Siyaset

Seçim sonuçları tartışması: CHP sisteminde ne oldu?

14 Mayıs seçimlerinin ardından seçim sonuçlarının açıklanması ile ilgili gecikmeler ve CHP sistemi ile YSK sonuçları arasındaki farklılıklar nedeniyle “seçimde hile” tartışmaları yapılıyor. CHP’de seçim sonuçları nasıl işlendi? Süreç nasıl işliyor? Onursal Adıgüzel’in istifası yerinde miydi? Fotoğrafta seçim gecesi CHP Genel Merkezi’ndeki veri merkezlerinden biri görülüyor.

Bütün gün sosyal medyada, hemen hemen herkesin “seçimde hile” teorileri yazdığını gördük. Aslında “hile teorileri” yazan insanların çoğu, kötü niyetle yapmıyor. Ama eminim, oralarda birileri de, bu ateşi harlıyor. Çünkü bu hile teorileri herkesi kızdırmak, küstürmek ve/veya umutsuzlandırmak için iyi bir yol. Birileri muhtemelen şöyle diyor;

“En üstün savaş sanatı, düşmanı savaşmadan boyun eğdirmektir.” (Sun Tzu)

Çünkü ortada şaşırdığımız ve de memnun olmadığımız bir tablo mevcut ve bu bizi pes ettirebilir.

Ama hayır!!! 14 mayıs 2023 seçimini geçtik. Artık 28 mayısa kadar hazırlanmamız gereken bir süreçteyiz. Bu yazıda, hem 28 Mayısın yolunu açmak, hem de bazı bildiğim konuları aktarmak istiyorum.

CHP bilişim bölümü nasıl çalışıyordu?

14 mayıs 2023 pazar günü ben CHP’nin bilişim katında gözlemciydim. Saat 14:00’de Ankara’ya vardığımdan, gece 22:00 civarında ayrıldığıma kadar, CHP Genel Merkezinin bilgi işlem çalışmalarının yapıldığı yerdeydim. O geceye ait, rakamsal veriler şu şekilde;

“Cumhuriyet Halk Partisi Çağrı Merkezi’nde 43 masada 86 kişi, 18 çözüm masası, 6 tg veri girişi, 6 organizasyon, 8 yedek, YSK’dan gelen sonuç ile örgütten gelen sonuçları karşılaştırıyor; tespit edilen hatalara itiraz edilmesi için il ve ilçe teşkilatlarına yönlendiriyorlardı. Bu çalışmalar, seçimin ertesi günü çağrı merkezi 40 gönüllü ve 8 çözüm masası ile tutanakların kontrolü amacıyla devam etti.

Genel Merkez’deki BİTEM ekibinin haricinde, her biri kendi alanında Türkiye’nin en iyilerinden olan DevOps’çular, Network Adminleri, Cyber Security Uzmanları, Siber İstihbaratçılar, Yazılım Geliştiriciler, DB Admin’ler, Sunucu Adminleri, DDOS Güvenlik Uzmanları, Sanallaştırma Uzmanları bu çalışmalara katıldılar.

Yine farklı istatistiki tekniklerle veri bilimciler, bilgisayar mühendisleri, yazılımcılar ve istatistikçiler ilk gelen sonuçları anlamlandırmak için çalıştılar.”

Seçim sonuçları ile ilgili aksaklık ya da yanlışlık nerede?

Önce temel aksaklıklar için bir özet vereyim; Bugün bu konuları, sabah önce sahadan bir arkadaşla tartıştık. Sahadan arkadaşımız, İstanbul’un bir ilçesindeki bir mahalleden sorumluydu. Sahada neler olduğunu aşağıda anlatacağım ama özetle, sahada zayıflık olduğunu belirteyim.

Ayrıca Oy pusulasının çarşaf gibi olması ise ayrı bir sorundu. Bununla insanlar nasıl başettiler, bilemiyoruz.

İkinci toplantım ise, konunun çeşitli taraflarını bilen, önemli üniversitelerimizden 2 bilgisayar mühendisliği akademisyen, 1 network uzmanı, 1 hukukçu, 1 veri analisti/yazılımcı ileydi. Olayı baştan aşağı gözden geçirdik.

Burada hatalardan birisi, yukarıda sayılarını gördüğünüz tamamı teknik olan ekibin dışında, verilerin bir analist grubu tarafından değerlendirilme eksiği idi. Yani siyasi analist, veri analisti gibi bir takım analistlerin bu verilerin yorumlanmasını hassaslıkla yapmaları gerekirdi. Bir bilgisayar mühendisliği hocamın toplantıda söylediği gibi, teknik adamların rakamları analiz etmesi olayı yanlış yere sürükledi. Bunu da daha aşağıda anlatacağım.

Sahadaki siyaset, tutanak bildirimlerini nasıl etkiledi?

Dediğim gibi, sahada işlerin nasıl yürüdüğünü anlamak için, İstanbul’un bir ilçesinde, mahalle sorumlusu olan bir dostumuzla konuştuk; sorunların başında örgütün yeni atananlardan kurulu olması yatıyor. Atama ile iş yapılması bir sorun, önemli bir seçimden önce tecrübesiz insanların atanması başka bir sorun.

Neyse, anlayacağınız İlçenin başkanı 2 ay kadar önce atanmış ve hemen ilk iş, bölgedeki sandık temsilcilerinin 3’de birini atama yoluyla değiştirmek olmuş. Bana aktarılan şey şu; bu değişiklik sandıklarda önceki yıllardan gelen tecrübeli insanların yerine, tecrübesiz insanların geçmesine neden olmuş.

Bu diğer ilçelerde, diğer illerde nasıldır bilmiyorum. Sonuçta işin teknik tarafı ile ilgiliyim, siyaset tarafına bakmamayı tercih ediyorum ama o siyaset tarafı, teknik tarafı etkilemişse, beni de ilgilendiriyor. Nitekim bu tecrübesiz arkadaşlarla neler olmuş, onlara yakından bakalım.

  • İlçelerde en yüksek kişinin ilçe başkanı olması yerine, belediye başkanlarının (parasal güç nedeniyle) daha güçlü oldukları ve bunun mevcut siyasi yapıyı etkilediği kaydediliyor.
  • Önceden seçimde kavga vermiş ve dolayısıyla bilen, tecrübeli insanlar olmayınca işler gecikmiş; Bu insanlar seçimde aşağıdaki benzeri kötü niyetli hareketlere gerekli inisiyatifi, önlemleri alamamışlar. Örneğin kötü niyetli itirazlar –ki itiraz sonucu ancak 2 kere sayılır, bu 2 sayımda aynı sonuç çıkmış ise, başka sayılmaya gerek yoktur. Ama 11’e kadar giden sayımlar duyduk.
  • Islak imza geciktirmeleri olmuş. Önce cumhurbaşkanlığı sayımının yapılıp, raporlanması gerekirken, ıslak imzaları atmayıp, milletvekili sayımını bahane edenler olmuş (oysa prosedüre aykırı imiş)
  • Saat 17:00’de kapıları kapatmaya çalışan okul yöneticilerinden bahsediliyor. Seçim 17:00’de biter ama halkın gözlemci olarak içeriye girmesi engellenemez.
  • Okullardan, ilçe seçim kuruluna oy torba ve tutanaklarının taşınması esnasında, küçük arabalar (minibüs gibi) tutularak, muhalif üyelerin tutanakların taşındığı araçla gitmesini önlemeye çalışanlar olmuş. Örneğin 16 kişilik minibüse, 10 sandık olan okulda, 10 sandık başkanı biniyor, 2 de hukukçu biniyor. Geri kalan yer sayısı ancak 4 ve muhalifleri arabaya almamaya çalışanlar olmuş. Bu da ancak tecrübe ile aşılmış.
  • Süreçlerde de eksiklikler olabilmiş (bir sandığı mühürlemeden, oy kullanma başlanması gibi).

Süreç nedir?

Bunu bizzat eşim de sabah kahvaltıda sorunca, mahalle sorumlusuna tek tek sordum. Süreç şu şekilde;

  • Her sandıkta, devlet görevlisi olan 1 başkan, 1 başkan yardımcısı ve o sandıkta bir önceki seçimde başarılı olmuş, ilk 5 partinin temsilcileri yer alıyor. Yani sandık başına 7 kişi.
  • Bunların üstüne, müşahitler, gönüllüler de yer alabiliyor. AKP’nin çoğu sandıkta devlet görevlisi olan sandık başkanı ve yardımcısı ile sandık temsilcisi dışında 5 ilave kişiyle bulunduğu ve bununla tartışma ve itirazlarda moral üstünlük kazandırdığı not ediliyor. (CHP söyleşisine bakarsanız, 200 bin sandık için 290 bin kişiden bahsediliyordu)
  • Sabah 8’den önce, sandık başkanı ve temsilciler, torbadan çıkan zarf ve oy pusulalarını, adet olarak tutanağa işler (şu kadar zarf, şu kadar cumhurbaşkanlığı pusulası, şu kadar milletvekilliği pusulası, 3 adet mühür vsvs, sayılarak zapta alınır)
  • Saat 8’e kadar hazırlıklar bitirilir. Ancak burada da tecrübenin ve yetenek kapasitesinin önemli bir etken olduğu notu var (bir sandıktaki görevliler, önceden oy pusulalarını katlamışlar böylece yaşlılıların katlama sıkıntısına çözüm üretmişler)
  • Saat 17:00’de seçimi bitirmek için, kapıda duyuru yapılır; “var mı oy verecek olan?” şeklinde.
  • Sayımın bittiği saat (mesela içerdekilerin tamamlandığı 17.10 gibi olabilir) tutanağa yazılır.
  • Tasnife geçilir. Boşta kalan zarflar sayılır, zarf ve seçim pusulalarının sayıları sabah yazılan rakamla tutturulur
  • Oyların zarfları açılır, pusulalar bir tarafa istiflenir.
  • Sandık kurulu başkanı istiflenmiş olan oyları tek tek göstererek, kim tarafından ne oy alındığını duyurulur ve bunlar sandık kurulu çetelesine işlenir. Ayrıca isteyen herkes kendi çetelesine de işler. Belirli aralıklarla (50 oyda gibi) mutabakat sağlanır.
  • Seçim sonuçları bittiğinde, tutanak tutulur, Bu mevcut resmi üyeler kadar yani 7 imzalı tutanak olmalıdır. Resmi tutanak herkese verilir, bir tane de kapıya asılır. Okuldaki tüm sandıkların sayımı tamamlandığında, her bir sandık kurulu başkanı oy çuvalları ve ıslak imzalı tutanağı ilçe seçim kuruluna götürüp teslim eder.
  • İlçe seçim kurulunda, teslim alınan tutanaklar, veri giriş elemanlarının elleriyle YSK’nın SEÇSİS yazılımına girilir. Bu giriş işleminde ne tür riskler olabileceğini burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.
  • SEÇSİS’de birleştirilen veriler sonuçtur. Ancak Siyasi partiler bir önceki maddedeki hatalar ya da sandıktaki hatalar konusunda İTİRAZ edebilir. Bunun belli bir süresi vardır. O süre bittiğinde ise, seçim sonuçları kesinleşmiş olur.
  • Partilerin (örneğimizde CHP), Türkiye Gönüllüleri ya da Oy ve Ötesi gibi grupların topladığı veriler, 12.adımda yazdığımız resmi tutanaktır. Bunu anında kendi merkezlerine mobil telefonlarla ya da web üzerinden gönderirler.
  • YSK’nın işlemi ise daha geç bittiği için, YSK verileri hep gecikmeli gelir.

Oy sayım sürecine dair Hukukçu Mehmet Ali Köksal’ın tweetini de paylaşmış olalım.

 

Onursal Adıgüzel’in fonksiyonu ve istifası

Onursal Adıgüzel’in istifası ile biten sürece gelince, yukarıda da yazdığım gibi pazar günü CHP Genel Merkezinde bilişim sistemlerini çalıştıran –sayılarını yukarıda verdiğim– ekibin çalışmalarını gözlemlemek için, bir bilgisayar mühendisliği profesörü ile gözlemciydik. Yaklaşık 8 saat orada kaldım.

Onursal Adıgüzel ile, seçimden önce yaptığımız röportajda şunları söylemişti;

“Biz 2018’de özeleştiri yaptık; o zaman yanlış bir stratejiyle demiştik ki; “hızlı sonuç açıklayacağız” aslında bizim hızlı sonuç açıklama zorunluluğumuz yok.”

Adıgüzel ve ekibi aslında bu kendi söylediklerini yaptılar. Yani verileri bir süre aldılar ama “anlamlı bir sonuç olana kadar” diyerek açıklamadılar. Çünkü 2018 seçimlerinde henüz genç ve yeni bir milletvekili iken Adıgüzel’in sonuçlarla ilgili çalışmaları çok fazla eleştiriye neden olmuştu.

Ancak bu sefer de rakam vermemek daha kötü oldu. Son 2-3 haftanın çok başarılı olan mitingleri, Ankara mitinginin inanılmaz katılımı, insanlarda beklenti yaratmıştı. Bu nedenle yazının girişinde “Aksaklık, Yanlışlık Nerede?” başlığı altında, bilişim ekibinden farklı bir analist grubu olmalıydı dedim.

AKP yüzde 59’larla başlayınca, insanlarda derin bir moral çöküntüsü meydana gelmeye başladı. Baştaki cümleyi tekrarlayalım;

“En üstün savaş sanatı, düşmanı savaşmadan boyun eğdirmektir.” (Sun Tzu)

Sahadan veri gelmesi konusunda sıkıntılar ve gecikmeler oldu

Ben de kaldığım süre boyunca, bu rakamları merak ettim, devamlı sordum, öğrenmeye çalıştım ama uzun süre TV ekranlarında Anadolu Ajansının, yüzde 10 şişirilmiş rakamından başka bir şey göremedik. CHP “yanlış rakam vermeyelim” stratejisi uyguluyordu ama karşı tarafın yanlış rakam vermeme gibi derdi yoktu. Pata küte rakam veriyordu.

İnsanlar, “seçim sonuçları hakkında güvenilir bilgi alamamanın verdiği” kızgınlıklarla boğuşmaya başladılar. Bu konuda yakın çevremden çok ilginç kızgınlık cümleleri duydum. Bu kızgınlıklar hep “rakam veremedi” sorumluluğu nedeniyle, Adıgüzel’e yönlendirildi. Aslında bu sefer sistemleri işliyordu ama sahadan rakamlar geç aktarıldı. Doğruyu vereceğim derken, rakam verememesi daha kötü oldu. Olayın içine belki başka soslar da katıldı ve sonuçta da bu eleştiriler, Adıgüzel’in istifasına yol açtı.

Ama benim izlenimlerim, Adıgüzel’in ekibinden ziyade, sahadan veri gelmesi konusundaki fiziksel (ıslak imza atılmaması gibi) sıkıntılar ve gecikmeler olduğu şeklinde. Bunun bir kısmı AKP’nin zaman kazanma taktikleriydi, bir kısmı ise yukarıda mahalle sorumlusunun anlattığı CHP’nin kendi iç dinamikleriydi.

Dolayısıyla ben Adıgüzel’in istifası konusunda “zamanı değil” diye düşünüyorum. Kendisi 2018’de istifa etse, buna “iyi oldu” derdim. Çünkü bence çok genç ve tecrübesizdi. Ama şu anda sistemleri çalışıyor ve de “suyu geçerken, at değiştirmek” doğru olur mu? Ya da AKP Onursal’ın istifasıyla aslında bir kale kazanmış durumda mı? Herkes kızgın ve o nedenle de baskılar sonucunda istifa etmek zorunda kaldığı anlaşılıyor ama yeni gelecek birisi, 28 mayısa kadar ki sürece ne kadar çabuk adapte olur bilemiyorum.

Erdoğan, hangi nedenle zaman kazanmaya çalıştı?

Diğer yandan, bu “doğru rakam verelim” stratejisi doğrusu insanı düşündürüyor. Seçimden 10 gün önce, AKP taraflarına yakın bir arkadaşım uyarıda bulundu; “her ilçede 20’ye yakın itiraz hazırlıyorlar” şeklinde.

Gerçekten de, AKP sandık temsilcilerinin, hem sandıklarda ıslak imza atmama ve sayımları itiraz ederek tekrarlatma taktikleri düşündürücü. Arkasında YSK sürecinde de itiraz için matbu belgeler hazırladıkları, kolayca doldurup verdikleri görüldü.

Bunun amacının ne olduğu iyi analiz edilmelidir. AKP aslında sürekli gerileyen bir oy oranına sahip. Bu nedenle önceki yıllarda MHP ile işbirliği yaptı ve yine bu nedenle bu seçimde 2018 seçimlerinde yüzde 0,31 oy alan Hizbullah’a bile mecbur kalmış durumda.

Bu nedenle her seçimde taktikler geliştiriyor. Bu zaman kazanma taktiği ise her seferinde aynı işliyor. Yani elinde ana akım TV’lar ve Anadolu Ajansı olduğu için, her seferinde, önce inanmakta zorluk çekilecek bir oy oranı koyuyorlar. Adeta arka planda ayarlama yaptıkları bir şeyler oluyor hissi uyandırıyor.

Bunun tek çözümü var; SANDIKLARA SAHİP ÇIKMAK. Yani, sandıklara bu seçimdekinden daha kalabalık gidip, daha büyük güç yaratıp, oradaki oyunları engellemeliyiz.

Ayrıca, sosyal medyayı yankı odası gibi gibi kullanmaktan vazgeçmek lazım. Şu anda hile mesajları paylaşmayın lütfen, bir kısmı zaten yanlış bilgi. Ayrıca partilerde zaten yanlış tarafa aktarılan oylar konusunu çalışan ekipler var. Bunlar başvurarak, oyları düzelttiriyorlar. TİP’in ve HDP’nin geri aldığı milletvekillikleri böyle alındı. Siz hile diye paylaştıkça aslında negatif propoganda yapmış oluyorsunuz.

Ayrıca, duyulan başka bilgileri de kontrol etmeden, gerçek bir yerden duymadan “YANKI” şeklinde paylaşmayın, çünkü hassas bir seçime gidiyoruz. Hep birlikte yaşamlarımızı korumak zorundayız. Sakin olun.

Bu arada belki size bir kaç güne, 28 Mayıs için ilginç bir bağımsız çözüm duyuracağım.

Yazımı bitirirken, başka bir yeni yazıma dikkatinizi çekmek istiyorum; Kabahat Çobanın Oyunda mı? Bu aynı zamanda günümüzün hemen hemen pek çok dünya hükümetinin oyununu anlatan bir yazı. Yapay zekadan çok hoşlandık ama aslında –bizim bugün içinde olduğumuzda da fazla– tehlikeli bir gidişi hızlandırıyor. Okuyun lütfen.

Kaynak: https://turk-internet.com/onursal-adiguzel-gorevden-ayrildiginda-sorun-biter-mi/

Füsun Sarp Nebil

Teknoloji stratejisti - Yazar

Recent Posts

Erdoğan’dan beri 5’inci ABD Başkanı: Türkiye için ne fark edecek?

ABD’nin seçeceği 47’inci Başkan, Türkiye’nin 12 Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışacağı 5’inci Başkan olacak. AK Parti…

9 saat ago

Devlet aklı buraya kadar: Ahmet Türk’e de kayyum. Sırada İmamoğlu mu?

İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan…

1 gün ago

CHP yürüyüş hızını keserse Adalet Yürüyüşünün tekrarı olur

Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir…

2 gün ago

ABD İsrail savunması için İran’a karşı Orta Doğu’ya B-52’leri gönderdi

ABD’nin Orta Doğu’dan da sorumlu Merkezi Komutanlığı (CENTCOM) 1 Kasım’da gönderileceği duyurulan ilk B-52 stratejik…

2 gün ago

Erdoğan’dan İmamoğlu ve Özel’e 1’er milyonluk tazminat davası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını protesto etmek için düzenlenen mitingdeki…

3 gün ago

Avrupa Komisyonu Türkiye raporu: “Toprağı bol olsun”

Avrupa Komisyonu'nun üyeliğe aday ülkelerin son bir yıl içindeki gelişmelerini değerlendiren yıllık raporu, 30 Ekim…

3 gün ago