Önce sabaha karşı 04.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi yakınlarında 7,7 şiddetinde, sonra 13.24’te yine Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi yakınlarında 7,6 şiddetinde iki depremle sarsıldı Türkiye. Kahramanmaraş, 6 Şubat 2023’de Türkiye’de şimdiye dek görülmüş en büyük depremlerden ikisine sahne oldu. Sadece Kahramanmaraş değil, çevre illerde Doğu Anadolu fay hattı etkisindeki on ilde can kaybı ve ağır hasara yol açtı sarsıntılar. Artçı sarsıntıların dahi büyük deprem sınıflamasına giren 6,5 şiddetini aştığı bir faciadan söz ediyoruz. 6 Şubat akşam saatlerine dek AFAD’ın bildirdiği can kaybı 1541 idi ama kayıplar artabilir.
Hükümet “dördüncü seviye” alarm ilan edip uluslararası yardım çağırdı. Türk Silahlı Kuvvetleri nakliye uçakları deprem bölgelerine hava köprüsü kurdu. Askeri birlikler AFAD ekipleriyle omuz omuza arama-kurtarma çalışmasında kayıplar daha da artmasın diye çalışıyor.
Kızılay’ın kan bağışı kampanyasına yurttaşlar kuyruklar oluşturarak karşılık verdi. Siyasiler koruma ordularıyla enkaza akın etmedi. Muhalefet partileri bugün siyaset yapmadı, dayanışma çağrıları yaptılar. Muhalif belediyeler yardımlarını AFAD ile koordine etti.
Kayıplar ve yardımlaşma ruhu
Uluslararası yardım çağrısına dünyanın her yerinden karşılık geldi. Depremzedelere hem içeriden hem dışarıdan yardım yağıyor. AFAD elinin uzanamadığı yerler olduğu şikayetleri geliyor ama daha önce, 1999 Gölcük depremi dahil bu kadar geniş alana yayılan bir deprem olmamıştı; o da var. Şimdi dayanışma zamanı, sorular sonra. AFAD’ın yakınlarının durumundan haberdar olmak için kurduğu telefon hattının numarasını da bu çerçevede paylaşalım: +903122582100.
Kayıplar konusunda vicdanı en rahat olması gerekirken en üzgün olanlar arasında bilim insanları var. Prof. Dr. Naci Görür son üç senedir ve daha üç gün önce Kahramanmaraş civarındaki jeolojik enerji birikimine dikkat çekmiş bilim insanlarından. “Dilimizde tüy bitti” diyor; “Bir tek yetkili arayıp “Ne yapalım?” diye sormadı.” Giden gidiyor.
Bilim insanları sorumlu davranıp uyarılarda bulundular ama dinleyen olmadı; giden gidiyor.
Bu çerçevede sorumsuzluklar arasında, hükümet ve yerel yönetimlerin bilimsel uyarıları dikkate almamalarını sayabiliriz.
Ama liste uzun.
Ve sorumsuzluklar
Örneğin Hatay havalimanından, daha yeni yapılıp kâğıt maketler gibi yıkılan binalara dek, o projelerin zemin çalışmalarını yapanları, o projelere onay verenleri, yapanları, kontrol imzasını atanları sorumsuzluklar listesine eklemek gerekiyor. Yan yana duran aynı yükseklikte bir binada hasar yokken diğerinin yerle bir olmasının hem teknik hem idari sorumsuzluklar silsilesiyle ilgisi var.
Kayıplar her saat artarken çadır, battaniye fiyatlarına zam yapanları saymak gerekiyor. Ülkemizde şimdiye dek görülmeyen ama bu depremde haberleri alınan yağma iddialarını da sorumsuzluklar, ama aslında suç listesine almak gerekiyor.
Kayıplar her saat artarken sosyal medyada “OHAL ilan edilebilir, seçimler ertelenebilir” derdinde olup trollük yapanları da öyle.
Ya da deprem öncesi yeraltı katmanlarından atmosfere yayılan elektrik boşalmalarını “Amerikalılar deprem bombası” attı gibi söylentiler çıkarıp halkın endişe ve üzüntüsünü artıranları…
İki konu, biri yas
İki konu daha var.
Biri depremlerin Türkiye sınırına yakın Halep ve İdlip başta olmak üzere Suriye’de de can kaybı ve yıkıma yol açtığı gerçeği. Son bilgilere göre orada da can kaybı 800 civarına yükselmiş durumda.
Diğeri de Ulusal Yas ilanı. Tek meselenizin bu mu kaldığını sormayın lütfen. Yas ve üzüntümüzün devlet katında paylaşıldığını, Suudi Arabistan Kralı öldüğünde üç gün yas ilan eden hükümetten beklemek hakkımızdı.
Neyse ki bu duyarlılık gösterildi ve bu yazının yayınlanmasından bir saat kadar sonra 7 günlük yaş ilan edildi.