Boğaziçi Üniversitesi mezunu, yurtdışında yaşayan bazı gençlerin “siz isteyin biz döneriz” diye seslendiği bir paylaşım çok ilgi çekti.
Bir çok uzmanlık alanından, değişik ülkelerde başarılı çalışmalar yürüten; Pelin, Aydan, Doğangün, Ömer, Mehmet Hakkı, Tolga, Barış, Şadi, Okan, Mutlu, Ecem, geleceğe dair hayallerini ifade ederek, uygun koşullar oluştuğunda Türkiye’ye döneceklerini söylediler.
Örneğin Pelin’in hayali: “Kız çocuklarımız ile kadınlarımızın her daim güvende olduğu bir Türkiye’yi yarınlara taşımak.”
Barış, bilimsel araştırmalar için ekonomik desteğin sağlandığı bir Türkiye hayal ediyor.
Şadi, Türkiye’yi, üniversitelerin özgür olduğu, rektörlerin seçimle başa geldiği, yapay zeka alanında önümüzdeki yüzyılın en önemli aktörlerinden biri haline getirmek istiyor.
Okan, bilimin ışığında ilerleyen bir Türkiye’de kanser teşhisinde kullanılacak görüntüleme cihazları geliştirmek istiyor.
Mutlu, kamuda liyakatın esas alındığı bir Türkiye’de başta yapay zeka olmak üzere yeni teknolojiler üzerine politikalar geliştirerek Cumhuriyeti yarınlara hazırlamak istiyor.
Her birinin hayalleri çok kıymetli ve olası ama bu parlak beyinler bir süredir yurt dışında ve daha niceleri Türkiye’de yaşamaktan memnun olmadıkları için gitmek istiyor.
SODEV’den beyin göçü ve tersine beyin göçü araştırması
Bu ülkenin yetenekli, akıllı, donanımlı, fark yaratacak gençlerinin hayallerinin gerçekleşebileceği ortamı sağlaması gereken tüm karar vericilerin ve politika yapıcıların acilen gündemlerine alması gereken beyin göçü konusunda geçtiğimiz günlerde bir rapor yayımlandı:
Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) tarafından, Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin katkılarıyla yürütülen “İkinci Yüzyıla Girerken Türkiye’de Beyin Göçü Ve Tersine Beyin Göçü Araştırması Raporu”.
Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı Rasim Şişman, “Bu mesele ‘Gidiyorlarsa gitsinler, buralar boş kalmaz merak etmeyin’ diyen bir zihniyete kurban edilemeyecek kadar kıymetli. Sorun, buna neden olanların, gerçeklikten koparak masa başında tasarladıkları “eve dönüş projeleri” ile çözemeyeceği kadar derin ve çok katmanlı.” diyerek tanıttı bu raporu.
2 kişiden 1’i çocuğunun yurtdışında yaşamasını istiyor
Araştırmaya göre her 2 kişiden 1’i çocuğunun yurtdışında yaşamasını istiyor. Çocuğu olan katılımcıların yüzde 53,2’si imkânı olsa çocuğunun yurtdışında yaşamasını istediğini belirtiyor. Çocuğu olanların yüzde 52,1’i, çocuğu olmayanların ise yüzde 61,5’i imkânı olsa hayatının geri kalanını yurtdışında geçirmek istiyor.
Yani bu konu gerçekten çok ciddi ve bir an önce gerçekçi politikalar uygulanması gerekiyor.
Çünkü insanlarımız, genel olarak yaşamdan memnun değil ve en çok da Türkiye’de yaşamaktan mutsuz.
“Yaşamdan memnuniyetin” ölçüldüğü araştırma başlığında; katılımcıların sadece yüzde 29,2’si genel olarak yaşamından memnun olduğunu belirtirken; Türkiye’de yaşıyor olmaktan mutsuz olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 40,1 olarak karşımıza çıkıyor.
Muhalefet seçmeni, genel olarak yaşantısından, Türkiye’de yaşıyor olmaktan ve çalışma hayatında yaptığı işten mutsuzken; memnuniyet düzeyi en yüksek olan seçmen grubu AKP’liler.
Hayatını yurtdışında geçirmek isteyenlerin oranı yüzde 54
Bugün imkanı olsa hayatının geri kalanını yurtdışında geçirmek isteyenlerin oranı yüzde 54,9.
En yüksek oran yüzde 62,3 ile 30-39 yaş arasında.
Oy verme davranışlarına göre değerlendirildiğinde, yurt dışında yaşamak isteyen AKP seçmeninin oranı yüzde 44 iken, MHP seçmeninde bu oranın yüzde 52,2 olduğunu görüyoruz. Yani AKP’nin yarattığı ülkede yaşamak istemeyen AKP seçmeni, yaşamak isteyenden daha fazla.
Rapora göre; yurtdışında yaşama ihtimalinde en çok tercih edilecek ilk 3 ülke sırasıyla; Almanya (yüzde 15,7), ABD (yüzde 12,4) ve İsviçre (yüzde 8,3) iken Suudi Arabistan, Katar ve Dubai’nin toplam payı yalnızca yüzde 3,6.
Araştırmanın oldukça çarpıcı olan bir diğer sonucu ise; katılımcıların yüzde 88,6’sı ayda 10.000 dolar karşılığı Suudi Arabistan’da yaşamak yerine ayda 5.000 dolar ile İsviçre’de bir yaşamı tercih edeceklerini belirtiyor. Hâkim politika ve söylemleri muhafazakârlık üzerine kurulmuş AKP ve MHP’nin seçmenlerinin de daha düşük bir gelirle laik bir ülkede yaşama tercihi oldukça öne çıkan bir sonuç oluyor.
Ekonomik zorluk yurtdışına gitmek için en önemli neden
Hayatının kalan kısmını yurtdışında geçirmek isteyenlerin en çok belirttiği 3 neden sırasıyla; yüzde 43,8 ile ekonomik zorluk, yüzde 24,4’ile refah arayışı ve yüzde 16,1 ile özgürlük arayışı.
50 Yaş üzeri katılımcılarda kaliteli yaşam ve özgürlük arayışının yüksek olduğu görülürken, gençlerde ise refah arayışının daha yüksek olduğu görülmüş.
Neler değişirse yurt dışına çıkmaktan vazgeçilebilir?
Yurtdışına Göç Etmek İsteyen Kişilerin yüzde 77,6’sı Ekonomik Kriz Biterse Yurtdışına Gitme Fikrinden Uzaklaşacak!
Eğitim sistemi iyileştirilirse, göçmen sorunu çözülürse ve iktidar değişirse, yurdışına gitmek isteyenler bu fikirden vazgeçeklerini söylemişler.
Araştırma kapsamında yurt dışında yaşayan, eğitim durumu lisans veya üstü 5 kadın, 5 erkek, 10 kişi ile yapılan mülakatta göç motivasyonlarına dair ortaya çıkan bazı görüşler de şu şekilde:
Türkiye’deki iktidarın baskıcı ve otoriter yapısı itici güç olarak ifade edilmekte, daha huzurlu ve özgür olabilecekleri sosyal bir devlet arayışını tetiklemekte.
Türkiye ekonomisinin kötü gidişatı, geleceğin öngörülememesi sebebiyle endişe yaratmakta ve göç için ikinci dereceden sebep oluşturmakta.
Diğer bir önemli motivasyon kaynağı ise nitelikli kariyer yapmak. İdealist beyinler alanlarında donanımını artırmak ve daha geniş bir perspektif sahibi olabilmek için yurtdışını tercih etmişler.
Yurtdışında eğitim almanın katma değerinin daha yüksek olması nitelikli kariyer arayışında olan beyinler için önemli bir motivasyon kaynağı. Daha iyi bir eğitim amacıyla yurtdışında okumak işlevsel bir durak olarak görülmekte.
Dönmenin gerek koşulu: İktidar değişikliği!
Katılımcıların büyük çoğunluğu Türkiye’de parlak bir gelecek hayal edemediğini ifade etmekte. Hakim görüş, Türkiye’de kariyer planlamanın bir gerileme anlamına geleceği yönünde.
Türkiye şartlarına göre iyi bir maaş alınsa dahi, siyasi konjonktürün çok hızlı bir şekilde değişmesi endişe verici bir etken olarak değerlendirilmekte.
Türkiye’deki hayat pahalılığı ve siyasi iklimin etkisiyle insan ilişkilerinin örseleyici ve yıpratıcı olması Türkiye’de uzun süre vakit geçirmeyi zorlaştıran bir unsur olarak ifade edilmekte. ‘Türkiye’de herkes pimi çekilmiş bomba gibi.’ diye tanımlanmakta.
‘‘Türkiye’de kalırsam, böyle devam ederse başıma bir iş gelebilir’’ diye endişe sözkonusu.
İktidar değişikliği ve ekonomik faktörlerin iyileşmesi beklentilerinin yanında; eşit ve adil yaşam hakkının güvence altına alınması, ülkede toplumsal barışın inşa edilmesi, uluslararası alanda saygınlığın yeniden kazanılması, yargı bağımsızlığının sağlanması, eğitim sisteminin iyileştirilmesine yönelik politikalar üretilmesi tersine göç için aranan faktörler arasında.
Bu göç dalgasının hükümet değişikliği söz konusu olmadığı takdirde artarak devam edeceği konusunda tüm katılımcıların fikir birliği söz konusu. ‘‘Benim şu an 2023 seçimine hazırlanmış arkadaşlarım var. Eğer iktidar değişikliği olmazsa göç etmek üzere hazırlık yapıyorlar.’’ diyenler var.
Beyin Göçünü Durduracak Politika Önerileri
SODEV’in raporu bu araştırma ışığında beyin göçünü durdurmak için şu politika önerilerinde bulunuyor:
- Türkiye’de gençlere umut vadedecek bir politik perspektif gösterilmesi,
- Güven ortamının sağlanması,
- Özgür yaşam ortamının sağlanması,
- Siyasi istikrar ile ekonomik dalgalanmaların durulması ve enflasyonun gerilemesi,
- Türkiye’nin dünya ile daha barışık bir ülke haline gelmesi,
- Eğitim sisteminde demokratik reformlar,
- Herkese eşit yaklaşım,
- Yasalarla, özellikle hayati tehlikesi bulunan meslek gruplarını güvence altına almak (Sağlık çalışanlarına şiddet yasası),
- İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden imza atılması, kadınlara güvence verilmesi,
- Küçük çocuklu kadınların istihdamı,
- Hayvan haklarının güvence altına alınması,
- Mülakatların kaldırılması, torpilin önünün kapatılması.
Boğaziçi Üniversitesi mezunu gençlerimizin “siz isteyin biz döneriz” seslenişine bir cevap Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi: “Gelin evlatlarım, dönün gençler. Bu ülkenin size ihtiyacı var. Sizin hayalleriniz benim hedefimdir.”
Umuyoruz ki, gençlerimizin sesi bir hoş seda olarak kalmayacak; bir an önce kalıcı politikalarla gençlerimizin hayallerini gerçeğe dönüştürecek bir yönetime kavuşacağız.
• Araştırma örneklemi: Yüzde 95 güven aralığında yüzde 3 hata payı ile 1067 görüşme, Kadın: 484 , Erkek: 583 / 21-29 yaş: 251 , 30-39 yaş: 342 , 40-49 yaş: 274 , 50 ve üzeri: 200 kişi.