Hayat

Üniversite öğrencileri neden uzaktan eğitime karşı?

“Çok zorunlu olmadığı durumlar dışında öğrencileri üniversitelerden ve yerleşkelerden uzakta tutmak ve uzaktan eğitime geçmek bütün bilimsel gerçeklere sırt çevirmektir.”

Pandemi boyunca zorunlu uzaktan eğitime geçen yükseköğretim kurumları, bu sürecin yönetilmesinde tecrübe eksikliğinden de kaynaklanan birçok sorun yaşamış ve yanlış politikalar sonucunda bu süreç büyük oranda başarısızlık ile sonuçlanmıştır. Deprem bahanesi ise üniversiteleri tekrar zorunlu uzaktan eğitime geçirme kararının öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve üniversitenin faydasına olmadığı aşikâr. Toplumda oluşan ortak kanı, üniversitelerin zorunlu online eğitime geçirilmesi ile bırakın bir fayda sağlamayı aksine yeni mağduriyetlerin önünü açılmış oldu.

Toplumda oluşan tepki sadece duygusal gerekçelerle mi oluşmakta yoksa altında yatan ciddi bilimsel gerekçeler mi var? Bu kararın yaratabileceği yeni problemlerin ötesinde öğrencilerin uzaktan derslere karşı olan olumsuz tavırlarının altında yatan bilimsel gerçeklerin sadece bir kısmını sizlerle paylaşmak isterim.

Uzaktan eğitimde odaklanma ve sosyalleşme

1. Online eğitim yüz yüze eğitimden farklı olarak daha az içeriğin daha uzun süreli işlenmesini gerektiren bir süreçtir. Bu gerçeğin altında yatan birçok faktör varken bu faktörler arasında “bilişsel yük”, “öğrenci motivasyonu ve odaklanma” ve “etkileşim” öne çıkmaktadır. Bu nedenle yükseköğretim öğrencileri online eğitimde yüz yüze eğitimin aksine sınırlı sayıda online derse odaklanabilirler. Sınıf içi eğitimde öğrencide 45 dakikada oluşan bilişsel yük seviyesine öğrenciler online derslerde 15-20 dakikada ulaşabilmektedir. Bu nedenle ders sayısının dönem başına 3 veya 4 ders olarak sınırlanması gerekir. Bilişsel yük ve odaklanma açısından bir öğretim elemanın bir dönemde başarıyla yürütebileceği online ders sayısı da 2 ile sınırlıdır.

2. İnsan sosyal bir canlı olduğu için sosyal öğrenme boyutu öğrenmenin en önemli mekanizmalarından biridir. İnsanlar kendi akran (yaş) grupları ile aynı ortamda olduklarında bilişsel ve sosyal anlam oluşturma konusunda daha başarılı olurlar. Bu nedenle online derslerde “sosyal ve bilişsel yalnızlık” hissinin oluşması öğrenmenin önündeki önemli engellerden biridir. Sosyal ve bilişsel yalnızlık duygusunun önüne geçebilmek için öğrencilerin gruplar içinde çalışması, asistan (tutor) desteği verilmesi ve anlatma (recitation) saatlerinin kullanılması önemlidir. Bu etkinliklerin yapılmasında üst sınıf öğrencilerinin ve mezunların oturumlara dahil edilmesi önemli katkı sağlayabilmektedir.

Uygulama dersleri ve öğretmen etkileşimi

3. Laboratuvar ve uygulama derslerinin online eğitim formatında yeteri kadar etkili işlenemediği yaygın kabul gören bir görüştür. Bu tür derslerin öğrencinin programında bir sonraki döneme, yaz okuluna ya da bir sonraki yıla ötelenmesi akıllı bir politika olacaktır. Zorunlu online eğitim döneminde öğrenci programında derslerin dönemleri ve sırası yeniden yapılandırılmalıdır. Uygulamalı derslerin online verilme ısrarı hem öğrencilerde hem de öğretim elemanlarında başarısızlık ya da yetersizlik duygularının artmasına neden olmaktadır.

4. Öğrenme büyük oranda öğrenci-materyal, öğrenci-öğretim elemanı ve öğrenci-öğrenci etkileşimine dayalıdır. Öğrenme ortamında etkileşim ne kadar artarsa öğrencinin geri bildirim alma ihtiyacı da o kadar artar. Online dersler ister eşzamanlı (synchronous) ister eş zamansız (asynchronous) olarak yapılsın her iki durumda da geri bildirim etkinlikleri yapılmalı ve öğrenciye hem performansı hem de anlama düzeyiyle ilgili geri bildirim verilmelidir. Bu geribildirim oturumları hem bireysel hem de grup olarak yapılabilir. Geri bildirim oturumları online eğitimde ders anlatım oturumlarından daha etkilidir. Gerçek bu olmasına rağmen Pandemi boyunca öğrenciler yeterince geri bildirim alamadılar. Bu da öğrenmenin önündeki en büyük engellerden biri oldu.

Sınavlar ve ders yükü

5. Uzaktan eğitim sürecinde yükseköğretim kurumlarının yaşadığı en büyük problem ölçme ve değerlendirme yani sınavlardır. Online yapılan sınavlarda geçerlilik ve güvenirlik problemlerinin yanında sınav güvenliği problemleri de yaşanmaktadır. Pandemi boyunca yapılan ölçme değerlendirme etkinlikleri öğrencilerin bilgi ve becerilerinin ölçülmesinde maalesef gerçeğin çok gerisinde kaldı. Bu da öğrenciler arasında adaletsizlik duygusunun gelişmesine neden oldu ve sisteme olan güveni azalttı.

6. Uzaktan eğitim dönemlerinde öğrencilerinin ağırlıklı olarak teorik (ders içeriğinin daha çok okumaya dayalı olan dersler) ya da seçmeli dersleri almaları onların bilişsel başarısı ve ruhsal iyi oluş halleri için daha faydalıdır. Bu nedende online eğitim döneminde öğrencinin alacağı azami 4 dersin bu ders gruplarında seçilmesi ve öğrencinin programındaki dönem ders sıralamasına bakılmaması gerekir. Pandemi boyunca bu gerçeğin göz ardı edilmesi ve hiçbir şey olmamış gibi öğrencilere 8-9 online ders aldırılması öğrencilerin online eğitime karşı olumsuz tavır geliştirmelerinin altında yatan başlıca nedenlerden biridir.

7. Hem teknik destek hem de uzaktan eğitim döneminde sayı olarak artan ödevlerin kontrolü ve geri bildirim verebilmek için öğretim elemanlarına asistan desteğinin verilmesi online eğitim döneminin başarısını belirleyecek başlıca unsurlardan biridir. Bölüm asistan sayılarının yetersiz kalması durumunda üst sınıflardaki öğrencilerin, mezunların ve profesyonel hayattan kişilerin derse katılımının sağlanması önemlidir. Ancak Pandemi boyunca hem öğretim elemanları hem de öğrenciler büyük oranda bu konuda yalnız bırakıldı. Verilemeyen bu destek hem derslerin kalitesini düşürdü hem de öğretim elemanlarının online derslerde etkisini azalttı.

Sonuçta online öğrenme özellikle öz düzenleme becerisine sahip, öz yeterlilik algısı gelişmiş ve bireysel olarak eğitim ihtiyacının farkında olan ve bunu talep eden bireylerde oldukça başarıyla kullanılan yöntemlerdendir. Her ne kadar içeriğin yapısı ve öğretim elemanın yaratıcılığı ve teknik bilgisi bu konuda belirleyici olsa da deprem gibi zorunlu nedenlerle online yapılan derslerde öğrencilerin bu formatta eğitim almak için istekli olmalarını beklemek gerçekçi değildir.

Özellikle üniversite eğitimi düşünüldüğünde, öğrencilerin bireysel ve sosyal kimliklerini oluşturduğu ve bunu akran grupları içinde paylaşmanın en yoğun olduğu bu dönemde üniversiteden uzak kalmak ve ekrandan öğrenmek öğrencilerin isteyecekleri son şey olacaktır. Üniversite öğrencileri yaşları gereği bilişsel kazanımların ötesinde sosyal ve duygusal kazanımlarına daha fazla önem veren gruplardır. Bu nedenlerden dolayı çok zorunlu olmadığı durumlar dışında öğrencileri üniversitelerden ve yerleşkelerden uzakta tutmak bütün bilimsel gerçeklere sırt çevirmektir.

Soner Yıldırım

ODTÜ Eğitim Fakültesi, Prof. Dr.

Recent Posts

Erdoğan’dan beri 5’inci ABD Başkanı: Türkiye için ne fark edecek?

ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…

31 dakika ago

Devlet aklı buraya kadar: Ahmet Türk’e de kayyum. Sırada İmamoğlu mu?

İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…

22 saat ago

CHP yürüyüş hızını keserse Adalet Yürüyüşünün tekrarı olur

Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…

2 gün ago

ABD İsrail savunması için İran’a karşı Orta Doğu’ya B-52’leri gönderdi

ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…

2 gün ago

Erdoğan’dan İmamoğlu ve Özel’e 1’er milyonluk tazminat davası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…

3 gün ago

Avrupa Komisyonu Türkiye raporu: “Toprağı bol olsun”

Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…

3 gün ago