Siyaset

Erdoğan’a NATO baskısı artıyor: İsveç, PKK, F-16 denklemi

Ankara NATO Zirvesi öncesinde artan İsveç’e üyelik baskısı altında. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 11-12 Temmuz Zirvesi öncesi onay talebini yineledi. Ankara ise önce İsveç’in Türkiye’nin güvenlik taleplerini yerine getirmesinde ısrarlı. (Foto: Twitter/Stoltenberg)

Wagner ayaklanması Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’i devirmediyse de koltuğunu sarstı, güç çarpanını azalttı; argo deyimle “karizmasını çizdi”. Putin’in artık Ukrayna savaşı nedeniyle üzerindeki NATO baskısı karşısında içeride tam desteğe sahip olduğunu söylemi eskisi kadar inandırıcı bulunmayacaktır.

Vatana ihanetten yargılanmayacağı anlaşmasıyla şimdilik Belarus’a gittiği bildirilen ayaklanma lideri Yevgeni Prigojin’in Moskova’ya ilerlemeyi durdurmasıyla rahat nefes alanlar arasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da var. Son zamanlarda gelişen Türkiye-Rusya ilişkilerinde iki liderin şahsi yakınlığının büyük payı var; sadece seçim döneminde ertelenen milyarlarca dolarlık doğal gaz ödemesi yeter.

Daha iki hafta kadar önce Türkiye’de olan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, Putin’in güç çarpanının azalmasıyla birlikte İsveç’in NATO üyeliğini hatırlatmak için Erdoğan’la görüşmesini ise artan ABD-NATO baskısı olarak yorumlamak mümkün.

Ankara zaman değil, eylem odaklı

Oysa Stoltenberg daha 4 Haziran’da Türkiye’deydi ve seçim kazanıp yeni kabinesini ilan eden Erdoğan’ın yeni dönemde ilk dış teması bu görüşme olmuştu. O görüşmedeki gündem de aynıydı: İsveç’in NATO üyeliğine 11-12 Temmuz’daki NATO zirvesi öncesinde onay verilmesi baskısı.

Bundan on gün sonra, 14 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı Akif Çağatay Kılıç Ankara’da İsveç, Finlandiya ve NATO yetkilileriyle yapılan toplantıda Türkiye için önemli olanın Vilinius Zirvesine onay yetiştirmek değil somut sonuç görmek olduğunu muhataplarına söyledi.

Ankara zaman değil, eylem odaklıydı. ABD ve NATO’nun çoğu Vilinius Zirvesine İsveç’in üye olarak katılmasına sembolik önem veriyorlarsa, İsveç’e Türkiye’nin güvenlik taleplerini yerine getirme baskısı da kurabilirlerdi.

İsveç baskısı 21 Haziran’da Londra’daki Ukrayna toplantısı sırasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD’li karşıtı Antony Blinken ve diğer NATO üyesi karşıtlarıyla yaptığı görüşmelerin de konusuydu. Blinken, ABD Başkanı Joe Biden’ın Erdoğan’ı tebrik telefonunda İsveç’e üyelik onayıyla Türkiye’ye F-16 satış onayı arasında kurduğu bağdan söz etmedi.

İsveç’e üyelik baskısı ve F-16

Beyaz Saray’ın, Kongre onayı etrafından dolanıp F-16 satışına onay verebileceği halde, Kongre’nin önce İsveç’in üyeliğini görüp kararını ona göre verme iddiasını kaldıraç olarak kullandığı görülüyor. Erdoğan’ın 25 Haziran görüşmesinde Stoltenberg’e, NATO’nun güçlendirilmesi için İsveç’i de üye görmek isteyen ABD’nin Türkiye’nin talep ettiği F-16’ları engelleyerek NATO güvenliğine zarar verdiğini söylediği, yapılan açıklamadan anlaşılıyor. Kaldı ki Erdoğan bu pazarlığı kabul edip Türkiye’nin talepleri yerine getirilmeden İsveç’e üyelik onayı verse bile, Kongre’den F-16 çıkacağına garanti verilemiyor.

Oysa Türkiye konunun gündeme geldiği bir yıldan bu yana İsveç’in Türkiye’nin taleplerini yerine getirmiş olmak için terörle mücadele yasasını değiştirmesini yeterli görmüyor, somut sonuç görmek istiyordu. Örneğin, Ankara 28 Haziran 2022 Madrid Mutabakatına dayanarak PKK ve FETÖ suçlu ve zanlılarının iadesi olarak somutlaştırdığı sözün yerine getirilmesini istiyor.

Ankara, ancak İsveç terörle mücadele taleplerini yerine getirdiği zaman, Vilinius’tan önce, sırasında ya da sonra, üyelik onayı vereceğini söylüyor.

Talepleri karşılamak neden zor?

Peki, neden bu kadar zor bu taleplerin karşılanması?

Yasadışı Fethullah Gülen örgütlenmesi ayrı bir hadise; o tamamen 15 Temmuz 2016 darbe girişimine ve Gülen’in hâlâ ABD’de faaliyetini sürdürüyor olmasına bağlı.

PKK ise yıllarca başta Almanya olmak üzere, İsveç dahil Avrupa Birliği ülkelerinde yaygın örgütlendi. Bu ülkeler, PKK’ya cidden dokunurlarsa kendi iç güvenliklerine zarar vereceklerinden çekiniyorlar. Orta Doğu siyasetlerinde işbirliği ortağı olarak görüyorlar. Ayrıca İsveç’in PKK’lı iadesine başlaması, diğer AB üyesi ülkeler için de örnek oluşturacaktır. ABD ise şu anda Suriye’de PKK bağlantılı örgütlerle IŞİD’le mücadele gerekçesiyle Türkiye’yi çok rahatsız eden bir silah arkadaşlığı içinde.

Bu çerçevede Ankara nadiren ele geçirdiği dediğini yaptırma fırsatını İsveç’in NATO üyelik onayı ve Ukrayna savaşında Rusya’yla doğrudan ilişkisini, koruyan tek NATO üyesi ülke olarak yakalamış durumda.

Erdoğan eğer İsveç somut adım atmadan veya Türkiye somut bir kazanç elde etmeden bu onayı NATO zirvesi öncesinde veya sırasında verirse, bu ABD-NATO baskısı sonucunda verilmiş olarak algılanacaktır.

 

Murat Yetkin

Gazeteci-Yazar

Recent Posts

Ortadoğu için bir istikrar ve yeniden yapılanma çağrısı

Mehmet Öğütçü ve Rainer Geiger Ortadoğu, yıllardır süregelen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik çalkantıların izlerini taşıyan…

18 saat ago

Türkiye’nin geleceğini hayal etmek: Gençlerin bugünü ve yarını

Yeni yıla girmemize sayılı gün kala, Milli Eğitim Bakanlığı sayesinde çocuklarımızı ve gençlerimizi maazallah kazara…

24 saat ago

Pentagon’dan Trump’a Suriye resti: Asker sayısı 2000’e yükselmiş

ABD ordusu bir kez daha Donald Trump’a Suriye resti çekiyor. Başkanlık görevini 20 Ocak’ta devralacak…

2 gün ago

Bakan Bayraktar: “ABD Gazprombank yaptırımından Türkiye’yi muaf tutacak”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD'nin Gazprombank için uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'yi muaf tutacağını…

2 gün ago

MSB’den ABD’ye yanıt: “Türkiye’nin SDG ile görüşmesi söz konusu değil”

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller'ın Suriye'de Türkiye destekli Suriye Milli…

3 gün ago

Yeni Suriye: Birleşik ordu, imar, anayasa ve Türkiye’nin rolü

Esad gitti ama bence Suriye için en çetin meydan okuma yeni başlıyor. İsrail, ülkenin tüm…

3 gün ago