Siyaset

Erdoğan, ortakları ve akla, vicdana uzak halleri

“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakındaki yeni ortakları her gün hukuk, demokrasi, akıl ve vicdana uymayan yeni bir icat çıkarıyorlar.” (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhur İttifakındaki yeni ortakları her gün hukuk, demokrasi, akıl ve vicdana uymayan yeni bir icat çıkarıyorlar. Eskiden de böyleydiler belki ama Cumhurbaşkanımız onları gözümüze sokana kadar görmüyorduk; ne olduklarını şimdi daha iyi görüyoruz.

Demokrasi ve hukuka bakışlarındaki arıza kendini en çok kadın hakları ve kadın-erkek eşitliğine bakışlarında gösteriyor. Ama sadece o değil. BBP lideri Mustafa Destici’nin TİP lideri Erkan Baş’ın Boşnak göçmeni ve Almanya’da işçi bir aileye doğmuş olmasını hakaret konusu yapmasına da geleceğiz. Bugün Behlül Özkan’ın kimin Tito, kimin Nazi artığı olduğunu belgeleyen yazısını da hararetle tavsiye ederim.

Ama önce, kadın meselesi demiyorum, erkek meselesine geleceğim. Yaptıkları artık ne hukuk, ne akıl ne vicdana sığıyor.

Resmen kadın düşmanlığı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka dün AK Parti Grup Başkan vekili Özlem Zengin’e telefon etmiş, dertleşmişler. Nazlıaka 23 dakika sürdüğünü söylediği görüşme sonrasında “Onun da partisi içerisinde nasıl yalnızlaştırıldığını, nasıl linç edildiğini de gördüm” demiş. Buradaki “Onun da” vurgusunun listelerde kadınlara yeterince yer vermeyen CHP açısından da özeleştiri olduğunu kayda düşerek ilerleyelim. Nazlıaka, Zengin’i aramış çünkü kadın haklarını savunduğu için siyasi İslamcılardan sürekli tehdit ve hakaret alan Zengin’e partisinden, destek olan, “Yanındayım” diyen bir Allah’ın kulu yok. Cumhur İttifakı ortakları da bu konuda sus pus.

Son olarak bir zamanlar Fethullahçıların yuvası haline gelen Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Ebubekir Sofuoğlu Zengin’le birlikte, Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanı Derya Yanık ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek’i fotoğraflarıyla hedef göstererek “Cehennemlik” ilan etti.

Müslüman mısın, gavur mu?

Bu arada, İsmailağa Cemaatinden “Cübbeli” Ahmet Mahmut Uslu, Ailenin Korunması ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi başlıklı 6284 sayılı yasayı savunan AK Partililere “Müslüman mısınız, gavur mu?” diye yüklendi. Kafa aynı kafa. Yeni Cumhur ortaklarıyla aynı kafa. Peki, ortakları arasında bulunan Bülent Ecevit mirasyedisi DAP’den çıt var mı? Yok.

Bir başka haber: Yeniden Refah Partisinin aday toplantısında erkek partililer bir kadın milletvekili adayının erkeklerle aynı yerde durması ve diğer partili adaylarla aynı fotoğraf karesinde bulunmasına isyan etmiş, arbede çıkmış.

Erdoğan öyle uygun gördü, siyasi İslamcıların boy hedefi yaptığı AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’i İstanbul 3’üncü bölge 2’inci sıradan aday gösterdi. İki altında kadınların erkeklerle eşit olamayacağı konusunda hiçbir tereddüdü olmaya şeriatçı Hüda-Par lideri Zekeriya Yapıcıoğlu bulunuyor. Hizbullah çizgisindeki Hüda-Par Cumhur İttifakının ortakları arasında. Kadınların haklarından söz ettiği Hizbullah’ın için domuz bağı işkencesiyle öldürdüğü Konca Kuriş’i unutmuş görünüyor diğer Cumhur ortakları.

Sırf Cumhur ortakları arasına girdiği için MHP lideri Devlet Bahçeli’nin temiz kağıdı verdiği Hüda-Par ve Hizbullah ilişkilerini Mertcan Gürkan’ın araştırmasından okumanızı hararetle tavsiye ederim.

Şimdi de Balkan Türkleri hedefte

Şu ikiyüzlü “Kürt kardeşlerimiz” söylemi altında PKK’nın terör eylemleri arkasına gizlenmiş Kürt ayrımcılığı yetmiyormuş gibi Cumhur ortakları şimdi de Balkan göçmenleri ayrımcılıklarını açığa vurmaya başladı.

BBP lideri Destici’nin solcu düşmanlığı arkasına gizlenmiş “muhacir” ayrımcılığından söz ediyorum.

Muhacir, Suriyeli olunca “ensar” muhabbeti, Balkan Türkleri, Müslümanları olunca “Tito artığı”, “ajan”, öyle mi?

Bana kalırsa işin bir ucunda Mustafa Kemal Atatürk dahil İstiklal Savaşının neredeyse bütün önder kadrolarının Balkan ve Kafkas kökenli Türk ve Müslümanlar olmasıdır bir türlü hazmedemediği bu kafanın. Bu kafa “Keşke Yunan kazansaydı da Hilafet kalsaydı” kafasıyla aynıdır.

Bu tartışma sürerken Selahattin Demirtaş’ın da yargılandığı Kobani davasının görüldüğünü ve sanıkların savcılık mütalaasının seçim meydanlarında propaganda malzemesi yapılmaması için savunma yapmak yerine mahkeme ve siyasi iktidarı suçladıklarını da kayda geçelim. Murat Sabuncu’nun duruşma notlarını da kaçırmayın derim.

Bakalım daha ne marifetlerini göreceğiz?

Diyeceksiniz ki ortakları böyle de Erdoğan farklı mı?

Ona da geliriz ayrı bir yazıda.

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

“Hun be xer hatîn” Türkiye ve Suriye’de Kürt işleri paralel gelişiyor

MHP ile DEM Parti düşman çatlatmaya devam ediyor. Kötü anlamda söylemiyorum. Kürt işleri özellikle Suriye’de…

34 dakika ago

AB Komisyonu Başkanı 1 milyar yolda dedi, Özel sert çıktı: “Türkiye 200 milyar kaybetti”

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yeni yönetim döneminde Türkiye'ye ilk ziyareti Suriye'de Esad…

1 gün ago

Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” sözü ve Erdoğan övgülerinin anlamı

Donald Trump’ın “Türkiye Suriye’ye çöktü” ifadesini Türk medyasındaki haberlerin pek çoğunda bulmanız mümkün değil. Trump’ın…

1 gün ago

Asgari ücret, enflasyon ve üretkenlik

Asgari ücret yine gündemimizde. Bu kez temel tartışma konusu asgari ücret ve enflasyon ilişkisi. Asgari…

2 gün ago

İlk Suriye’nin geleceği toplantısından kareler: kim, kiminle, nereye?

Suriye’de gelişmeler baş döndürücü bir hız kazandı. Beşar Esad’ın 7 Aralık akşamı Moskova’ya kaçmasından yalnızca…

2 gün ago

Kılıçdaroğlu ile Suriye’deki son durum ve Suriye siyaseti üzerine

CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendi dönemindeki Suriye politikası nedeniyle yeniden gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip…

2 gün ago