Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 9 Ekim’de İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı arayarak sivillere yönelik saldırıların derhal durdurulmasını istedi.
9 Ekim’de toplanan Cumhurbaşkanlığı kabinesinin ardından konuşan Erdoğan, İsrail’in Gazze dahil Filistin topraklarına yönelik bombardımanını, Filistinlilerin de İsrail’de sivillere yönelik tacizlerini durdurmasını talep etti.
Erdoğan, gerek İsrail gerekse Filistinlilerin sivilleri hedef almasını onaylamadığını söyledi.
Erdoğan, “Gazze’nin orantısız hava ve kara saldırılarıyla yerle yeksan edilmesi, camilerin bombalanması, bu sırada yaşanan masum çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ölümleri asla kabul edilemez bir durumdur. İsrail şehirlerine yönelik eylemlerde benzer manzaralar ortaya çıkmışsa bunları da kesinlikle tasvip etmiyoruz,” dedi.
Filistin Devlet Başkanı Abbas, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un yanı sıra Katar Emiri Şeyh Temim, Lübnan Başbakanı Mikati ve Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile de görüştüğünü belirten Erdoğan “akan kanı nasıl durdurabileceğimizi değerlendirdik,” dedi.
Erdoğan, Türkiye olarak tarafların talep etmesi halinde esir takası dâhil her türlü ara buluculuğa hazır olduğumuzu belirtmek isterim” dedi.
Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
Müslümanlar olarak ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve onun içinde yer aldığı Kudüs-u Şerif’in gönül dünyamızda ayrı bir yeri var. İnsanlığın en eski yerleşimlerine, medeniyetlerine beşiklik eden Kudüs merkezli coğrafyadaki her kökenden ve inançtan insanlar ecdadımızın idaresinde asırlarla barış ve huzur içinde yaşamıştı. Ecdat, bölgenin dini zenginliğine El Halil Kapısı’nın üzerine “La İlahe İllallah İbrahim Halilullah” ifadesini yazacak kadar özenle ve itinayla yaklaşmıştı.
Maalesef bu bölge Birinci Dünya Savaşının ardından orayı tek etmek zorunda kalmamızla birlikte kanın, gözyaşının, gerilimin, çatışmanın, işgalin eksik olmadığı bir yere dönüştü. Hem Filistin halkına yapılan haksızlıklar ve zulümler, hem üç dinin kutsallarını içinde barındıran Kudüs’ün, özellikle de Mescid-i Aksa’nın mahremiyetine yönelik tecavüzler bölgeyi hep diken üstünde tuttu. Sorunların bu kadar derinleşmesinde elbette uluslararası toplumun Filistinlilere verdiği sözleri yerine getirmemesinin de çok ciddi payı vardır. Birleşmiş Milletler’in ve diğer uluslararası kuruluşların Filistin’le ilgili aldığı kararların neredeyse hiçbiri uygulanmadı.
Türkiye olarak bizim bu konudaki tavrımız en başından itibaren nettir, 1949 yılından beri İsrail Devleti’ni tanıyoruz ve kimi zaman kesintiye uğrasa da diplomatik ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Bununla birlikte, 1967 sınırlarında Başkenti Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız, egemen bir Filistin Devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğine inanıyoruz.
Filistin halkını sürekli taciz ederek, can ve mal güvenliğini hiçe sayarak, evlerine ve arazilerine el koyarak, altyapısını tahrip ederek, kalkınmasına engel olarak bölgedeki sorunun çözülmeyeceği açıktır. Böyle bir yaklaşım sadece derinleşen huzursuzluğun yol açtığı çatışmaların artmasına, her iki tarafın da sürekli kanının dökülmesine, nihayetinde de barış arayışlarının hep hüsranla sonuçlanmasına yol açar. İsrail’in Filistin halkının temel haklarını hiçe sayan yaklaşımı son olayda da görüleceği üzere kendi halkının güvenliğini de tehdit etmektedir.
Biz, ne İsrail topraklarında ne Filistin topraklarında tek bir masumun dahi burnunun kanamasına razı olmadığımızı hep söyledik, söylüyoruz, bugün de aynı yerdeyiz, değişen bir şey yok. Bugün, hiçbir ayrım yapmadan, inancına, kökenine bakmadan insanı bu şekilde savunuyoruz.
İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskıya, zulme, yargısız infazlara, can ve mal tehdidine de nasıl karşıysak, İsrailli sivillere yönelik rastgele eylemlere de aynı şekilde karşıyız. Hele hele Gazze’nin orantısız hava ve kara saldırıyla yerle yeksan edilmesi, camilerin bombalanması, bu sırada yaşanan masum çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ölümleri asla kabul edilemez bir durumdur.
İsrail şehirlerine yönelik eylemlerde benzer manzaralar ortaya çıkmışsa, bunları da kesinlikle tasvip etmiyoruz. Her şeyin olduğu gibi savaşın da bir adabı ve ahlakı vardır, tüm taraflar buna riayet etmekte mükelleftir. Altını çizerek hep ifade ettiğimiz gibi; adil bir barışın kaybedeni olmaz. Bir şiddet sarmalına girilmesi, ilave acıdan başka bir şey getirmez.
İsrail yönetiminden Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik bombardımanlarını, Filistinlilerden de İsrail’deki sivil yerleşimlere yönelik tacizlerini durdurmalarını istiyoruz. Bu itidalli adım, barışa giden yolun kapısını da aralayacaktır. Gün fevri değil, devlet aklıyla, soğukkanlılıkla ve insanlık vicdanıyla hareket etme günüdür. Türkiye olarak tarafların talep etmesi hâlinde esir takası dâhil her türlü arabuluculuğa hazır olduğumuzu belirtmek isterim.
Bir süredir devam ettirdiğimiz, son üç gündür daha da yoğunlaştırdığımız diplomatik temaslarımızı arttırarak sürdürüyoruz. Bugün Filistin Devlet Başkanı Sayın Abbas ve İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Hertzog ile son derece verimli birer telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Her iki lidere de sivil ölümlerinden duyduğumuz derin üzüntüyü ifade ettim. Çatışmaların sonlandırılması ve sükûnetin bir an önce sağlanması noktasında elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu dile getirdik.
Yine bugün Katar Emiri Şeyh Temim, Lübnan Başbakanı Sayın Mikati, Malezya Başbakanı Sayın Enver İbrahim ile de görüşerek akan kanı nasıl durdurabileceğimizi değerlendirdik. Gazze halkının ihtiyaç duyacağı insani yardım malzemelerinin tedariki konusunda da gerekli hazırlıklarımızı yapıyoruz.
MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan açılımıyla başlayan gelişme ve tartışmaların hem MHP hem de CHP’de oy…
President Tayyip Erdoğan welcomed Donald Trump's return to the US presidency. During Trump's previous tenure,…
Türkiye’yi hedef alan iki vekil gücün liderlerine ilişkin Ekim ayında, ardı ardına önemli gelişmeler yaşandı.…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesine memnun oldu. Bir sorun çıktığında doğrudan…
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul…
Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli;…