Erdoğan’dan bedava doğalgaz vaadi

Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan Karadeniz’den çıkarılan doğalgazın devreye alınması töreninde vaatlerde bulundu, 1 ay boyunca konutlarda kullanılacak doğalgazın ücretsiz olacağını açıkladı.

Erdoğan, 20 Nisan’da Filyos Gaz İşleme Tesisi Karadeniz doğalgazı’nın devreye alınma töreninde 1 ay boyunca hanelerdeki tüm doğalgaz tüketiminin, 1 yıl boyunca ise 25 metreküpe denk gelen tüketimin bedava olacağını duyurdu.

Hane başına yıllık 1.500 TL katkı

Cumhurbaşkanı, “Vatandaşlarımızın evlerindeki mutfaklarında ve sıcak su tüketiminde kullandıkları doğalgazı 1 yıl süreyle ücretsiz veriyoruz. Aylık 25 metreküpe denk gelen mutfak ve sıcak su için doğalgazın bedeli 1 yıl boyunca faturalardan düşülecektir. Bu aynı zamanda önümüzün yaz olduğunu dikkate alırsak pekçok hanenin neredeyse hiç doğalgaz faturası ödemeyeceği anlamına geliyor,” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, “1 ay boyunca Türkiye’nin tamamındaki konutların doğalgaz tüketiminden ücret almayacağız,” dedi.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama doğalgaz tüketimi ise 125 m3 olarak hesaplanıyor. Kış aylarında bu, 250 m3’e kadar çıkabiliyor.

1 yıl boyunca aylık ücret alınmayacak olan 25 m3’lük gazın bedeli değişmekle birlikte yaklaşık 125 TL – 150 TL civarında hesaplanmaktadır.

Bugunkü fiyatlarla 12 aylık katkı da hane başına 1.500 -1800TL civarında olacak.

Kılıçdaroğlu: “Erdoğan Panik”

Erdoğan’ın sözlerinin ardından Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından iki mesaj paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt veren Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:

“Erdoğan çok panik. İyidir, halkın yararınaysa iyidir. Biz devlet terbiyesi ile yetişmiş insanlarız. Devleti yönetenin vaadi olmaz, taahhütü olur. Çünkü devletin parası halkın parası. Devlet adına, halkın yararına verilen taahhütleri, devamlılık esasıyla mutlaka yerine getiririz.

Covid, yangınlar, ekonomik kriz, deprem sırasında unutulan ama seçim sırasında hatırlanan halkımızın yararına bolca taahhütte bulunsunlar ki devletin sözü anlamına gelsin ve Bay Kemal de seve seve yapsın.”

Karadeniz’de doğalgaz çalışmaları

Türkiye’nin Karadeniz’de çalışmalarını sürdüren Fatih, Kanuni ve Yavuz adında üç sondaj gemisi bulunuyor. Bu gemiler, Karadeniz Kuzey Sakarya Gaz sahasında sondaj çalışmalarını sürdürüyor. Bu gemilere ek olarak Ağustos ayında Abdulhamid Han sondaj gemisi de Akdeniz’de çalışmalarına başladı.

2019 sonu itibariyle Türkiye’de resmi olarak 3 milyar metreküp olarak açıklanan doğalgaz rezervlerine ek olarak Ağustos 2020’de Sakarya sahasında 320 milyar, Ekim 2020’de yine Sakarya sahasında 85 milyar, Haziran 2021’de Amasra kuyusunda 135 milyar metreküp rezerv bulunduğu duyuruldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz Aralık ayında Karadeniz’de aktif olan Fatih Sondaj Gemisi’nin yeni bir doğalgaz rezervi keşfettiğini, bu keşifle birlikte Türkiye’nin gaz rezervinin 710 milyar metreküpe ulaştığını duyurdu.

Toplam rezerv henüz uluslararası raporlarda yayımlanmadı.

Doğalgaz rezervleri yeterli mi?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Haziran ayında yaptığı açıklamada, 2026’ya kadar Türkiye’de kullanılan gazın yüzde 25’inin Karadeniz’den çıkarılan kaynaklarla karşılanacağını hedeflediklerini belirtmişti.

Türkiye’nin yıllık doğalgaz tüketimi 2021 yılı istatistiklerine göre yaklaşık 59 milyar metreküp. Bu doğalgazın yüzde 20’si elektrik santralleri, yüzde 15’i Sanayi yüzde 16’sı ise konut tüketimi için kullanılıyor.

Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) 2022 yılı raporuna göre Türkiye 2021 yılında 58 milyar metreküp doğalgaz ithal etti. Bu doğalgazın yüzde 44’ünü Rusya’dan satın aldı. 2021 yıl sonu itibariyle Türkiye’nin lisansa kayıtlı fiili yeraltı depolama kapasitesi ise 4 milyar metreküp.

Yine EPDK verilerine göre Türkiye’de 2021 yılı itibariyle yalnızca 394 milyon metreküp doğalgaz üretiliyor. İhtiyaç olan 58 milyar metreküp ise ithal ediliyor.

Karadeniz’de keşfedilen gazın henüz ne kadarının kullanıma alındığı açıklanmadı. İlan edilen 700 milyar metreküp gazın kullanıma alınması ülkenin 12 yıllık enerji ihtiyacını karşılıyor.

Enerji uzmanları, çıkarılan gazın maliyeti ile ithalat maliyeti arasındaki farkın da ekonomik olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.