİ Parti vermeyeceklerini söylüyor, Erdoğan’ın 360 milletvekilinin oyuyla seçime erkene alması sadece HDP desteğine bağlı olacak. HDP’nin ise şu aşamada bu yönde bir eğilimi görünmüyor.
Erdoğan eğer seçimi kendisine avantaj sağlamak için erkene almak isterse ve bunu Meclis’ten geçiremeyeceğini anlarsa, geriye Dağ’ın sözünü ettiği Meclis’i feshederek seçime gitme seçeneği kalıyor.
Peki Erdoğan Meclis’i feshederse aday olabilir mi?
Anayasanın 116’ıncı maddesinde “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” hükmü var. “Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesi halinde” diyor; Cumhurbaşkanı kararıyla Meclis’in feshedilmesi durumuna bir şey söylenmemiş.
Erdoğan bu durumun farkında değil mi? Elbette farkında. Peki, farkında olması Erdoğan’ı durdurur mu? Hayır. Daha dün, 2 Ocak’ta ithalat rakamlarını ve 110 milyar dolarlık rekor dış ticaret rakamlarını saklayarak sadece ihracatı övdüğü Türkiye İhracat Meclisleri (TİM) toplantısında, kim bilir kaçıncı defa “milletimizden son defa destek” istemesi bunu gösteriyor.
Bu durumu Şentop gibi yorumlarsak, yani Erdoğan’ın 2014-2018 arasındaki cumhurbaşkanlığını “O başka Anayasaya göreydi” diye yapılmamış sayarsak durum farklı. Ancak bu durum yine de Anayasanın 101’inci maddesindeki “bir kimse en fazla iki defa” hükmünü akla getiriyor. 101’inci madde “Bu Anayasaya göre” demiyor. Ya da 2007’de Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçildiğinde bir daha aday olamaması için konulan “Cumhurbaşkanının görev süresi devam eder” gibi bir istisna maddesi içermiyor. “Bir kimse en fazla iki defa” diyor.
Buna yapılacak itiraz da neticede YSK’ya gidecek. CHP ve İYİ Parti, muhtemelen “Nasıl olsa Erdoğan’ın istediği karar çıkacak, mağdur edebiyatı yapmasına yol açmayalım” diyecekler. Böylelikle belki de reel politikanın gereğini yapmış olacaklar, o ayrı. Ama bu durum dahi Türkiye’nin yirmi yıllık AK Parti iktidarında geldiği bir başka durumu gösteriyor: Anayasa siyasetteki anlam ve önemini yitirmiş durumda.
O yüzden Anayasa ortada olmasına rağmen Erdoğan’ın siyasi propagandasına alet olmamak için iktidara talip siyasi partiler “Aday olabilir mi?” sorusundan kaçınıyor.
O yüzden o soru, milyonluk bir soru.
Üç MHP milletvekilinin istifası haberi 20 Kasım akşam saatlerinde siyaset kulisine bomba gibi düştü. Beklenen…
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali’nde yaklaşık 500 madenci özelleştirme kararına karşı kendilerini maden…
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üç MHP milletvekilinin istifasının istendiğini, istifa…
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın beraberindeki heyet ile birlikte CHP Genel Merkezi'ne gitti,…
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları Polonya Dışişleri Bakanının ev sahipliğinde 19 Kasım’da…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeni bir nükleer doktrin imzalamasıyla ilgili…